Koronavirüs salgını dünya çapında yüz binlerce kişinin ölümüne ve milyonlarca insanın hastalanmasına neden olarak, tarihte görülen en büyük salgın hastalıklarından biri olarak kabul edilmiştir. Ancak günümüzdeki tıbbi gelişmeler sayesinde koronavirüsün erken tanı ve tedavisi yönünde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Mevcut yaklaşımda koronavirüse yakalanan hastalarda uygulanan en etkili tedavi yöntemlerinden biri immün plazma tedavisidir. Son dönemde popüler olan ve kişiler tarafından sıklıkla dillendirilen “İmmün plazma tedavisi nedir?” sorusuna tatminkar ve doğru yanıtların verilmesi, COVID-19 enfeksiyonu ile mücadelede hayli önem arz etmektedir.
Plazma Tedavisi Nedir?
Sağlıklı kişiler vücuda giren yabancı madde ve organizmalara karşı, bağışıklık sistemleri sayesinde iltihabi bir reaksiyon gösterir. Bu sayede söz konusu yabancı oluşum bertaraf edilerek vücuttan uzaklaştırılmaya çalışılır. Bu bağışıklık süreci ise oldukça karmaşık ve aşamalı birtakım fizyolojik olayların seyri sonrası gerçekleşir.
Normal kişilerde vücut iki temel bağışıklık sürecini takip eder. Doğal bağışıklık adı verilen süreçte; ciltteki bariyer görevi gören tabakalar, solunum yolunda yer alan salgı ve tüyler, mide asidi, antibakteriyel özellikli göz yaşı gibi çeşitli elemanlar vücudun korunması ve yabancı organizmaların henüz vücuda girmeden yok edilmesi adına çok önemli roller üstlenir. Bunların yanında vücuda girmeyi başarmış ilk mikroorganizmalara nötrofil ve makrofaj adı verilen çeşitli bağışıklık sistemi hücreleri saldırmaya başlar. Bu hücrelerin koruma mekanizması giren canlıdan bağımsız olarak her iltihaplanmada benzer şekilde gerçekleşir. Tüm bu süreçler doğal bağışıklık başlığı altında kabul edilir.
Ancak çeşitli mikroorganizmalar, kanser gibi hastalıklar ve yabancı maddelerin vücutta tam olarak uzaklaştırılması daha özel bağışıklık tedbirleriyle sağlanabilmektedir. Normalde bu etkenlere hususi bir direnç göstermeyen bir vücudun çeşitli mekanizmalarla bağışıklık kazanması şeklinde cereyan eden bu sürece, kazanılmış bağışıklık adı verilir. Kazanılmış bağışıklıkta vücut yabancı etkeni tanımlar, öğrenir ve etkene mahsus birtakım reaksiyonlar geliştirerek etkili bir bağışıklık ortaya koyar.
Kazanılmış bağışıklık esnasında, lenfosit adı verilen özel hücreler etkin rol üstlenir. Özellikle T lenfositler denilen hücre sınıfı, yabancı mikroorganizmaların tanımlanmasında oldukça önemlidir. B lenfositler adı verilen ikinci bir grup hücre ise, antikor adı verilen özel biyolojik molekülleri üreterek bu yabancı etkenlerin yok edilmesini, bağışıklık hücreleri için işaretlenmesini ve sonradan gelişebilecek ikincil enfeksiyonlara karşı koruyuculuk kazanılmasını sağlar. Antikorlar her bir etken için özel olarak üretilir ve özellikle virüsler, mantarlar, kanser hücreleri gibi çeşitli zararlı hücrelerin yok edilmesinde vazgeçilmezdir.
İşte, belirli bir mikroorganizmaya spesifik olarak üretilen bu antikor moleküllerinin vücuttan izole edilerek, bir başkasına aktarılması yoluyla hastaya bağışıklık kazandırılması ve tedavide kullanılması durumuna immün plazma tedavisi adı verilir.
Plazma Tedavisi İçeriğinde Neler Yer Alır?
Vücut, yabancı madde ve mikroorganizmaları yapılarında bulunan çeşitli biyolojik moleküller üzerinden tanımlayabilir. Antijen adı verilen bu moleküller çeşitli hücresel reaksiyonlar sonucu izole edilir ve antijenle birebir uyumlu antikorlar sentezlenir. Bazen tek bir mikroorganizma için birden fazla antijene yönelik çok sayıda farklı antikor üretimi söz konusu olabilir.
Bu doğrultuda hastalarda kullanılan plazma sıvıları; daha önce söz konusu mikroorganizma ile karşılaşmış ve bağışıklık kazanmış kişilerin kan sıvılarının çeşitli yöntemlerle izole edilerek antikor içerikli kısmının saflaştırılması ile elde edilir. Hastalık etkeninin tamamen ortadan kaldırılabilmesi için antijenine karşı gelişmiş, tam etkili ve yeterli sayıda antikorun bulunması gerektiğinden; plazma sıvıları birden fazla hastadan elde edilen antikor içerikli sıvılarla oluşturulur. “Antikor kokteyli” ifadesi bu doğrultuda kullanılan bir terimdir.
Plazma Tedavisi Nasıl İşe Yarar?
Herhangi bir kişiye hastalık etkeninin bulaşması sonucu, vücut ilk olarak doğal bağışıklık elemanları ile etkenin yayılmasını durdurmaya çalışır. Buna göre etkenin çoğalmasını önlemek için; göz ve burun salgılarını artırabilir, ateşi yükseltir, vücudun doğal bağışıklık hücreleri olan nötrofil ve makrofajları enfeksiyon sahasına yönlendirir.
Tüm bu önlemlere rağmen etken yok edilemediğinde, lenfositlerin devreye girmesi sağlanır. Lenfositler çeşitli aşamalar sonucunda etkeni izole etmeyi başararak antikor üretimini tetikler. Antikor üretimi sonrası gelişen kazanılmış bağışıklık sonrasında etkenin yok edilmesine çalışılır. Bununla birlikte, tüm bu süreçler esnasında etken hızla çoğalmayı sürdürdüğünden hastalık tablosu ağırlaşabilir.
Plazma tedavisi; hastalarda kazanılmış bağışıklık aşamaları henüz tamamlanmamış durumdayken veya antikor üretimi yetersiz kalıp ağır hastalık tablosu yerleştiğinde kullanılan bir yöntemdir. Plazma tedavisi ile verilen antikor içeriği vücudun henüz mikroorganizmayı uzaklaştıramadığı durumda, takviye bir güç gibi işlev görür. Mikroorganizmanın antijenlerine tutunarak hem çoğalmasını engeller, hem parçalanarak yok edilmesine yardımcı olur, hem de hastanın bağışıklık elemanları tarafından mikroorganizmanın kolay tanınabilmesi için işaretlenmesini sağlar. Bunun yanında, plazma tedavileri bazı hastalıklarda koruyucu olarak hastalık öncesinde de uygulanabilir.
COVID Plazma Tedavisi Nedir?
SARS-CoV-19 virüsü yapısında bulunan bazı antijenler sayesinde hızlı şekilde bulaşarak solunum yollarına yerleşir. Solunum yollarında hızla çoğalan virüs, buradan kan dolaşımına ulaştıktan sonra ACE-2 adı verilen vücut antijenini içeren hemen her dokuda enfeksiyona yol açabilir.
Bu bağlamda, COVID-19 hastalığına yakalanmış ve virüsün bahsedilen antijenlerine karşı yeterli ve etkili antikorlar ürettiği belirlenen kişilerin kanlarından izole edilen antikor sıvıları; aynı bağışıklığı gösterememiş hastalarda kullanılmak üzere hazırlanabilir. Bu şekilde verilen antikor sıvıları COVID plazma tedavisini oluşturur.
Covid plazma tedavisi sayesinde virüsün vücut içinde yaygınlaşması önlenerek, yeterli bağışıklık gösteremeyen vücut hücrelerine takviye güç sağlanır ve virüsün vücuttan temizlenme süreci hızlandırılır. Klinik tabloda plazma tedavisi sonrası iyileşme görülebilirken, hastalık süresi kısalır.
COVID Plazma Tedavisinin Riskleri Nelerdir?
Plazma tedavisi; mevcut klinik yaklaşımda COVID-19 hastalığı için tanımlanmış etkili bir ilaç tedavisi bulunmadığından kullanılır. Plazma tedavisi sunduğu faydaların yanında bazı riskleri de beraberinde getirir. Bu anlamda aşağıdaki durumlar plazma tedavisi sonrası görülebilen istenmeyen etkiler arasında yer alır:
- Verilen antikor içeriğine bağlı olarak bazı hastalarda plazma tedavisine rağmen hastalığın ilerlemesi devam edebilir veya yeterli etki görülemeyebilir.
- Başka bir hastaya ait antikor içeriği nedeniyle alerjik yan etkiler ortaya çıkabilir.
- Vücuda kısa sürede yoğun antikor içeriği verildiğinden, akciğerlerde hasar meydana gelerek solunum güçlüğü gibi problemler meydana gelebilir.
- Başka hastadan alınan kan örneğinden hazırlandığından kan örneğine bağlı HIV, hepatit B ve hepatit C gibi başka virüs enfeksiyonlarının gelişme riski vardır. Bununla birlikte, her kan örneği öncesinde detaylı incelemeden geçtiği için bu risk oldukça düşüktür.