Arama

Üzgünüz, Aradığınız Sonuç Bulunamadı

Aramanızla eşleşen herhangi bir sonuç bulunamadı, lütfen arama terimlerinizi değiştirerek tekrar deneyiniz.

Bağışıklık Sistemi İçin Uykunun Önemi

image


Uyku biliminde son yıllarda artan araştırmalar ve meydana gelen gelişmeler sonucunda uyku düzeninin vücudun hemen her sistemi üzerinde etki sahibi olduğu görülmüştür. Hem zihinsel hem de fiziksel sağlık üzerinde önemli etkileri bulunan uyku, güçlü bir bağışıklık sistemi için de oldukça önemlidir.

Bağışıklık Sistemi İçin Uyku

Sağlığın korunması, akut ve kronik birçok hastalığın engellenmesi, yaraların iyileştirilmesi için bağışıklık sistemi kilit role sahiptir. Çift yönlü bir ilişki içerisinde bulunan bağışıklık sistemi ve uyku, birbirinden büyük ölçüde etkilenir. Vücutta gelişen enfeksiyonlar, hastalıklar ve buna bağlı ortaya çıkan belirtiler uyku düzenini bozabilir. Yetersiz ya da düzensiz uyku da bağışıklık sisteminin zayıflamasına, vücudun hastalıklara yatkın hale gelmesine yol açar. 

Korona virüsünün neden olduğu pandeminin 2019 yılının sonlarından bu yana dünyayı etkisi altına almış olduğu bu dönemde, güçlü bir bağışıklık sistemi virüsten ve yol açtığı etkilerden korunmada en önemli rolü üstlenir. Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde hastalığın çok daha ağır seyrettiği, iyileşme süresinin uzadığı ve zatürre gibi şiddetli sorunların gelişme ihtimalinin önemli ölçüde arttığı görülür. Bu nedenle COVID-19 enfeksiyonuna karşı bağışıklık sistemini güçlendirmede uyku düzeninin önemi oldukça fazladır.

Bağışıklık Sistemi Nasıl Çalışır?

Bağışıklık sistemi, vücudun hastalıklara karşı savaşan savunma ağıdır. Pek çok farklı bağışıklık hücresi türü ile vücuda giren enfeksiyöz ajanlara, malign hücre topluluklarına ve antijenlere karşı saldıran bu sistem genel olarak sağlık ve yaşam için tehdit olan her türlü unsura karşı vücudu korumakla görevlidir. Temel savunma yöntemleri doğuştan gelse de, vücudun karşılaştığı ajanlar ve geçirilen hastalıklar neticesinde yeni antikor türleri üretilir ve bu sayede savunma sistemi sürekli olarak kendini geliştirir. Bu durum aynı zamanda kazanılmış bağışıklık olarak da adlandırılır. 

Vücuda herhangi bir hastalık etkeni girdiğinde beyaz kan hücreleri bu ajanı tespit eder ve vücuttaki diğer beyaz kan hücrelerini de saldırıya hazırlayan sitokinleri salgılamaya başlar. Sitokinler, bağışıklık sisteminin haberci rolünü üstlenen hücreleridir ve gereken savunma yanıtının oluşturulmasında büyük bir etkiye sahiptir. Histamin gibi diğer proteinler ise ajanın tespit edildiği bölgede kızarıklık, şişlik, kaşıntı gibi bağışıklık reaksiyonlarının oluşturulmasında görev alır. 

Güçlü bir bağışıklık sistemi bir tehdit veya yaralanma algıladığında iltihaplanma, ateş, ağrı, kızarıklık, şişlik gibi yanıtları oluşturur. Hastalık yapıcı (patojen) ajanlara ise doğrudan saldırır ve yok eder. Bağışıklık sisteminin vücuda giren tehditleri zamanında algılayabilmesi, bunlara doğru ve yeterli yanıt oluşturması, doğru zamanda harekete geçmesi ve kendi doku ve organlarına zarar vermeden çalışması gerekir. Bu şekilde çalışan güçlü bir savunma sistemi ise sağlık durumu, beslenme düzeni, hijyen ve uyku düzeni gibi birçok faktörle doğrudan ilişki içerisindedir.

Uyku Düzenine İlişkin Sorunlar Bağışıklığı Nasıl Etkiler?

Sağlıklı bir uyku düzeni, bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sürdürmesi için destek oluşturur. Yeterli miktarda ve kaliteli uyku uyumak hastalık etkenlerine karşı daha hızlı ve etkili bir yanıtın oluşturulması, alerjik reaksiyonlar gibi istenmeyen bağışıklık yanıtlarının şiddetinin azaltılması açısından büyük bir önem taşır. Aynı zamanda savunma sisteminde görevli olan bağışıklık proteinlerinin üretiminin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için de yeterli uyku gereklidir. 

Uykusuzluk, düzensiz uyku, uyku apnesi, sirkadiyen ritm bozukluğu gibi sorunların varlığı halinde bağışıklık sistemi sağlıklı bir şekilde görevini yerine getiremez ve zayıflar. Bu durum vücudu Corona virüs de dahil olmak üzere pek çok hastalığa karşı çok daha yatkın hale getirir. Aynı zamanda istenilen bağışıklık yanıtının oluşturulamamasına bağlı olarak hastalıklar çok daha ağır ve zorlu geçirilir. 

Uykunun bağışıklık sistemi üzerinde bu denli etkili olmasının en önemli nedeni bedensel dinlenmeyi sağlamasıdır. Bedensel dinlenme, hem doğuştan gelen bağışıklığın sağlıklı bir şekilde devamlılığı hem de kazanılmış bağışıklığın olması gerektiği gibi sürdürülmesi açısından öneme sahiptir. Yapılan bazı bilimsel çalışmalara bakıldığında gece uykusu sırasında iltihaplanmaya bağlı olarak sitokin üretiminin arttığı, bu sayede kazanılmış bağışıklık sisteminin güçlendirildiği görülmüştür. Aynı zamanda tıpkı beyinde öğrenme hızı ve hafızayı güçlendirdiği gibi uykunun uyarlanabilir bağışıklık sisteminin hafızasını da güçlendirdiği düşünülür. 

Uyku esnasında bağışıklık sisteminde meydana gelen sitokin artışı gibi gelişmeler neticesinde savunma sisteminde antijenleri tanıma, doğru antijene doğru savunma yanıtını geliştirme gibi fonksiyonların güçlendirildiği üzerinde durulur. Bu gibi bağışıklık güçlendirici aktivitelerin uyku sırasında gerçekleştirilmesinin nedenleri arasında ise 

  • uyurken kas aktivitesi ve solunumun yavaşlaması, 
  • enfeksiyonla mücadeleye ayrılabilecek enerjinin artması, 
  • melatonin hormonunun iltihaplardan kaynaklı stresi azaltmaya yardımcı olması gibi birçok durumdan bahsedilebilir.

Aynı zamanda daha önceden yaptırılmış olan aşıların etkilerini koruması için de düzenli uykunun gerekli olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Dolayısıyla bağışıklık sisteminin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, yeterli ve düzenli uyku ile doğrudan ilişki içerisindedir.

Uykusuzluğun Zararları Nelerdir?

Uykusuzluk veya uyku düzenine, kalitesine ilişkin sorunların akut ve kronik birçok hastalığın gelişme olasılığını arttırdığı bilinen bir gerçektir. Bunun en önemli nedeni ise uyku düzeni ile bağışıklık sistemi arasında yukarıda bahsedilen ilişkidir. Uyku bozukluğu ile karakterize hastalıkları bulunan, geceleri 6-7 saatten daha az uyuyan veya uyku düzeni olmayan bireylerde enfeksiyon hastalıklarına yakalanma olasılığı diğer bireylere oranla çok daha yüksektir. 

Uykunun Corona virüsü enfeksiyonuna yakalanma ve hastalığı ağır geçirme olasılığını artırıcı etkisi de buradan anlaşılabilir. Bununla birlikte diyabet, kalp ve damar hastalıkları gibi kronik hastalık türlerinin gelişiminde de uyku eksikliği önemli bir risk faktörüdür. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için artan iltihaplanma ve sitokin üretimi, sabah saatlerinde yeterli uykunun alınmasına yakın azalarak normal düzeye ulaşır. Yetersiz uyku uyuyan bireylerde ise bu düzenin başarısız olması sonucunda iltihaplanma devam eder ve düşük seviyeli sürekli bir olumsuzluğa yol açar. Bu durumun uzun vadeli olarak devam etmesi diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, depresyon, nörodejeneratif hastalıkların gelişimi ile ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla birçok hastalık türünün gelişiminde yetersiz uyku uyumanın bir tetikleyici etken olarak kabul edilmesi gerekir.

Koronavirüs ve Diğer Hastalıklardan Korunmak İçin Uyku Düzeni Nasıl Olmalıdır?

Doğru bir uyku düzeni; her gece yeterli miktarda ve kesintisiz uyku uyumak, aynı zamanda yatış ve kalkış saatlerinin belirli bir düzen içerisinde devam etmesi anlamına gelir. Uyku düzeninin iyileştirilmesi için öncelikle yaşam tarzı ve alışkanlıklar gözden geçirilmelidir. Vücudun yatağa yattığında uyku için kendini hazırlamaya başlaması için yatak yalnızca uyku amaçlı kullanılmalı, gün içinde vakit geçirmek için farklı ortamlar tercih edilmelidir. 

  • Yatmadan önce uykuyu kaçırabilecek kahve, gazlı içecekler ve çay gibi besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. 
  • Her gece yaklaşık olarak aynı saatte yatmak ve sabah aynı saatte kalkmak doğru bir uyku düzeni için olmazsa olmazdır. 
  • Sağlık açısından gece uykusunun önemi çok yüksek olduğundan bu saatler her gece 7-8 saat uyku uyuyabilecek şekilde ayarlanmalıdır. 
  • Gece uykusu için yatağa yatıldıktan sonra telefon, tablet, bilgisayar gibi ışık yayan aletlerin kullanımı uykunun en büyük düşmanları arasında yer alır. Yapay ışık oluşturan bu cihazlar beynin uyumaya hazırlanmasını engellediğinden uykuya dalmayı güçleştirir. 
  • Aynı etki nedeniyle yatak odası da tamamen karanlık olmalı, sabah zamanında uyanabilmek için güneşin doğuşu ile birlikte odanın aydınlanacağı şekilde pencere ve perde düzeni oluşturulmalıdır.
  • Gece uykusunun kesintisiz olması, uyku verimliliği açısından çok önemli olan bir diğer unsurdur. Bu nedenle uykuda kesintiye neden olacak tuvalet ihtiyacının önlenmesi için yatmadan önce çok fazla su veya içecek içilmemeli, yatak odası için evin en az gürültü alan odası tercih edilmeli, sabah saatlerinde alarm erteleme davranışından kaçınılmalıdır. 
  • Akut veya kronik herhangi bir uyku bozukluğu hastalığı bulunanların bu konuda hekimlerine danışmaları ve hekimlerinin önerileri doğrultusunda tedavi planlarına sadık kalmaları oldukça önemlidir. Aksi takdirde bu kişilerde uyku problemleri sürekli olarak devam edeceğinden bağışıklık sistemi olumsuz etkilenir, uykusuzluğa bağlı yukarıda belirtilen hastalıklara yatkınlık önemli ölçüde artar. Bu hastalıkların tedavi edilmesi ile birlikte uykusuzluğun zararları önlenebilir.

Corona virüsü de dahil olmak üzere birçok enfeksiyon hastalığından ve çok sayıda kronik hastalıktan korunmak adına gece düzeninin önemi öne çıkar. Bununla birlikte sağlıklı beslenmeye ve düzenli egzersize dikkat ederek, sağlık kontrollerinizi zamanında yaptırarak hastalıklara karşı önleminizi alabilirsiniz.

Uyku düzeninin sağlık ve bağışıklık sistemine etkileri ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için web sitemizde yer alan iletişim formunu kullanabilirsiniz.

Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
Yukarı Kaydır
loading