Karaciğer sirozu, karaciğerin önemli derecede hasar alarak gün geçtikçe işlevini kaybetmeye başlaması şeklinde gelişen bir hastalıktır.
Karaciğer Sirozu Nedir?
Karaciğer vücuttaki en büyük katı organdır ve vücutta pek çok önemli göreve sahiptir. Vücudun en hayati organı olarak görülür ve kendini yenileyebilme özelliğiyle Yunan Mitolojisi'nde bile kendine yer bulmuştur. Karaciğer ayrıca, kanın pıhtılaşmasına ve oksijenin taşınmasına yardımcı bileşenlerin ve bağışıklık sistemine yardımcı olan kan proteinlerinin üretim merkezidir. Vücuda alınan besinlerin ihtiyaçtan fazla olan kısmının depolanması ve bazı besinlerin kan dolaşımına geri verilmesini sağlar. Vücudun şekeri (glikozu) glikojen formunda depolamasına yardımcı olur.
Safra üretimi karaciğerde gerçekleşir ve besinlerin sindiriminde önemli bir role sahiptir. İlaçlar ve alkol de dahil olmak üzere kanda dolaşan zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar. Doymuş yağların parçalanmasına ve kolesterol üretimine yardımcı olur. Vücutta çok önemli sayılabilecek daha pek çok görevi bulunan karaciğer, herhangi bir hastalığı halinde çok ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir.
Karaciğer sirozu; sağlıklı karaciğer dokusunun skar dokusu ile değiştirildiği, yavaş gelişen, karaciğerin işlevsel ve yapısal bütünlüğünün kaybolmasına neden olan kronik bir hastalıktır. Meydana gelen skar dokusu, karaciğerden kan akışını engeller ve karaciğerin besinleri, hormonları, ilaçları ve doğal toksinleri işleme yeteneğini yavaşlatır.
Aynı zamanda karaciğer tarafından üretilen proteinlerin ve diğer maddelerin de üretimini azaltır. Bu durum ilerledikçe karaciğerin düzgün çalışması engellenir. Halk arasında siroz denildiğinde genel olarak uzun süreli ve yoğun alkol tüketimi akla gelir. Ancak yapılan araştırmalar siroza alkol dışında da neden olabilecek çokça etkenin bulunduğunu göstermiştir. Karaciğerin hasar almasına neden olan bütün hastalıklar siroza yol açabilir. Karaciğere hasar veren bu hastalıkların uzun süre tedavi edilmemesi sonucunda karaciğer yeniden iyileşmemek üzere doğal yapısını kaybeder. Bu durum zamanla karaciğerin küçülmesine ve işlevlerini yerine getirememesine sebep olur.
Karaciğerin geri dönülemez bir şekilde yapısının değişmesi ve hasar alması ile gelişen karaciğer sirozunun erken teşhisi ve tedavisinde, karaciğerin aldığı hasarın sınırlandırılması ve nadir de olsa tersine çevrilmesi söz konusu olabilir.
Karaciğer Sirozu Belirtileri Nelerdir?
Karaciğer sirozunun birçok belirtisi mevcuttur ancak genellikle karaciğer hasarı artana ve yayılana kadar hiçbir belirti veya semptom göstermez. Yine de yorgun veya zayıf hissetmek, iştahsızlık, istemeden kilo kaybetmek, mide bulantısı ve kusma, karnın sağ üst kısmında hafif ağrı veya şişlik, sirozun erken belirtileri arasında yer alır.
Karaciğerdeki hasarın kötüleşmesi ve sirozun ilerlemesi halinde ise vücudun herhangi bir yerinde kolayca morarma ve kanama, dikkat eksikliği, hafıza kaybı, kişilik değişiklikleri veya uyku bozuklukları, alt bacaklarda, ayak bileklerinde ve ayaklarda ödem oluşması, karın bölgesinde asit birikmesine bağlı olarak oluşan şişkinlik, ciltte meydana gelen şiddetli kaşıntılar, idrar renginin koyulaşması, sarılıktan dolayı göz akının ve vücudun sarılaşması gibi belirtiler meydana gelir. Görüldüğü üzere karaciğer sirozunun birçok belirtisi vardır.
Tüm bu belirtiler vücudun ciddi şekilde yıpranmasına ve geri dönülemez hasarlar almasına neden olur. Bu nedenle geç dönem belirtilerinin ortaya çıkmasını beklemeden, erken dönem belirtileri görülen bireylerin hızlıca bir sağlık kuruluşuna başvurmaları hastalığın tedavisi açısından oldukça önemlidir.
Karaciğer Sirozu Nedenleri Nelerdir?
Karaciğer sirozuna neden olacak birçok hastalık mevcuttur. İnsan vücudunda meydana gelerek ve karaciğerde hasar oluşturabilecek bütün hastalıklar karaciğer sirozuna yol açabilir. Ancak en yaygın nedenleri arasında; karaciğerin uzun süreli hepatit A, B, C gibi viral enfeksiyonlara maruz kalması, obezite ve diyabet ile ilişkili olarak karaciğer yağlanması ve aşırı derecede alkol tüketimi yer alır. Tüm bunların yanında;
- Kistik fibrozis,
- Alfa-1 adı verilen karaciğer enziminin üretiminin azalması,
- Demirin karaciğerde ve diğer organlarda aşırı miktarda birikmesi,
- Wilson Hastalığı'nın neden olduğu bakırın karaciğerde anormal olarak depolanması,
- Vücudun kendi bağışıklık sisteminin karaciğer veya safraya saldırması (otoimmün nedenler),
- Safra kanalının tıkanması,
- Alagille sendromu adı verilen genetik sindirim bozukluğu,
- Frengi veya bruselloz gibi enfeksiyon hastalıkları,
-
Ağır ve yan etkileri olan bazı ilaçların karaciğerin hasar almasına sebep olması gibi faktörler karaciğer sirozuna neden olabilir.
Karaciğer Sirozu Tanısı Nasıl Konulur?
Karaciğer sirozunun semptomları erken evrede kolay hissedilemeyeceği için, rutin bir kontrol haricinde sirozun tespit edilmesi pek de mümkün değildir. Yapılan rutin kontrollerde, uzmanın sirozdan şüphelenmesi halinde bireyin alkol kullanıp kullanmadığı ve tıbbi geçmişi sorulabilir. Ayrıca karaciğerin olması gerekenden daha yumuşak veya daha büyük olup olmadığını araştırmak için hekim tarafından el ile fiziksel muayene yapılabilir. Bunların yanında teşhisi doğrulamak amacıyla laboratuvar ve görüntüleme testleri birlikte uygulanır.
Yapılan laboratuvar testlerinde karaciğerde bulunan bazı enzimlerin ve bilirubinin kandaki düzeylerine bakılır. Böbrek fonksiyonlarının incelenmesi amacıyla kandaki kreatinin değerlerine bakılabilir. Hepatit virüslerinin kontrolü amacıyla da kan testleri yapılır. Bu sonuçlara bakılarak uzman karaciğer sirozunun altında yatan nedeni tespit edebilir. Sirozun hangi seviyede olduğu yapılan testlerden sonra ortaya çıkar. MRI, BT ve ultrason gibi görüntülenme testleri de bireye uygulanabilir. Bu testlerin amacı karaciğerin sertlik durumunun ve yapısının kontrol edilmesidir. Bu yapılan testler karaciğer sirozunun tespiti açısından yeterli olur. Ancak hekimler karaciğer hasarının boyutunu öğrenebilmek için biyopsiye de ihtiyaç duyabilir.
Biyopsideki amaç karaciğerden bir parça alarak, organın mevcut yapısını ve durumunu laboratuvar koşullarında incelemektir. Hastalık henüz başlangıç evresinde ise tedavi uygulanmaya başlanır ve bu testler rutin olarak devam eder. Tedavi içeriği hastanın yaşı, güncel sağlık durumu, hastalığın evresi, eşlik eden diğer kronik hastalıklar ve kullanılan ilaçlar gibi pek çok faktör bir arada değerlendirilerek planlanır.
Karaciğer Sirozu Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Her ne kadar siroz karaciğerde geri dönülmez hasarlara neden olsa da, sirozun erken evresinde uygulanacak olan tedaviler hasarı durdurabilir ve hastanın seneler boyunca normal bir yaşam sürmesini sağlayabilir. Sirozun henüz kesin bir tedavisi bulunabilmiş değildir. Ancak karaciğer sirozunun ilerleyişini, semptomlarını ve komplikasyonlarını yavaşlatarak hastalığın kontrol altına alınması sağlanabilir. Siroza neden olan hepatit hastalıklarının tedavisi için antiviral ilaçlar kullanılabilir. Bu hastalıklarının kontrol altına alınması sirozun da ilerlemesini durduracaktır.
Alkol kullanan hastalarda bu alışkanlığın bırakılması, obezite hastalarında ideal kiloya ulaşma amacıyla diyet uygulanması da tedavi seçenekleri arasındadır. Kaşıntı, yorgunluk ve ağrı gibi semptomların önüne geçilebilmesi amacıyla ilaç tedavisi uygulanabilir. Vücutta oluşan ödemin önlenebilmesi için ise çoğunlukla düşük sodyum içeren diyetler uygulanır. Ancak ciddi sıvı birikimi durumlarında uzman müdahalesinde sıvının boşaltılması gerekebilir. Şişmiş ve patlamış kan damarlarının neden olduğu kanamaların azaltılması amacıyla tansiyon ilaçları kullandırılır. Tansiyon ilaçları ile tedavi edilemeyecek damarlarda, cerrahi müdahale gerekebilir.
Bazı antibiyotikler ve aşılar da diğer enfeksiyonların tedavisi için gerekli olabilir. Karaciğerde oluşan iltihabın önüne geçebilme amacıyla bazı durumlarda kortikosteroid içerikli ilaçlara başvurulur. Uzman, sirozun bir komplikasyonu olabilen karaciğer kanserinin varlığını araştırmak ve takip altında tutmak için düzenli testler uygulayabilir. Sirozun en son evresine ulaşmış olan hastalarda ise karaciğer nakline ihtiyaç duyulur. Bu önemli bir operasyondur. Karaciğer nakli için çoğunlukla kadavralar kullanılsa da doku uyumluluğu mevcut ise karaciğerini bağışlamak isteyen bir bireyin karaciğerinin bir kısmı alınarak da nakil yapılabilir.
Eğer siz de karaciğer sirozuna ilişkin erken veya geç dönem belirtileri gösteriyorsanız, hemen en yakın sağlık kuruluşundan randevu alıp muayeneden geçmenizde fayda vardır. Karaciğer sirozunda erken teşhis ile tedaviye bir an önce başlayarak hastalığın kontrol altına alınmasını sağlayabilir, hastalığın karaciğer nakli gerektirecek boyutlara ulaşmasını önlenebilir.