Kanser normal vücut hücrelerinin mutasyona uğraması, anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve yayılması ile karakterize bir hastalık grubudur. Değişen hücrelerin vücutta yayılması kontrol edilmezse kanser, hastanın ölümü ile sonuçlanabilir. Kanser hücreleri bir araya gelerek tümörleri oluşturur. Tümörler ise iyi huylu ve kötü huylu olarak ikiye ayrılır. Kanser, tütün kullanımı, yüksek vücut kitle indeksi, alkol tüketimi, kötü beslenme ve fiziksel aktivite eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Kanserin tedavisinde kemoterapi, ilaç tedavisi ve radyoterapi uygulanır. Kanserin erken teşhisi ile bulunduğu evreye göre uygun tedavi yöntemi uygulanılması son derece önemlidir.
Kanser Nedir?
Kanser, genel olarak tek bir hastalık olarak düşünülen ancak, hücrelerin anormal bölünmesi, çoğalması ve normal sınırlarının ötesinde büyümesi ile vücudun hemen hemen her bölümünü etkileyebilen ve her biri farklı tedavi stratejileri gerektiren birden fazla alt tipe sahip bir hastalık grubunu ifade eder. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre; akciğer, prostat, kolorektal, mide, karaciğer ve pankreas kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türleri iken kadınlar arasında en yaygın görülen kanser türleri meme, kolorektal, akciğer, pankreas mide, tiroid ve rahim kanseri türleridir.
Günümüzde obezite, diyabet ve kanser gibi bulaşıcı olmayan hastalıklar dünya çapında önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmektedir. Kanser ise artan hastalık ve ölüm oranları, tedavi maliyeti, süresi ve yan etkileri ile ciddi bir durum haline gelir. Yaşam ömrünün uzaması, risk faktörlerine maruziyetin artması ile de kanser insidansının daha da artmasına sebep olabilir. Bu sebeple kanserle savaş faaliyetlerinin bilinçli bir şekilde planlanması, koruyucu sağlık politikalarının belirlenmesi önceliklidir.
Kanser Neden Olur?
Kanser ile ilgili “kanser genetik mi, kalıtsal olarak nesilden nesile geçer mi?” gibi sorulara sık sık rastlanır. Yanıt olarak kanserin genetik bir hastalık olduğu söylenebilir. Dolayısıyla kanser vücut hücrelerinin işleyişini, özellikle de büyüme ve bölünme şeklini kontrol eden genlerde meydana gelen değişikliklerden kaynaklanan bir kalıtsal hastalıktır. Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, güneşten gelen ultraviyole ışınlar gibi çevresel faktörler de “kanser nasıl oluşur?” sorusuna en iyi cevap olur.
Kanser Türleri ve Görülme Sıklıkları
Kanser dünya çapında önde gelen ölüm nedenidir ve 2020'de yaklaşık 10 milyon ölüme, yani neredeyse altı ölümden birine neden olmaktadır. En sık görülen kanserler akciğer, meme, kolon, rektum ve prostat kanserleridir. İnsan papilloma virüsü (HPV) ve hepatit gibi kansere neden olan enfeksiyonlar, düşük ve alt-orta gelirli ülkelerdeki kanser vakalarının yaklaşık %30'unu etkilemektedir.
Sık görülen kanser çeşitleri şu şekilde sıralanabilir:- Ağız ve yutak kanserleri
- Gırtlak kanseri
- Özofagus kanseri
- Akciğer ve bronş kanserleri
- Meme kanseri
- Mide kanseri
- Karaciğer kanseri
- Böbrek ve renal pelvis kanserleri
- Pankreas kanseri
- Kolon ve rektum kanserleri
- Mesane kanseri
- Uterus kanseri
- Prostat kanseri
- Testis kanseri
- Over kanseri
- Rahim kanseri
- Rahim ağzı kanseri
- Beyin ve diğer santral sinir sistemi kanserleri
- Tiroid kanseri
- Kemik kanserleri
- Deri-cilt kanseri
- Lösemi
- Lenfoma
- Karsinoma
- Sarkoma
Kanser Belirtileri Nelerdir?
Çoğu belirti ve semptomların nedeni kanserden kaynaklanmaz. Dışarıdan bakılarak sadece belirtilere bağlı kalarak kanser teşhisinin konulması doğru değildir. Belirtiler sonrası gerekli tetkikler yapıldıktan sonra kanser teşhisi konulur. Geçmeyen veya zamanla kötüleşen herhangi bir belirti ve semptom durumunda neyin sebep olduğunu öğrenmek için en yakın sağlık kuruluşunda bulunan bir doktora görünülmesi gerekir.
Örneğin lenf düğümleri vücudun bağışıklık sisteminin bir parçasıdır ve vücuttaki zararlı maddelerin yakalanmasına yardımcı olur. Normal lenf düğümleri boyut olarak küçüktür ve bulunması zor olabilir. Ancak enfeksiyon, iltihaplanma veya kanser olduğunda düğümlerin boyutu büyüyebilir. Vücudun yüzeyine yakın olanlar parmak ile hissedebilecek kadar büyüyebilir ve hatta bazıları cilt altında şişlik olarak bile görülebilir. Lenf düğümlerinin şişmesinin nedenlerinden biri, kanser hücresinin orada sıkışıp kalmasıdır. Bu nedenle, alışılmadık bir şişlik varsa, neler olduğunu anlamak için doktora başvurulması gerekir. “Kanser hastalarında crp yüksekliği kaç olur?” sorusuna yanıt olarak crp değeri 10 mg/L ve üstü olunca risk grubuna girer denilebilir.
- Herhangi bir sebep yokken 10 kilogram ve üstü kilo kaybının veya kilo artışının olması,
- Gün içinde dinlenme ile geçmeyen halsizlik ve aşırı yorgunluk,
- Gün içinde azalan iştah, yutma güçlüğü, karın ağrısı veya mide bulantısı ve kusma gibi yeme sorunlarının olması,
- Vücudun herhangi bir bölgesinde şişkinliklerin veya kitle oluşumu,
- Memede veya vücudun farklı bir bölgesinde kalınlaşma ile birlikte oluşan şişlik kanserli yağ bezesi belirtileri habercisidir,
- Özellikle bir neden olmaksızın vücudun herhangi bir bölgesinde geçmeyen ve gittikçe daha da kötüleşen ağrının oluşması,
- Bir türlü geçmeyen öksürük ve ses kısıklığı,
- Görme veya işitme sorunları,
- Baş ağrısı,
- Ateş veya gece terlemesi,
- Kabızlık veya ishal gibi bağırsak alışkanlıklarında geçmeyen değişiklikler veya dışkı görünümünde değişiklik,
- İdrar yaparken ağrı, idrarda kan veya az ya da çok sık idrara çıkma ihtiyacı gibi mesane değişiklikleri,
- Bilinen bir nedenden dolayı vücutta olağan dışı kanama veya morarma olması,
- Yaralar, kanama, ağrı ve uyuşukluk gibi ağız içi değişiklikleri,
-
Deride kanayan ve pul pul görünüme sahip şişlikler, yeni ben oluşumu veya var olan benin değişikliği, iyileşmeyen bir yara veya ciltte ve gözlerde sarımsı bir renk (sarılık) gibi cilt değişiklikleri,
Bu belirtilerle yapılan testler sonucunda doktor tarafından kanser teşhisinin konulması gerekir. Her belirtinin kanserden kaynaklı olduğu düşünülmemelidir. Testler sonrasında görülen belirtilerin nedeni kanser olmasa bile var olan rahatsızlığın tedavi edilmesi gerekebilir. Eğer kanser teşhisi konulmuş ise tedavinin daha başarılı olduğu erken dönemde teşhis ile tedavi olma şansı olabilir.
Belirtileri birey kendi başına tedavi etmeye çalışmamalıdır. Ciltte kanser habercisi lekeler kozmetik ürünlerle giderilmemelidir.
Bazen belirti ve semptomlar olmadan da kanseri teşhis etmek mümkün olabilir. Sağlık grupları, bireylere herhangi bir semptomu olmasa bile kanserle ilgili test ve kontrollerin yapılmasını önerir. Bu sayede yapılan kontrollerle kanser ilk belirtileri ile erken teşhis edilirse etkili bir şekilde tedavisi yapılabilir.
Kanser Evreleri Nelerdir?
Çoğu kanserin dört aşaması bulunur. Tümör boyutu ve konumu da dahil olmak üzere birkaç farklı faktör tarafından belirlenir.
Kanser evreleri genel hatlarıyla şu şekilde sıralanır:- Evre 1: Çok yavaş büyür. Teşhis edilirse kolayca tedavi edilebilir.
- Evre 2: Kanser büyümüştür ancak yayılmamıştır.
- Evre 3: Kanser büyümüştür ve muhtemelen lenf düğümlerine veya diğer dokulara yayılmıştır.
- Evre 4: Kanser vücudun diğer organlarına veya bölgelerine yayılmıştır. Bu aşamaya metastatik veya ilerlemiş kanser de denir.
Birden dörde kadar olan aşamalar en yaygın olmasına rağmen, bir de aşama 0 vardır. Bu en erken aşama, kanserin başladığı bölgede hâlâ lokalize olduğunu tanımlar. Halen Aşama 0'da olan kanserler genellikle kolayca tedavi edilebilir ve çoğu sağlık hizmeti sağlayıcısı tarafından kanser öncesi olarak kabul edilir.
Kanser Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kanser tedavisinin birçok türü vardır. Alınacak tedavi türleri, sahip olunan kanserin türüne ve ne kadar ilerlemiş olduğuna bağlı olur. Kanserli bazı kişilerin yalnızca tek bir tedavisi olabilir. Ancak çoğu insanda ameliyat, kemoterapi ve radyasyon terapisi gibi tedavilerin bir kombinasyonu vardır. Doktor ile konuşmak ve sahip olabileceğiniz tedavi türleri hakkında bilgi edinmek, kontrolün daha fazla bireyde olduğunu bilinmesinde fayda vardır.
Kanser tedavisinde kullanılan yöntemler şu şekilde sıralanır:- Kemoterapi
- Biyobelirteç testi
- Hormon tedavisi
- Hipertermi (Yüksek ateş)
- İmmünoterapi
- Fotodinamik terapi
- Radyasyon tedavisi
- Kök hücre nakli
- Ameliyat
Kanser nasıl teşhis edilir?
İlk kuşkulu bulgular hastanın hikayesinin dinlenmesinden ve muayenesinden sonra ortaya çıkabilir. Yukarıda kanser hastalarında görülen genel bulguları sıralamıştık.
Bu şikayetlerle doktora gelen hastadan, hastalıkların ayırıcı tanısını yapabilmek için bazı testler istenir. Bunlar;- Kan ve idrar tetkiki,
- Röntgen, ultrason,
- CT, MR, PET,
- Tümör belirteçleri (Alfa-fetoprotein, Karsinoembriyonik antijen, Beta-insan koryonik gonadotropin, Serum immünoglobulinleri (multipl miyelom), BCR-ABL1 (kronik miyeloid lösemi) ,CA 125 (yumurtalık kanseri), CA 27-29 (meme kanseri), Prostat spesifik antijen.
- Biyopsi ve patolojik inceleme
Tümör Belirteçleri Nelerdir?
Belirli kanser türlerine spesifik olarak kanda tespit edilen yapılara tümör belirteçleri adı verilir. Bunların kanda tespiti olası kanserler için ipucu niteliği taşır.
Tümör belirteçlerinden bazıları şunlardır:- CA 125 seröz papiller over kanseri
- CA 19-9 müsinöz tipteki over kanseri
- CA 15-3 meme kanseri
Ayrıca jinekolojide kullanılan diğer tümör belirteçleri de vardır; bunlar, CEA (Karsinoembriyonik antijen), AFP (Alfafetoprotein), HCG dir.
Kanser taraması yaptırmak gerekli mi, kanser taraması nasıl yapılır?
Kanser için tarama testleri risk altında olan ancak henüz bulgusu olmayan hastalara yapılır. Kanser taraması erken tanı sağlar, tedaviyi kolaylaştırır, sağ kalım oranını arttırır. Ailesinde meme kanseri olanlar düzenli olarak mamografi yaptırabilirler. Prostat kanseri yönünden risk altında olanlar prostat muayenesi ve prostat antijeni baktırabilirler. Kalın bağırsak kanseri için kolonoskopi yapılabilir. Yoğun sigara içenlerde akciğer tomografisi çekilebilir ve kanser antijenlerine bakılabilir. Mide kanseri için risk varsa endoskopi ve biyopsi yapılabilir. Rahim ağzı kanseri için tarama yöntemi düzenli smear yaptırmaktır.
Kanser tedavisi nasıl yapılır?
Başlıca kanser tedavileri cerrahi yöntem, radyoterapi ve kemoterapidir. Son yıllarda kanser tedavisine hormon tedavisi ve antikor tedavisi de eklenmiştir. Kanser tedavisini medikal onkolog, radyasyon onkoloğu, nükleer tıp uzmanı ve cerrahlar yapmaktadır.
Kanser hastalarında radyoterapi nasıl yapılır?
Ameliyat edilebilen kanser türlerinde operasyondan sonra kalan kanser hücrelerini öldürmek için radyoterapi yapılır. Radyasyon tedavisi cerrahi veya kemoterapiden önce (adjuvan tedavi) veya cerrahi veya kemoterapiden sonra (neoadjuvan tedavi) verilebilir. Radyoterapi, tedavisi mümkün olmayan bazı hastalarda hastayı rahatlatıcı faydalar sağlar. Örneğin beyin kanserinde nörolojik bulguları azaltabilir; omurilik tümörlerinde sinir sıkışması belirtilerini azaltabilir; kemik tümörlerinde kemik ağrısı ve diğer belirtileri azaltabilir.
Radyoterapi esnasında kanser hücreleri yanında normal doku hücreleri de zarar görebilir. Ancak normal doku kendini onarabilir.
- Halsizlik, yorgunluk
- Ağız yaraları
- Deride kızarıklık, kaşıntı, soyulma
- Yemek borusunda iltihaplanma (özefajit)
- Zatürre
- Hepatit
- Bulantı, kusma, ishal
- Kan hücrelerinde düşme
- Gözde katarakt, keratit, retina hasarı (göz bölgesine radyoterapi)
- Hipotiroidi
- Perikardit (kalp zarı iltihabı)
- Ayrıca; lösemiler, sarkomlar ve tiroid veya memenin karsinomları gibi diğer kanserlerin gelişme riskini arttırabilir.
1. Sigarayı bırakmak, içilen ortamlarda bulunmamak
2. Güneşte fazla durmamak, güneş yanıklarını önlemek
3. Meyve ve sebzeden zengin beslenme, kepekli tahıl tüketme, işlenmiş gıda tüketimini azaltma
4. Açık havada bol egzersiz yapmak
5. Aşırı kilolu olmamak
6. Alkol tüketimini azaltmak
7. Özellikle genetik risk varsa kanser taramalarını ihmal etmemek
8. Kanserden koruyan hepatit B aşısı ve HPV aşısı yaptırmak
Farklı kanser türleri ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için 444 0 436 numaralı telefonu arayabilirsiniz.