Antioksidanlar, serbest radikal adı verilen kararsız moleküller nedeniyle oluşabilecek hücresel hasarın engellenmesinde veya yavaşlatılmasında katkı sağlayan maddelerdir ve vücuda gıdalar veya takviye gıda ürünleri vasıtasıyla alınabilir. Bazı bitki bazlı besinlerin antioksidan içeriğinin yüksek olduğu düşünülür. Bu maddeler fitonutrient olarak da değerlendirilebilir. Dışarıdan alınabilen antioksidanlara ek olarak insan vücudu da bir miktar antioksidan sentezleyebilme özelliğine sahiptir. Endojen oksidan olarak isimlendirilen bu maddeler enerji üretim metabolizması sonucu oluşan hücresel atık maddelerin ve serbest oksijen radikallerinin etkisiz hale getirilmesinde görev alır. Vücudun serbest radikalleri etkili olarak ortadan kaldıramaması halinde oksidatif stres adı verilen bir durum meydana gelebilir.
Antioksidan Nedir?
Antioksidanlar kısaca vücutta meydana gelen serbest radikallerle mücadele içindeki moleküller olarak tanımlanabilir. Serbest radikallerin sayısındaki artışın başta şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve kanser gibi yaşamı tehdit edici rahatsızlıklar ile ilişkili olduğu unutulmamalıdır. Ancak vücudun kendi ürettiği antioksidanlar normal metabolizma sonucu oluşan serbest oksijen radikallerinin savunulmasında oldukça etkili moleküllerdir. Antioksidan maddeler aynı zamanda özellikle meyve ve sebzeler olmak üzere birçok besin içerisinde de yer alır. Bu gıdaların içerisinde bulunan bazı E ve C vitamini gibi antioksidan vitaminler de bu şekilde görev yapabilmeleri nedeniyle bir adım öne çıkarlar. Antioksidan içerikli koruyucular aynı zamanda gıda endüstrisi için de oldukça önemlidir ve paketlenen gıdaların raf ömrünün uzatılmasında kullanılır.
Antioksidan Ne İşe Yarar?
Serbest radikaller vücutta metabolik aktivite sonucu sürekli olarak oluşan maddelerdir. Antioksidan moleküller olmadan serbest radikaller çok kısa sürede hücresel hasara neden olarak yaşamı tehdit edici bir süreç ortaya çıkarabilir. Ancak serbest radikallerin bazı vücut işlevleri için kritik rol oynadığı unutulmamalıdır. Örnek olarak bağışıklık sisteminin bazı hücreleri, enfeksiyona neden olan mikropların ortadan kaldırılması için serbest radikalleri kullanır.Vücutta serbest radikallerin sayısının antioksidan madde içeriğinden daha yüksek oranda bulunması halinde oksidatif stres adı verilen bir durum ortaya çıkar. Uzamış bir oksidatif stres süreci başta DNA olmak üzere çeşitli önemli moleküllerin hasarlanması ile sonuçlanır. Bu süreç bazı durumlarda ise hücre ölümü ile sonlanabilir. DNA hasarının yaşlanma sürecinde oldukça etkili bir durum olduğu düşünülür. Oksidatif stres sonucu meydana gelen DNA hasarı aynı zamanda kanser gibi bazı rahatsızlıklara yatkınlığı artırabileceği için dikkatli olunmalıdır.Çeşitli yaşam tarzı alışkanlıkları, stres ve diğer çevresel faktörler vücutta meydana gelen serbest radikal miktarının ve oksidatif stres düzeyinin artmasına neden olabilir:
- Hava kirliliği
- Tütün kullanımı
- Alkol tüketimi
- Çeşitli toksinlere maruz kalınması
- Kan şekeri yüksekliği
- Aşırı miktarda çoklu doymamış yağ asidi içeren yağ yapıda maddelerin tüketimi
- Aşırı güneşlenme gibi nedenlerle meydana gelen radyasyon maruziyeti
- Viral, fungal(mantar) veya bakteriyel enfeksiyonlar
- Çinko, bakır, magnezyum ve demir gibi minerallerin aşırı miktarda alınması
- Vücutta oksijen düzeyinin çok az veya çok fazla olması
- Aşırı ve yoğun egzersiz yapılması
- C ve E vitamini gibi antioksidan takviye özellikli maddelerin aşırı düzeyde tüketilmesi
- Endojen antioksidan üretimi ile ilgili problemler
Vücut sürekli olarak serbest radikaller ve antioksidan moleküller arasında dengeyi korumaya çalışır. Bu dengenin bozulması halinde ise oksidatif stres olarak isimlendirilen durum ortaya çıkar. Uzamış oksidatif stresin sağlığı birçok yönden olumsuz etkileyebilecek sonuçlara neden olabileceği unutulmamalıdır.
Antioksidanın Faydaları Nelerdir?
Antioksidanın temel faydası serbest radikallerle mücadele ederek oksidatif stres durumunun oluşmasına karşı vücut işlevlerinin desteklenmesidir. Şu an için antioksidan olarak görev yapabildiği tahmin edilen binlerce madde mevcuttur. Bu maddelerin her biri kendine has vücut fonksiyonlarına etki ederek bu işlevlerin daha efektif olarak gerçekleştirilmesine fayda sağlayabilir. Antioksidan maddelere örnek teşkil eden bazı mikro besin maddeleri şu şekildedir:
- Beta karoten
- Likopen
- Lutein
- Selenyum
- Manganez
- Zeaksantin
- A vitamini
- C vitamini
- E vitamini
Flavonoidler, kateşinler, polifenoller ve fitoöstrojen gibi fitonitruentler de birer antioksidan madde olarak değerlendirilir ve bitkisel bazlı ürünlerin neredeyse tamamında bulunurlar. Her antioksidan madde kendine has bir hücresel süreçte görev alır ve diğer herhangi bir işlevde başka bir antioksidan madde yerine kullanılamazlar. Bu durum bol çeşitli gıdalar kullanılarak hazırlanan dengeli ve sağlıklı beslenme programının önemine işaret eder.
Antioksidan İçeren Besinler Nelerdir?
Antioksidan besinler arasında çok çeşit sayabiliriz. Sebze, meyve, kuruyemiş ve tam buğday ürünler yüksek oranda antioksidan içeriğine sahip gıdalar arasında yer alır. Kırmızı et, kümes hayvanları ve balık eti ise bu gıdalara göre daha düşük oranda antioksidan madde içeriğine sahiptir. Tahmin edilebileceği gibi işlenmiş gıdalar ve abur cubur olarak nitelendirilen ürünler oldukça düşük antioksidan içeriğine sahiptir. Antioksidan içeriği yüksek gıdalardan bazıları şunlardır:
Bitter Çikolata
Çikolata sevenlerin vazgeçemediği ürünler arasında yer alan bitter çikolata oldukça besleyici bir üründür. Normal çikolataya göre daha yüksek kakao içeren bitter çikolata aynı zamanda çeşitli mineral ve antioksidan maddeleri de bünyesinde barındırır.
Böğürtlen
Oldukça düşük kalori içeriğine sahip dut ve böğürtlen gibi meyveler oldukça besleyici gıdalar olup aynı zamanda yüksek antioksidan meyveler arasındadır. Yapılan çeşitli çalışmalar böğürtlenlerin tüm sebze ve meyveler içerisinde en yüksek antioksidan içeriğine sahip gıdalar olabileceğine işaret etmektedir.
Çilek
Çilek yeryüzünün en popüler meyvelerinden biridir. Başta tatlı olmak üzere çeşitli lezzetlerin bir arada sunulduğu bu meyve aynı zamanda zengin bir C vitamini ve antioksidan kaynağıdır. Antosiyanin adı verilen antioksidanı yüksek miktarda içeren çilek meyvesi aynı zamanda kırmızı rengini de bu antioksidan maddeden alır. Antosiyanin düzeyi yüksek olan çilekler diğerlerine göre daha parlak kırmızı renkte bir görünüme sahiptir.
Enginar
Oldukça besleyici ve lezzetli bir sebze olan enginarın tarihi çok eskiye dayanır. Yapılan çeşitli araştırmalar enginarın antik zamanlarda çeşitli karaciğer rahatsızlıklarına karşı kullanıldığına işaret eder. Enginarın antioksidan ve lif mineral içeriği oldukça yüksektir. Klorojenik asit olarak isimlendirilen antioksidana sahip olan enginarın bu maddeyi ne kadar içerdiği pişirilme yöntemine göre de değişkenlik gösterir. Buharda pişirme veya haşlama gibi yöntemlerle enginarın içerdiği antioksidan düzeyinde bir artış meydana gelirken kızartılması halinde ise antioksidan içeriğinde azalma meydana gelebileceğine dikkat edilmelidir.
Kırmızı Pancar
Kırmızı pancar ve diğer pancar türü kök sebzeleri kendilerine has lezzetleri dışında lif, potasyum, demir, folat ve antioksidan içerikleriyle de bilinen gıdalar arasındadır. Betalain olarak isimlendirilen antioksidan içeren pancar aynı zamanda kırmızı rengini bu maddeden alır.
Ispanak
Ispanak besleyiciliği çok yüksek sebzeler arasında yer alır ve oldukça düşük bir kalori değerine sahiptir. Lutein ve zeaksantin gibi antioksidanları yüksek oranda ihtiva eden ıspanak bu maddeler ile vücutta normal göz sağlığının korunmasına katkı sağlar.Antioksidanlar hem dışarıdan gıdalar vasıtasıyla alınan hem de vücut içerisinde sentezlenebilen maddelerdir. Serbest oksijen radikalleri adı verilen zararlı maddeler ile mücadeleyi sağlayan antioksidanlara dengeli ve sağlıklı beslenmeye ek olarak çeşitli takviye gıda ürünleri tüketilerek de ulaşılabilir. Antioksidan maddeler ve onların faydaları hakkında detaylı bilgi almak için sağlık kuruluşlarına başvurarak uzmanlardan destek alabilirsiniz.