Beslenme, solunumdan sonraki en önemli yaşamsal faaliyetlerden biridir ve özellikle gelişim sürecinde olan bebek ve çocuklar için oldukça kritik öneme sahiptir.
Açlık hissi olarak da tariflenen iştah durumu, vücudun metabolik faaliyetleri için gerekli enerji alımını düzenleyen yeme isteği şeklinde tanımlanabilir.
Özellikle gelişme çağında ortaya çıkan iştah kaybı doğru zamanda, uygun girişimlerle kontrol altına alınmazsa çocuğu, zihinsel ve fiziksel gelişim geriliği ile birlikte bağışıklık sisteminde yetersizlik, çeşitli hastalıklara yatkınlık gibi ciddi sağlık sorunlarına çok daha yatkın hale getirir.
Bu gibi sorunların önüne geçebilmek için çocuklarda iştahsızlık belirtileri erken dönemde fark edilmeli ve özellikle bebeklerde ani iştahsızlık nedenleri hakkında doğru bilgi sahibi olmalıdır.
Bebeklerde İştahsızlık
Doğumdan sonraki ilk süreçte bebeğin sağlıklı gelişimini sürdürebilmesi için her şeyden önce yeterli anne sütü alımını sürdürmesi ve günlük uyku ihtiyacını eksiksiz şekilde karşılaması gerekir. Bu süreçte ortaya çıkan beslenme sorunları bebeğin hem zihinsel hem fiziksel gelişimini doğrudan etkileyeceği için iştahsızlık gibi problemlerin mümkün olan en hızlı şekilde fark edilip tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Yenidoğan döneminden itibaren bebeğin yeterli düzeyde beslenip beslenmediğini anlayabilmek için ilk bir ay gerekirse her hafta düzenli kilo takibi yapılır. Bunun yanı sıra diğer nörogelişimsel özellikler de göz önünde bulundurulur. İlk 6 aylık süreçten sonra ek gıdaya geçişle birlikte bebeğin ilk 3 ay günde 20-30 gr,3-6 aylık dönemde günde 15-20 gr , 6-9 ay arasında günde 10-15 gr alması ,bunun sonrasında 9-12 ay arasındaki süreçte ise haftada en az 50 gram kilo alması beklenir. İştah kaybı gibi beslenme problemlerini saptayabilmek için özellikle bu süreçte kilo alımının doğru şekilde değerlendirilmesi kritik önem taşır.
Herhangi bir yiyeceğe karşı bilinçli istek duyma durumu olarak tanımlanabilen iştah, sindirim sistemi ile birlikte merkezi sinir sistemi, pankreas ve adrenal bezler gibi yardımcı organlara ait çeşitli salgılar tarafından kontrol edilir. Bebeklerde iştahsızlık sorunu, fizyolojik ve metabolik bazı hastalıklar sonucunda ortaya çıkabileceği gibi tamamen psikolojik faktörlerden kaynaklı olarak da meydana gelebilir. Yaşamın ilk aylarında görülen yetersiz beslenme durumu genellikle hızlı şekilde fark edilir. Ancak çocukta ciddi beslenme bozukluğu bulguları ortaya çıkana dek gözden kaçan iştahsızlık problemlerinden bahsetmek de mümkündür. Bu nedenle özellikle bebeklerde sağlıklı beslenme düzenini doğru şekilde oluşturmak; iştahsızlığa yol açan nedenleri eksiksiz olarak bilmek ve özellikle doktor kontrolü gerektiren durumları gözden kaçırmamak gerekir.
Çocuklarda İştahsızlık Nedenleri
Çocuklarda iştahsızlık problemi sağlıklı gelişimini sürdüren çocukların %25’inde ve büyüme-gelişme geriliği tanısı almış olanların yaklaşık %35’inde görülen; son derece yaygın beslenme sorunlarından biridir. Çocuklarda yeme davranışı bebeklik döneminden itibaren görülen zihinsel ve fiziksel gelişim sürecinden, anne ile çocuk arasındaki mevcut etkileşim düzeyinden, sinir sistemi ve metabolizma ile ilgili çeşitli mekanizmaların işleyişinden ve çok sayıda sosyal faktörden büyük oranda etkilenir.
Çocuklarda iştahsızlık organik ve organik olmayan nedenler olarak iki farklı şekilde sınıflandırılır. Organik nedenlere bağlı iştahsızlık problemi daha çok prematüre doğum gibi sebeplerden dolayı oral beslenmenin geç başladığı durumlarda, metabolik hastalık varlığında, inflamatuar hastalıklar, besin alerjisi, uygun olmayan diyetler, bebekte emme ve yutma fonksiyonlarında bozulmaya neden olabilen yarık damak-dudak tablolarında, makroglossi(dil büyüklüğü) gastroözefageal reflü ve sinir sistemi ile ilgili çeşitli sorunlarla birlikte ciddi gelişimsel gecikmelere yol açan serebral palsi gibi nörolojik hastalık durumlarında ortaya çıkar. Tüm bu problemler iştahsızlığa neden olmanın yanı sıra son derece ciddi ilerleyebilen önemli sağlık sorunlarıdır. Ancak çocuklarda iştahsızlık problemi %50 oranında organik olmayan nedenlerden kaynaklanır.
- Bebeğin beslenmesinden sorumlu ebeveyn ve bakım verici kişilerin çocuğu yemek yemeye zorlaması; beslenme ile ilişkili baskı oluşturan tavırlar sergilemesi.
- Özellikle yenidoğan döneminde anne-bebek etkileşiminin zayıf olması ve bebeğin çocukluk döneminde dahi beslenmeyi bir “görev” olarak nitelendirmesi.
- Ailenin abur cubur grubundan yiyecek tüketimine karşı gereğinden daha sert tutum sergilerken sebze ve meyve içerikli yiyeceklerin tüketimine yönelik fazla baskıcı davranma gibi beslenme ile ilgili aşırı kısıtlayıcı tutumlar sergilemesi.
- Çocuğa beslenme ile ilgili son derece keskin sınırlar çizen ebeveynin sigara, alkol, hazır gıda gibi zararlı alışkanlıklara sahip olması.
- Çocuğun yaşına uygun fiziksel aktivitelerde bulunmaması; bilgisayar oyunu gibi hareketsiz eğlence alışkanlıklarının bulunması
- Yemek sırasında televizyon izlemek, oyun oynamak gibi dikkat dağıtıcı unsurlara yönelinmesi.
Tüm bunlar çocuklarda davranış temelli iştahsızlık nedenleridir ve doğru zamanda fark edildiği takdirde uygun girişimlerle kontrol altına alınabilir. Şunu unutmamak gerekir yeme bozuklukları erken zamanda tespit edilmezse ileri yaşlarda anoreksiya nevrosa veya bulumia gibi daha ciddi sorunlara neden olabilmektedir.
Çocuklarda İştahsızlık Nasıl Giderilir?
Çocuklarda iştahsızlık problemini doğru şekilde çözebilmek için öncelikle bu probleme yol açan asıl faktörün saptanması ve altta yatan olası sağlık sorunlarının tedavi edilmesi gerekir. Organik olmayan, davranış temelli iştahsızlık problemi ise ebeveyn ve diğer bakım verici kişiler tarafından planlanacak bazı girişimlerle kontrol altına alınabilir.
Anne sütü ile alımını destekleyin
DSÖ anne sütü alımını iki yaşına kadar önermektedir, anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda bebeğin kilo alımı yetersiz ise anne sütüne yakın sütler desteklenmelidir. DSÖ ayrıca 6.aydan sonra ek gıdaya başlanmasını önermektedir. Ek gıda geçişin gecikmesi örneğin 7.ay bitiminden sonra başlanması bebeğin katı gıda reddine neden olabilmekte ve çocuğun yetersiz gıda ve kalori alımına yani malnütrisyon denilen beslenme yetersizliğine neden olmaktadır .Ek gıdaya geçişin 6.ayda az az miktarda önce püre kıvamında, 9.ayda daha büyük parçalar şeklinde, çocuğunda yemeğe dahil olması yani kendinin yemesi ve aile ile aynı sofrada oturtularak beraber yemek yemesi önerilir.
Yaşa uygun fiziksel aktivite düzeyini arttırın
Çocuklarda aktivite düzeyi arttıkça açığa çıkan enerji ihtiyacını kapatmak için yemek yemek isteği kısa süreli de olsa artış gösterir. Ancak bu durumun iştahsızlığı gidermeye yönelik kalıcı etkisi olduğunu söylemek mümkün değildir. Gün içinde tek seferlik olarak artırılan aktivite düzeyi, o gün için besin alımını artırıyor olsa da enerji dengesini iyileştirmek ve kalıcı iştah artışı sağlamak için en az 6 hafta boyunca uzun süreli düzenli aktivite önerilir.
Öğünlerde televizyon ve bilgisayar gibi dikkat dağıtıcı uyaranları kısıtlayın
Beslenme sırasında televizyon, telefon ve bilgisayar gibi çeşitli uyaranlara maruz kalmak özellikle 3 ila 5 yaş grubu çocuklarda yemeğe karşı ilgi kaybı yaşanmasına ve uzun vadede iştahsızlık gibi durumlara neden olabilir. Bu nedenle beslenme boyunca dikkat dağıtıcı uyaranların kısıtlanması, mümkünse ebeveyn veya diğer bakım verici kişilerin öğün tamamlanana dek çocukla birlikte aynı sofrada vakit geçirmesi tavsiye edilir.
Çocuklarda İştahsızlık Tedavisi
Çocuklarda iştahsızlık tedavisi için öneriler şu şekilde toparlanabilir;
- Çocuğun yaşı, genel sağlık durumu, iştahsızlığa yol açan olası metabolik hastalıkların varlığı, çölyak ve benzer sindirim sistemi rahatsızlıkları ve bu gibi daha pek çok organik neden mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Çocukla birlikte ebeveyn ve bakım verici rolünü üstlenmiş olan diğer kişilerin de alanında uzman pediatri hekimleri tarafından oluşturulan tedavi planına dahil edilmesi, çocukta iştahsızlığa neden olan davranış temelli faktörlerin doğru şekilde saptanması gerekir. Bunun yanı sıra mevcut iştahsızlık sorunu giderilirken çocuğun gelişimsel açıdan geri kalmaması adına hekim tarafından önerilen çeşitli takviyeler ile ek gıda desteği sağlanabilir.
- Uygun tat, form ve kokuda besinsel değerleri yüksek gıdaların hazırlanması ve öğünlerin düzenlenmeli, örneğin 3 ana öğün , belki 1 ara öğün şeklinde olmalı. Ancak ne kadar yiyeceğine çocuk kararı çocuğa bırakılmalıdır.
- Başlangıçta küçük porsiyonlar denenebilir.
- Çocuğun gün boyu atıştırmasına ,aşırı süt ve meyve suyu tüketilmesine izin verilmemelidir.
- Yemek saatleri eğlenceli olmalı, çocuklar zorlanmamalı, fiziksel , duygusal baskı altında tutulmamalıdır.
- Beslenme süresi 20-30 dakika olmalı, süre dolduğunda sonra kaldırılmalıdır.
- Oyun ve egzersiz açlığı uyarır ancak aşırı egzersiz iştahı olumsuz etkileyebilir, o yüzden yemekten 10-15 dk önce çocuk dinlendirilmelidir.
- Yemek masasında çocuğun dikkatinin yemekte olması gerekir. tv, kitap, oyuncak kaldırılmalıdır.
- Tüm aile bireyleri yemek masasında olmalı.
- Eğer çocuğun oral aversiyon gibi yemeği gördüğünde arkasını dönmesi veya kusma gibi reaksiyonları gibi oluyorsa gıdalar çocuğun daha sakin olduğu, uykuya yakın zamanlarda denenip, uyanıkken tekrar denenip istemediğinde yemeği kaldırmak olabilir.
- Çocuğun sevdiği gıdalar ile birlikte diğer gıdalar önce az az eklenebilir, daha sonra miktar artırılabilir.
- Anne baba, çocuğa yemekte rol model olabileceğinden aile ile birlikte beraber yemek yenmelidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.