Arama

Üzgünüz, Aradığınız Sonuç Bulunamadı

Aramanızla eşleşen herhangi bir sonuç bulunamadı, lütfen arama terimlerinizi değiştirerek tekrar deneyiniz.

Renk Körlüğü Nedir? Renk Körlüğü Tedavisi

image


Renk körlüğü, kişinin renkleri normalde göründüğü gibi görememesi durumudur. Gözler, gelen ışık demetlerindeki farklılıkları görür.Alçak ve yüksek sesleri kulaklar nasıl ayırt ediyorsa gözler de buna benzer şekilde ışığı ayırt eder. Gözlerin, bu ayırt etme işini düzgün yapamadığı durumlarda kişi renk körü olur.

Renk Körlüğü Nedir?

Renk körlüğü (yani renk görme eksikliği) olan kişiler, renkleri geleneksel şekilde göremezler. Bu oldukça yaygın bir durumdur ve gözde bulunan, koni adı verilen sinir hücrelerinin düzgün çalışmaması ile ilişkilidir. Konilerin görevi göze giren ışık ve görüntüleri işlemek ve beyne renklerin algılanmasını sağlayan sinyaller göndermektir. Koni hücrelerinde bir sorun olması, renk körlüğüne yol açar. Renk körlüğü, çoğunlukla hiçbir rengin görülmemesi anlamına gelmez. Renk körlüğü olan kişilerin büyük çoğunluğu çeşitli renkleri görebilir. Ancak bazı renkleri diğerlerinden farklı görürler. Ayrıca belirli renkler ya da tonlar arasındaki farkı görmekte sorun yaşayabilirler. Sadece renk körlüğünün çok nadiren görülen bazı türlerinde, kişi hiçbir rengi göremez. Renk körlüğü, çoğu insanda kalıtsaldır. En yaygın görülen bu renk körlüğü türü kırmızı-yeşil renk körlüğüdür. Kişinin anne ve babasından kalıtsal olarak geçiş gösterir. Ancak her renk körlüğü bu şekilde geçişli değildir. Tıbbi durumlar veya başka nedenlerden dolayı kişiler, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde de renk körlüğü yaşayabilirler. Sizde ya da çocuğunuzda renk körlüğü varsa ya da renk körlüğü olduğundan şüpheleniyorsanız bu konuda bilgi almak için uzman bir göz hekimine danışmayı düşünebilirsiniz.

Renk Körlüğü Neden Olur?

Renk körlüğünün en yaygın nedeni genetiktir. Genetik geçişli renk körlüğüne tıp literatüründe konjenital denir. Konjenital renk görme kusurları genellikle x kromozomu ile aktarılır. Bunun anlamı, konjenital renk körlüklerinin anneden, erkek çocuğuna geçmesidir. Konjenital renk körlükleri, koni hücrelerinin eksikliği ile oluşur. Koniler; ışık dalgalarını ayırt ederek kırmızı, yeşil ve mavi renkleri birbirinden farklı renkler olarak görmeyi sağlayan sinir hücreleridir. Koni hücrelerinin doğuştan eksik olması bu renklerin ayırt edilememesine, yani renk körlüğüne neden olur. Her renk körlüğü doğuştan ortaya çıkmaz. Renk körlüğü ve diğer görme sorunları, kişilerin yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde de ortaya çıkabilir. Sonradan ortaya çıkan renk görme sorunlarının çoğu şu nedenlerle oluşur:

  • Hastalık,
  • Travma,
  • İlaçların zehirleyici etkileri,
  • Metabolik hastalık ya da
  • Damar hastalığı.

Hastalıkların yol açtığı renk körlükleri iki gözü eşit olarak etkilemez. Hastalık devam ettikçe hastalık kaynaklı renk görme kusuru da genellikle daha da kötüleşir. Edinilmiş renk körlüğü, hastalığın retina ya da optik sinire hasar vermesinin bir sonucu olabilir. Sonradan edinilmiş renk körlüğünün tedavisi için altta yatan nedenin araştırılması ve düzeltilmesi gerekir.

Renk Körlüğü Çeşitleri Nelerdir?

Renk körlüğünün en yaygın türleri, kişinin ebeveynlerinden miras aldığı türlerdir. Doğuştan ya da konjenital renk körlüğü denilen bu durumlardan en sık görüleni; gözdeki koni hücrelerinin düzgün çalışmasına yardımcı olan genlerin bozulması ile ortaya çıkar. Buna, kırmızı yeşil renk körlüğü denir. Kırmızı yeşil renk körlüğünde, kişinin gözlerindeki koni hücrelerinin fotopigmentleri düzgün ya da hiç çalışmaz. Kırmızı yeşil renk körlüğünün birkaç türü vardır:

  • Döteranomali: En yaygın görülen renk körlüğü şeklidir. Yeşil koni hücresinin fotopigmenti olması gerektiği gibi çalışmadığında meydana gelir. Döteranomalisi olan kişiler, sarı ve yeşil rengi daha kırmızı görür ve maviyi mordan ayırt ederken zorlanırlar.
  • Protanomali: Kırmızı koni hücresinin fotopigmenti olması gerektiği gibi çalışmadığında ortaya çıkan renk körlüğüdür. Protanomalisi olan kişiler, turuncu, kırmızı ve sarı rengi daha yeşil olarak görürler. Bu kişiler için renkler daha az parlaktır.
  • Protanopi: Kırmızı koni hücrelerinin hiçbiri çalışmadığında ortaya çıkar. Protan renk körlüğü olan kişiler, kırmızı rengi, koyu gri olarak görürler. Bazı turuncu ve yeşil tonlarını ise sarı renkte görürler.
  • Döteranopi: Yeşil koni hücrelerinin hiçbiri çalışmadığında ortaya çıkar. Deutan renk körlüğü olan kişiler; kırmızıları kahverengimsi, sarı ve yeşilleri ise bej görürler.

Kırmızı-yeşil renk körlüğü kadar sık olmasa da, toplumun bir kısmını etkileyen diğer bir renk körlüğü de mavi-sarı renk körlüğüdür. Gözdeki mavi koni hücrelerinde fotopigmentlerin eksik olduğu ya da düzgün çalışmadığı zaman ortaya çıkar. İki türü vardır:

  • Tritanomali: Kişilerin mavi koni hücrelerinin sınırlı bir şekilde çalışması durumudur. Tritanomalili kişiler mavi rengi daha yeşil görür ve pembe rengi sarı ile kırmızıdan ayırt etmekte zorlanırlar.
  • Tritanopia: Kişinin mavi koni hücrelerinin olmaması durumudur. Mavi rengi yeşil, sarı rengi ise açık gri veya mor görürler.

Yukarıda sayılanlara bazen kısmi renk körlüğü denir. Bunun dışında tek renklilik olarak da adlandırılan başka bir renk körlüğü daha vardır. Buna, tam renk körlüğü denir. Kişi hiçbir renk görmez ve bazı vakalarda görüşü o kadar net değildir. Tam renk körlüğünün iki tipi vardır:

  • Koni monokromasi: Gözde bulunan koni hücrelerinde kırmızı, yeşil ve mavi olmak üzere üç çeşit fotopigment vardır. Bu üç fotopigmentin iki tanesi çalışmadığında koni monokromasi meydana gelir. Bu renk körlüğünde, bir rengi diğerlerinden ayırt etmek zordur. Kimi zaman miyopi (uzağı görememe) ya da nistagmus (kontrolsüz göz hareketleri) ile beraber seyreder.
  • Çubuk monokromasi: Diğer ismi, akromatopsidir ve renk körlüğünün en şiddetli şeklidir. Gözdeki fotopigmentler çalışmadığında ortaya çıkar. Akromatopsili kişilerin görüşü tamamen siyah, beyaz ve gri renktedir. Bu renk körlüğünün bazı vakalarında parlak ışık göze zarar verir ya da nistagmus denilen kontrolsüz göz hareketleri görülür.

Renk körlüğünün pek çok çeşidi vardır ve her birinin görme seviyesi birbirinden farklıdır. Bu nedenle göz ve görme sağlığını korumak için renk körlüğünün türünü bilmek ve ona göre önlem almak önemlidir. Özellikle çocuklarda renk körlüğü atlanmaması gereken bir durumdur. Sizin veya çocuğunuzun renk körlüğü olduğundan şüpheleniyorsanız en yakın göz hekiminden randevu almayı düşünebilirsiniz.

Renk Körlüğü Kalıtsal Mıdır?

Renk körlüğü hakkında bilgi edinmek isteyenlerin en çok merak ettikleri şey renk körlüğünün kalıtsal olup olmadığıdır. Renk körlüğü olan kişilerin çoğunluğu bu hastalığı genetik olarak almışlardır. Ancak her renk körlüğü kalıtsal değildir. Bazı renk körlüğü çeşitleri sonradan edinilebilir. Bazı risk faktörlerini sağlamak da edinilmiş renk körlüğü ihtimalini artırabilir. Bu risk faktörleri aşağıda sıralandığı gibidir:

  • Glokom (göz tansiyonu),
  • Tip II diyabet,
  • Sarı nokta hastalığı (gözde bulunan makula dejenerasyonu),
  • Alzheimer hastalığı,
  • Parkinson,
  • Kronik alkolizm,
  • Lösemi (kan kanseri) ve
  • Orak hücreli anemi.

Bazı durumlarda kullanılan bazı ilaçlar da renk körlüğüne yakalanma riskini artırabilir. Böyle bir durumdan şüphelendiğinizde hekiminiz ile konuşabilir ve kullandığınız ilacın renk körlüğü yapma riskini değerlendirebilirsiniz.

Renk Körlüğü Tedavisi Var Mıdır?

Konjenital renk körlüğü tedavisi olan bir durum değildir. Ancak doğuştan ortaya çıkan renk körlüğü zaten kişide önemli bir sakatlığa neden olmaz. Kişinin ihtiyacına göre bazen özel kontakt lens ya da gözlük görmeye yardımcı olabilir. Sonradan edinilmiş renk körlüğü türleri tedavi edilebilir. Bunun için göz doktoru, renk körlüğüne neden olan altta yatan durumu tedavi eder. Eğer renk körlüğü ilaç kaynaklı ise, ilacı değiştirir. Renk körlüğü ile ilgili sorularınız varsa ya da genel göz sağlığınızdan endişe ediyorsanız en yakın göz hekiminden randevu almayı düşünebilirsiniz.

Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
İletişim Formu
Yukarı Kaydır
loading