Çocukluk çağı hastalıklarından biri olan kabakulak, virüs kaynaklı ve son derece yüksek bulaştırıcılığa sahip bir rahatsızlıktır. Paramiksovirüs ailesinden Rubulavirüs cinsinin bir üyesi olan kabakulak virüsü, bir tür RNA virüsüdür. Bilinen tek konağı insan olan kabakulak virüsü, tıp dilinde parotis, submandibular ve sublingual olarak adlandırılan tükürük bezlerinde iltihaplanmaya yol açar.
Kabakulak Nedir?
Kabakulak hastalığında bazen pankreas ve diğer organların tutulumu görülebilir. Akut gelişen ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olan kabakulak, virüsün kişiye bulaşmasından 16 ila 18 gün sonra ortaya çıkar. Kabakulak hem kız hem de erkek çocuklarında eşit oranda görülse de hastalığa bağlı olarak gelişen komplikasyonlar erkek çocuklarında %72 oranında daha fazla görülür.
Kış mevsimi sonu ve ilkbahar mevsiminin başlangıcı olarak tanımlanabilen Ocak ile Mayıs ayları arasında daha sık izlenen kabakulak hastalığı, diğer aylarda da ortaya çıkabilir. Hastalık, başlangıç aşamasında büyük tükürük bezi olarak tanımlanabilen parotis bezlerinde şişliğe yol açar. Parotis bezinin şişmesine bağlı olarak kişide hassasiyet, ağrı, yutkunma güçlüğü gibi belirtiler meydana gelir. Kabakulak hastalığını geçiren kişilerin virüse karşı bağışıklık geliştirmesine bağlı olarak kişinin tekrar hastalığa yakalanması söz konusu değildir. Kabakulak tedavisi konusuna geçmeden önce sıklıkla merak edilen “Kabakulak nedir?” sorusunu yanıtlamak gerekir.
Kabakulak, çoğunlukla anatomik açıdan kulaklara yakın bölgede konumlanan parotis adlı tükürük bezlerini etkileyen, bulaşıcı ve virüs etkenli bir enfeksiyondur. Virüsün oluşturduğu enfeksiyona bağlı olarak parotis bezlerinin biri ya da her ikisi birden şişebilir. Yüzde oluşan şişlik, aynı zamanda hastalığa adını da verir.
Kabakulak hastalığı, %70 oranında parotis adlı tükürük bezi tutulumu ile gerçekleşse de submandibular ve sublingual adlı tükürük bezleri ve diğer sinirsel yapılar da hastalıktan etkilenebilir. Öyle ki bazı vakalarda testis, yumurtalık, pankreas, diğer bazı organlar ya da beyin ve omuriliği çevreleyen zar olarak tanımlanabilen meninks tutulumu da görülebilir. Bu tabloda yer alan ve en yaygın olarak görülen rahatsızlık testis iltihaplanmasıdır. Ayrıca yumurtalık iltihabı, menenjit, beyin iltihabı, pankreas iltihabı, geçici veya kalıcı işitme azlığı veya kaybı gibi komplikasyonlar da görülebilir.
Hastalık, 10 binde 1 oranında yaşam kaybı ile sonuçlanır. Testis iltihabı gelişen çocuklarda infertilite gelişebilir. Kabakulak virüsü, kişiden kişiye damlacık yoluyla bulaşır. Farklı bir deyişle hapşırık, öksürük, tükürük, salya, konuşma sırasında açığa çıkan damlacıkların havaya karışmasıyla virüs, sağlıklı bireylere bulaşır. Ayrıca bu damlacıkların etrafta bulunan nesnelere gelmesi ve sağlıklı kişinin daha sonra bu nesnelere dokunması ile de hastalık kişiden kişiye bulaşabilir.
Kabakulak Hastalığı Nedenleri Nelerdir?
Paramiksovirüs ailesinden Rubulavirüs cinsinin bir üyesi olan RNA virüsü, kabakulak hastalığının tek etkenidir. Mevsim geçişlerinin oluştuğu Ocak ve Mayıs aylarında daha kolay şekilde yayılabilen virüs, bu dönemlerde daha sık hastalığa yol açar. Virüsün oluşturduğu enfeksiyon, kişiden kişiye damlacık yoluyla bulaşır. Kişinin etrafında kabakulak hastası olması durumunda virüs kolayca sağlıklı kişiye bulaşabilir. Öksürük, hapşırık, öpüşmek, enfekte kişiyle direkt temas, virüsün bulunduğu yüzeyle temas, enfekte kişi ile ortak eşya kullanımı, yiyecek içecek paylaşımı gibi etkenler kabakulak hastalığının sağlıklı kişiye bulaşmasına neden olur.
Kabakulak virüsünün vücuda girmesi solunum yoluyla gerçekleşir ve virüsün çoğalması da solunum yollarında gerçekleşir. Ardından viremi olarak adlandırılan virüsün hızla çoğalması gerçekleşir. Vakaların yaklaşık %30 ila %40’ında hastalık, klinik açıdan belirgin bir belirtiye yol açmasa da geriye kalan kısmında kabakulak semptomatik seyreder. Nadir de olsa kabakulağa bağlı olarak pankreatit, ooforit, poliartrit, sarılık, tiroidit, miyokardit, hepatit, nefrit, mastit, prostatit, serebellit, gözyaşı bezi tutulumu ve trombositopeni gibi komplikasyonlar gelişebilir.
Kabakulak hastalığından korunmanın tek yolu aktif bağışıklıktır. Kabakulak aşısı, 12 ay ve üzeri yaşlardaki çocuklarda mutlaka yapılmalıdır. Çocuklarda ve yetişkinlerde kabakulak enfeksiyonu tedavisine geçmeden önce hastalığın belirtilerinden söz etmek gerekir.
Kabakulak Belirtileri Nelerdir?
Kabakulak virüsü tarafından enfekte edilen kişilerin %30 ila %40’lık kısmında kabakulak hastalığı belirtileri görülmeyebilir. Ancak kişinin hiç belirti göstermemesi, hastalığı başkalarına bulaştırmayacağı anlamına gelmez. Bazı kişilerde ise belirtiler son derece hafif şiddetlidir. Kabakulak belirtileri, kişiye virüsün bulaşmasını takip eden ve 2 ila 4 hafta süren kuluçka döneminden sonra ortaya çıkar.
Çocuklarda kabakulak hastalığı belirtileri ile yetişkinlerde görülen belirtiler, benzer nitelikte olsa da bazı durumlarda belirtiler daha şiddetli olabilir. Ayrıca yetişkinlerde komplikasyon gelişme riski daha yüksektir.
- Tükürük bezlerinde şişme,
- Lenf bezlerinde şişme,
- Şişliğin bulunduğu alanlarda ağrı,
- Yorgunluk ve halsizlik,
- Kas ağrıları,
- Eklem ağrıları,
- İştah kaybı,
- Hafif ateş,
- Baş ağrısı,
- Mide bulantısı,
- Ağız kuruluğu,
- Çiğneme güçlüğü.
Kabakulak hastalığında oluşan şişlik tek ya da çift taraflı olabilir. Hastaların yaklaşık %25’inde şişlik tek taraflıdır. Bu durum kişinin yüzünde asimetrik bir görünüme yol açabilir.
Kabakulak Tanısı Nasıl Koyulur?
Kabakulak tanısı için çoğunlukla kişide görülen belirtilerin incelenmesi yeterli olsa da hekim, kesin tanı için hastanın fizik muayenesi yapar. Gerekli durumlarda laboratuvar testleri yapılır. Ensefalit ve menenjit gelişimine dair bulguların varlığında test amacıyla bel bölgesinden, beyin omurilik sıvısının alınması gerekebilir. Bu sıvının laboratuvar ortamında incelenmesiyle, ilgili hastalıkların varlığı kontrol edilir. Elde edilen bulgular ışığında kişiye kabakulak tanısı koyulur.
Kabakulak Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kabakulak virüs kaynaklı bir hastalık olduğundan yaygın inanışın aksine hastalığın tedavisinde antibiyotik kullanılmaz.
Kabakulak tedavisinde antibiyotik, eğer kişide varsa ikincil enfeksiyonun tedavisi için reçete edilebilir.
Kabakulak hastalığının etkin bir tedavisi bulunmaz. Uygulanan tedavi semptomatiktir. Farklı bir deyişle kişide var olan belirtilerin azaltılması ve sıkıntıların hafifletilmesi amaçlanır. Örneğin hastalık sırasında oluşan ağrı ve ateş gibi belirtilerin giderilmesi için kişiye ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar reçete edilebilir.
- Yatak istirahati,
- Bol sıvı tüketimi,
- Tuzlu su ile gargara,
- Şişen tükürük bezlerini rahatlatmak için soğuk kompres uygulaması,
- Çorba gibi tüketimi kolay besinlerin tercih edilmesi.
Kabakulak son derece kolay bulaşabilen bir hastalıktır. Bu nedenle kişinin sosyal izolasyonu son derece önemlidir. Kişinin doktorun önerdiği süre boyunca (çoğunlukla belirtilerin ilk görüldüğü andan itibaren bir hafta) evde istirahat etmesi ve sağlıklı kişilerle aynı ortamda bulunmaması önerilir. Kabakulak geçiren kişide aşırı kusma, şiddetli baş ya da karın ağrısı, testislerinde şişlik, kızarıklık ya da ağrı varsa vakit kaybedilmeden en yakın hastanenin acil servisine başvurulmalıdır.
Kabakulaktan Nasıl Korunulur?
Kabakulak hastalığına ait antikorlar doğum öncesinde plasenta yoluyla bebeğe geçer. Bu nedenle bebeklerde kabakulak nadiren görülür. Kabakulak hastalığından korunmanın tek yolu ise aşılanmaktır.
Kabakulak aşısı çocuklarda 12. ayın sonunda ve ilkokul birinci sınıfta üçlü aşı kapsamında uygulanır.
Üçlü aşı ya da diğer adıyla 3 K aşısı, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak hastalıklarına karşı koruyuculuk sağlar.
Kabakulak hastalığı hakkında merak ettikleriniz ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için web sitemizde yer alan iletişim formunu kullanabilirsiniz.