Sağlıklı kadınlarda ergenlik dönemiyle birlikte yumurtalıklarda her ay bir yumurta hücresi olgunlaştırılarak menstruasyon döngüsü başlar. Bu döngünün başlamasıyla birlikte her ay adet kanaması görülür ve bu yaklaşık 45-55 yaşlarında menopoz ile birlikte üreme yeteneğinin kaybedilmesine dek devam eder. Üreme çağındaki kadınlarda hamilelik, emzirme veya menopoz başlangıcı söz konusu olmamasına rağmen, adet görülmemesi amenore olarak adlandırılır. Adet düzensizliği ile karıştırılabilen amenorede herhangi bir düzensizlik değil, hiç adet olamama sorunu söz konusudur. Amenore, doğrudan bir hastalık olarak nitelendirilemese de müdahale gerektiren bir hastalıktan kaynaklı ortaya çıkabilir veya bebek sahibi olmak isteyen kadınlar için sorun yaratabilir. Bu nedenle amenore şikayeti olan kadınların jinekoloji uzmanlarına danışarak muayeneden geçmesi, hekimin değerlendirmeleri sonucunda müdahale gerektiren bir sorunun tespit edilmesi halinde tedavi olması gerekir.
Amenore Nedir?
Amenore, genel bir tanımla bir kadının ergenlik çağına girmiş olmasına ya da henüz menopoza girmemiş olmasına karşın adet görmemesidir. Amenore ne demek sorusunun alternatif bir yanıtı ise ergenlik sonrası, menopoz öncesi dönemdeki hamile olmayan, emzirmeyen ve kadınlarda görülen hiç adet görmemiş olma ya da adetten kesilmiş olma durumudur.
Belirtilen hiç adet olmamış olma veya daha önceden adet görüyor iken sonradan adetin kesilmesi durumuna göre amenore primer ve sekonder olmak üzere iki gruba ayrılır. Primer veya sekonder amenore genellikle hormonal düzene ilişkin sorunlardan kaynaklansa da anatomik sorunlar, jinekolojik hastalıklar ve iyi ya da kötü huylu kistler gibi farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Bazı durumlarda ise herhangi bir jinekolojik hastalığı, vücut anatomisine ilişkin sorunu bulunmayan ve hormon düzeyleri normal olan kadınlarda da adet olamama sorunu görülebilir.
Primer Amenore Nedir?
Primer amenore, genç kızlarda 15-16 yaşların tamamlanmasına karşın henüz adet görmemiş olma durumudur. Bu durumda ergenlik döneminde adet kanaması başlamaz ve primer amenore şüphesi ortaya çıkar. 15 yaşında ve halen adet olmamış kişilerde bu durumun altında yatabilecek herhangi bir sağlık sorununun bulunup bulunmadığına ilişkin gerekli muayene ve tetkikler yapılmalıdır. Hormonal bozukluklar primer amenorede en yaygın nedendir.
Bununla birlikte doğumsal anomaliler, kromozom bozuklukları, rahim ve vajinanın bulunmaması gibi anatomik sorunların varlığı, üreme organlarının gelişmemiş olması gibi nedenler primer amenoreye neden olabilir. Adet kanamasının başlayabilmesi için gerekli hormonların sentezini etkileyen hipofiz bezine veya hipotalamusa ilişkin, üreme organlarının haricindeki bazı sorunlar da primer amenore sebepleri arasında yer alır ve tedavi için bu durumun nedenine ilişkin detaylı araştırmaların gerçekleştirilmesi gerekir.
Bazı kişilerde vajina girişinde bulunan kızlık zarı, anatomik olarak adet kanının dışarı çıkmasına izin verecek şekilde delikler içermeyebilir ve vajinal yolu tamamen kapatmış olabilir. Bu durumda adet kanaması vajina içerisinde birikerek ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Basit bir operasyon yardımıyla kızlık zarı üzerinde gerekli açıklık oluşturulduğunda adet kanaması sağlıklı bir şekilde başlar ve devam eder.
Sekonder Amenore Nedir?
Sekonder amenore, primer amenorenin aksine daha önceden adet görmüş olmasına karşın sonradan adet görememeye başlama durumudur. Jinekolojik hastalıklar, akut veya kronik ciddi hastalıklar, yoğun stres, aşırı zayıflık, hızlı kilo kaybı, yoğun egzersiz, sağlıksız beslenme, hipofiz bezi hastalıkları veya kullanılan bazı ilaçlar sekonder amenorenin yaygın nedenleri arasında yer alır.
Vücut kütlesinin kilogram cinsindeki değerinin boy uzunluğunun metre cinsindeki değerinin karesine bölündüğünde elde edilen beden kütle indeksinin 19’un altında olması sekonder amenore görülme olasılığını ciddi oranda yükseltir. Polikistik over sendromu, yumurtalık ve endometrium kistleri, erken yumurtalık yetmezliği gibi jinekolojik hastalıklar adetin kesilmesine yol açabilen bazı kadın hastalıkları arasında yer alır. Tiroid hastalıkları da hormonal dengeyi etkileyerek menstruasyonu engelleyebilir.
Ayrıca kemoterapi ilaçları, antipsikotik ve antidepresan ilaçlar, bazı tansiyon ve alerji ilaçları da sekonder amenoreye yol açabilmektedir. Emzirme dönemindeki annelerde prolaktin hormonunun yumurtlamayı baskılayıcı etkisinden dolayı adet görülmemesi normaldir ve bu durum amenore olarak değerlendirilmez. Aktif cinsel yaşantısı olan kadınlarda ise amenore şüphesine yönelik araştırmalara başlanmadan önce gebelik testi yapılmalıdır.
Amenore Belirtileri Nelerdir?
Amenorenin ana semptomu adet kanamasının olmamasıdır. Fakat bununla birlikte amenoreye neden olan sorunun da etkisiyle çeşitli ek semptomlar görülebilir. Bu semptomlar altta yatan sağlık sorununa göre farklılık gösterse de yaygın olarak şunları içerir:
- Tüylenme (hirşutizm)
- Baş ağrısı
- Görme bozuklukları
- Meme başından süt veya akıntı gelmesi
- Pelvik ağrılar
- Akne
- Saç dökülmesi
- Meme gelişiminin olmaması (primer amenorede)
Amenoreye ek olarak görülebilen bu belirtiler, adet kanamasını engelleyen sağlık sorunu hakkında önemli fikirler verebilir. Bu nedenle hiç adet görememe tedavisi için sağlık kuruluşlarına başvuran hastaların yaşadıkları ek semptomlar hakkında hekimlerini bilgilendirmelerinde fayda vardır.
Amenore Tedavisi Nasıl Yapılır?
Amenore tedavisi için süreç, kesin bir teşhis ile başlamalıdır. Bunun için öncelikle gebelik olasılığının ekarte edilmesi amacıyla bir gebelik testi yapılır. Hekim tarafından gerçekleştirilecek bir jinekolojik muayene ile ultrason eşliğinde vajina, uterus ve yumurtalıklar detaylı bir şekilde incelenebilir. Sekonder amenorede daha önceden cinsel ilişkide bulunmuş olan kadınlarda vajinal ultrason eşliğinde detaylı bilgiler elde edilebilir.
Cinsel ilişki yaşamamış olan kişilerde ise karından yapılan abdominal ultrasondan yararlanılır. Yumurtalık ve rahim kistleri, iç genital organlara ilişkin yapısal sorunlar gibi pek çok durum tespit edilebilir. Fiziksel muayeneye ve ultrason incelemesine ek olarak birtakım kan testlerine ihtiyaç duyulur. Genellikle hamilelik testi ile birlikte tiroid fonksiyonlarına ilişkin testler, yumurtalık fonksiyon testleri, kadın ve erkek cinsiyet hormonlarının seviyeleri ile prolaktin düzeyini ölçen testler de uygulanır. Hormonal dengeye ilişkin sorunlar bu testler yardımıyla teşhis edilebilir. Prolaktin yüksekliği gibi bazı hormonal dengesizlikler hipofiz bezindeki iyi huylu tümörlerden kaynaklanabilmektedir.
Böyle bir durumun varlığı halinde beyinde bulunan hipofiz bezi manyetik rezonans (MR) incelemeleri yapılabilir. Ultrasonda yumurtalık veya rahim kistlerine rastlanması halinde tümör markerları olarak adlandırılan ve tümörün kötü huylu olup olmadığı hakkında bir ön bilgi veren testlere başvurmak mümkündür. Şüpheli sonuçların elde edilmesi durumunda biyopsi ve cerrahi operasyonlara başvurulmalıdır. Aynı şekilde iyi huylu olmasına karşın patlama, burkulma gibi riskler taşıyan yumurtalık kistleri de cerrahi operasyonla çıkarılmalıdır.
Primer amenore durumunda hormonal veya anatomik herhangi bir sorunun ya da hastalığın tespit edilmemesi halinde takip önerilebilir. Ailede geç başlayan adet kanaması öyküsü varsa bu durum normal olarak karşılanabilir. Down sendromu, Turner sendromu gibi bazı kromozom bozukluklarında üreme yeteneği olmayabilir. Böyle bir durumda amenore bir hastalık değildir ve herhangi bir müdahale gerektirmez.
Anatomik sorunların tespit edilmesi halinde ise cerrahi operasyonlar gerekebilir. Sekonder amenorede ise jinekolojik hastalıkların veya hormonal bozuklukların tespit edilmesi durumunda bunlara yönelik tedavi uygulanır. Yaşam tarzına ilişkin sorunlar, aşırı egzersiz, stres gibi nedenlerin varlığı halinde hastalar değiştirmesi gereken alışkanlıkları hakkında bilgilendirilir. Çok zayıf kişilerin diyetisyen kontrolünde sağlıklı bir şekilde kilo alarak ideal vücut kütlelerine ulaşmaları halinde genellikle hormonal düzeyleri yeniden sağlıklı aralıklara gelir ve menstruasyon döngüsü başlar.
Bunların haricinde üreme organları dışında herhangi bir hastalıktan kaynaklanan amenore durumunda hastalar farklı tıbbi birimlere yönlendirilerek bu hastalıkların tedavilerine yönelik uygulamalar hakkında bilgi alabilir. İlaç kaynaklı durumlarda farklı ilaç alternatifleri konusunda da tedaviyi uygulayan hekime danışılmalıdır.
Eğer siz de üreme çağında olmanıza ve hamilelik, emzirme gibi bir özel durumunuzun olmamasına karşın üç aydan uzun süredir adet görmediyseniz bir jinekoloji uzmanının muayenesinden geçmenizde fayda vardır. Hekiminizin önerilerine göre gerekli olması halinde tedavi sürecinize başlayarak, hastalıklarınızın erken dönemde kontrol altına alınmasını sağlayabilir, sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Amenore ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için web sitemizde yer alan iletişim formunu kullanabilirsiniz.