Doğadaki birçok hastalığın nedeni olarak karşınıza çıkan bakterilerin bazılarının insanlara bulaşması için bir aracıya (vektör) ihtiyacı olur.
Lyme Hastalığı Nedir?
Bazı sinek ve eklem bacaklı türleri bu vektörlük görevini üstlenebilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde kene ısırığı ile bulaşan hastalıkların ilk sırasında borreliosis ya da diğer bir ifade ile lyme hastalığı yer alır.
Keneler yeşil ve ormanlık alanlarda özellikle yaprak birikintileri arasında yaşamayı seven, kan emerek beslenen ve örümcekler gibi 8 bacağa sahip olan eklem bacaklılardandır. Bu tarz bölgelerde bulunmuş hem insanlar hem de evcil hayvanlar kene ısırığı için risk altındadır. Yaz ayları ve kırsal bölgelerde yaşamak ise kene ısırığı ile bulaşan hastalıklar için diğer risk faktörleri arasında yer alır.
Kene ısırıkları genellikle zararsız olarak kabul edilir ve kişide alerjik reaksiyon dışında herhangi bir belirtiye neden olmayabilir. Bazı keneler ise çeşitli hastalıkların insanlara geçişinde taşıyıcı (vektör) olarak hareket edebileceği için dikkatli olunmalıdır.
İnsan vücudunda bulunan keneler genel olarak nemli ve sıcak bölgelerden beslenmeyi tercih eder. Bu nedenle koltuk altı, kasık ve saç dipleri kene ısırığı için riskli bölgeler arasında yer alır. Kene ısırığı sonrasında o bölgede ağrı, ödem, kızarıklık, yanma ve kaşınma hissi gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Kene ısırığına vücudun verdiği tepki şiddetli ise nadir de olsa kişide nefes darlığına kadar ilerleyebilen alerjik belirtiler meydana gelebilir.
Lyme hastalığı, Borrelia burgdorferi olarak isimlendirilen bir bakteri nedeniyle meydana gelen bir enfeksiyon hastalığıdır. Lyme hastalığı bulaşıcı mıdır sorusuna, bakterinin insanlara bulaşması hasta geyik, kuş ve fare kanı ile beslenen kenelerin, sonrasında insanları ısırması ile gerçekleşebilir cevabı verilebilir. Bu hastalığın taşıyıcısı olan keneler genellikle ixodes cinsine ait kenelerdir. Kenelerin lyme hastalığını insanlara bulaştırabilmesi için cilt üzerinde yaklaşık olarak 36 saatlik bir süre zarfı boyunca bulunması gerekir.
Lyme Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Lyme hastalığı sonrası ortaya çıkan belirti ve bulgular kişinin vücudunun verdiği tepkiye ve hastalığın erken ya da geç evresinde olmasına göre farklılık gösterebilir. Lyme hastalığı temel olarak 3 evrede incelenir. Lokalize yani ısırık bölgesi ile sınırlı hastalık evresi bu rahatsızlığın başlangıç aşamasını oluşturur. Erken ve geç yaygın hastalık evreleri ise bu rahatsızlığın diğer aşamalarıdır ancak hastalığın seyri esnasında oluşan belirtiler her zaman bu şekilde ilerlemeyerek iç içe geçmiş bir tablo ile de seyredebileceği için dikkatli olunmalıdır.
Lyme hastalarının yaklaşık olarak %70-80’lik bir bölümünde ilk belirti olarak eritema migrans adı verilen ısırık bölgesindeki kızarıklık tespit edilir. Kızarıklığın boyutu 5 santimetreden 30 santimetreye kadar değişiklik gösterebilir. Isırık bölgesinin etrafındaki kızarıklığın parlak halka şeklinde olması ve çevresinde soluk alanın bulunması nedeniyle “hedef tahtası” (boğa gözü) görünümü olarak isimlendirilir.
Bu belirtinin dışında lyme hastalığının seyri esnasında diğer birçok belirti ve bulgu ortaya çıkabilir:
- Halsizlik
- Eklem ağrıları ve şişliği
- Kas ağrıları
- Baş ağrısı
- Ateş
- Lenf bezlerinde büyüme
- Uyku ve konsantrasyon problemleri
Lyme Hastalığının Evreleri Nelerdir?
Lyme hastalığı temel olarak 3 evrede incelenir. Hastalığın birinci ve ikinci evreleri bu enfeksiyon hastalığın erken dönemlerinde ortaya çıkarken son evresi, hastalığın insana bulaşması sonrası 12 aylık bir süre zarfı içerisinde meydana gelir.
Birinci Evre
Bir bölgede lokalize şekilde ortaya çıkan kızarıklık ve bu kızarıklığa düşük derecede ateşin eşlik etmesi lyme hastalığının birinci evresini oluşturur. Kene ısırığını takiben 1-28 günlük bir süre zarfı içerisindeki dönemi kapsar.
Bu dönemde oluşan kızarıklık (eritema migrans), tanısının gecikmesi ve müdahale edilmemesi halinde 2-3 hafta boyunca varlığını sürdürebilir.
İkinci Evre
Lyme hastalığının ikinci evresi hastalığın kişiye bulaşması sonrası 1-3 aylık bir sürede gelişir. Hastalığın bu evresinde ateş, baş ağrısı ve sersemlik gibi nörolojik semptomlar, kas ağrısı, göğüs ağrısı, çarpıntı ve nefes darlığı gibi kardiyak belirtiler ve genel halsizlik hali ortaya çıkabilir.Diz, el ve ayak bileği eklemleri hastalığın bu evresinde en sık tutulan eklemler arasındadır. Eklem ağrısı dışında çift görme ve gözde ağrı hissi gibi şikayetler, lyme hastalığının ikinci evresinde diğer belirtilere eşlik edebilir.
Bu belirtiler genel olarak 3-5 ay boyunca devam edebilir ancak nadir olarak kaybolduktan sonra tekrar ortaya çıkarlar. Yaklaşık 5 hastadan 1’inde merkezi sinir sisteminin etkilenmesine bağlı olarak konsantrasyon ve hafıza kaybı veya kişilik değişiklikleri gibi bilişsel belirtiler hastalık tablosuna eklenebilir.
Üçüncü Evre
Hastalığın kişiye bulaşması sonrası aylar hatta yıllar ile ifade edebilecek bir süre zarfını takiben gelişen üçüncü evre temel olarak nörolojik ve romatolojik şikayetler ile seyreder. Romatolojik şikayetlerin başında genel olarak diz ekleminin etkilenmesine bağlı olarak ortaya çıkan eklem iltihabı bulunur.
Bu evrede nadir de olsa karşılaşılabilen kalp ile ilgili belirtiler önem arz eder. Ritm bozuklukları ve geçici kalp blokları lyme hastalığının son evresinde meydana gelebilecek kardiyak belirtiler arasında yer alırlar.
Lyme Hastalığı Tanısı Nasıldır?
Sağlık kuruluşlarına başvuru sonrasında hekim tarafından hastanın öyküsünün alınması, fizik muayene ve çeşitli kan testleri lyme hastalığına tanısal yaklaşımın temel aşamalarını oluşturur. Lyme hastalığı testi, hastalığın ilk 1 haftasında yanlış negatif sonuçlanabilir bu nedenle özellikle hastanın kene ısırığı ve lyme hastalığı için riskli bir bölgede yaşaması ve yapılan fizik muayene esnasında kene maruziyetine dair bulgulara rastlanılması halinde hekim tarafından gerekli görülen durumlarda tanının diğer aşamalarının atlanarak direkt olarak tedaviye geçilebilir.
Hastalığın erken dönemlerinde testlerin sonuçsuz kalmasının nedeni testlerin temel mantığının kişinin vücudunda bu hastalığa karşı ne kadar antikor oluştuğunu tespit etmesi olmasından kaynaklanır. Erken dönemde henüz testte saptanabilecek kadar antikor oluşmamış olabilir. İki aşamalı olarak gerçekleştirilen lyme hastalığı testi özellikle sinir sistemi ve kalp ile ilgili belirtiler ortaya çıkan hastalarda yüksek oranda pozitif olarak tespit edilir. Lyme hastalığı testi, EIA ve IFA olarak adlandırılan yöntemler kullanılarak hastanın kanında rahatsızlığın nedeni olan bakteriye karşı savunma sistemi tarafından ne kadar antikor üretildiği incelenmesidir.
Serolojik testler dışında lyme hastalığı tanısı içerisinde hastanın diğer kan analizleri de gerçekleştirilebilir. Bu analizler vasıtasıyla eritrosit sedimentasyon hızı yükselmesi gibi vücuttaki iltihaplanmayı işaret eden değişiklikler, beyaz kan hücrelerinin ve trombositlerin sayısının azalması tespit edilebilir.
Lyme Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Lyme hastalığının tedavisi, hastanın yaşına ve kişinin rahatsızlığın hangi evresinde olduğuna göre değişkenlik gösterebilir. Tedavinin temelinde lyme hastalığı etkeni olan bakteriye karşı etkili olduğu tespit edilen antibiyotik ilaçlar yer alır.
8 yaşından büyük ve rahatsızlığın erken döneminde olan kişilerde doksisiklin adı verilen bir antibiyotik ajan kullanılır. Bu ilacın 8 yaşından küçük, gebe ya da emzirme döneminde olan kişilerde meydana getirdiği çeşitli yan etkileri nedeniyle kullanımı uygun değildir dolayısıyla bu gruptaki kişilerde doksisikline alternatif olarak amoksisilin ve sefuroksim gibi alternatif antibiyotik ilaçlara başvurulur. Tedavinin süresi kullanılan ilaca göre 10 ile 14 gün arasında değişkenlik gösterir.
Lyme hastalığının seyrinin oldukça ağır seyrettiği ve özellikle merkezi sinir sistemi ve kalp ile ilgili belirtilerin baskın olduğu kişilerde damar yolu (iv) ile antibiyotik verilme ihtiyacı olabilir. Bu tedavinin sonrasında iyileşme gösteren kişilerde 2-4 haftalık bir süre boyunca reçetelendirilen antibiyotik haplar ile tedaviye devam edilir.
Lyme hastalığı ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için web sitemizde yer alan iletişim formunu kullanabilirsiniz.