Kanser insan vücudundaki hastalıklı hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğaldığı ölümcül bir hastalıktır. Kanserli hücreler vücudun her yerine yayılmış olsa bile, kanser vücutta ilk olarak ortaya çıktığı yerin adıyla adlandırılır.
Yumurtalık Kanseri Nedir?
Yumurtalık kanseri de yumurtalıklardan veya fallop tüplerinin ve peritonun ilgili bölgelerinden kaynaklanan bir grup hastalıktır. Kadınlarda uterusun her iki tarafında birer tane olmak üzere pelviste bulunan iki yumurtalık vardır. Yumurtalıklar kadın vücudunda kadın hormonlarının ve yumurtanın üretiminden sorumludur.
Yani kadınlık özelliklerinin ortaya çıkmasını, yumurtalıkta üretilen hormonlar sağlar. Kadınlarda uterusun her iki tarafında bir çift uzun ve ince olan iki fallop tüpü vardır. Yumurtalar fallop tüplerinde üretilir, yumurtalıklar aracılığıyla uterusa geçer. Periton da kadındaki organları örten dokunun astarıdır. Tüm bu yapının herhangi bir yerinde meydana gelen kanser hastalığı, yumurtalık (over) kanseri olarak adlandırılır.
Yumurtalığın yapısında birçok farklı hücre mevcut olmasına rağmen, yumurtalıkların temel yapısını epitelyum hücreleri oluşturur. Epitel hücrelerinin ya da embriyonik dönemdeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde artması sonucu kanser oluşabilir. Menopoz sonrası ortaya çıkan kanser yüksek oranda epitelyum hücrelerinde oluşur.
Yumurtalık kanseri veya diğer adıyla over kanseri kadınlarda en sık görülen kanser hastalıklarından birisidir. Bilim insanları tarafından yapılan çalışmalar, over kanserinin kadın ölüm oranlarında önemli bir yere sahip olduğunu kanıtlamıştır. Bunun esasında başlıca nedeni, hastalığın teşhisinin ancak ilerleyen safhalarda yapılabilmesidir. İlerleyen her kanser hastalığında olduğu gibi yumurtalık kanserinde de ilerleyen kanserin tedavisi oldukça güçtür. Ancak her hastada kanser ilerledikten sonra tespit edilecek diye bir durum söz konusu değildir. Düzenli sağlık taramalarını yaptıran bireylerin, erken teşhis sonrasında iyileşme oranlarının oldukça yüksek olduğu belirlenmiştir.
Kanserli hücreler her ne kadar yumurtalıkta bulunsa da tedavi edilmemesi durumunda yakın organları da baskı altına alma eğilimi gösterir. Kanserli hücrelerden dolayı oluşan kitleler eğer diğer organlara da yayılırsa metastaz adı verilen yeni tümörler meydana gelir. Bu nedenle hastalığın teşhisinin ardından hızlı bir şekilde tedaviye başlanmalıdır.
Yumurtalık (Over) Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Yumurtalık kanserinin ilerleyişi üç evrede gerçekleşir:
1. evrede kanser hücreleri yalnızca bir yumurtalıkta görülür. Bu aşamada henüz kanserin başka organlara yayılması söz konusu değildir. Ancak ilk evrenin devamında kanser diğer yumurtalığı da etkiler. Böylece 1. evrenin ikinci aşaması da tamamlanmış olur. Devam eden süreçte ise kanser hücreleri yumurtalığın sınırlarını aşar ve yumurtalık haricinde de kanser hücreleri görülür.
2. evrede kanser hücreleri rahim ile tüplere ulaşır ve mesane hatta bağırsaklara kadar ilerler. Bu evrenin sonuna doğru kanserli hücreler yumurtalık sınırını aşarak karın sıvısına dahi ulaşır.
3. evrede kanser artık karın boşluğundadır ve lenf bezlerini sarmıştır. Yakın tüm organlara sıçrayarak metastaz haline gelmiştir. Tüm bunlardan dolayı karında sürekli bir şişlik hissi vardır. Bu şişlik hissinin yanı sıra fiziki olarak da şişlik vardır. Pelvik ve karın bölgesinde belirsiz rahatsızlıklar hissedilir. İştahsızlık yaygın olarak görülür ve yenilen az miktarda yemek de şişlik hissine neden olur.
Normalden daha sık idrara çıkma ve idrarını tutamama gibi belirtiler de kendisini gösterir. Bunun gibi ana belirtiler dışında seks sırasında ağrı, sırt ağrısı, vajinal kanamalar (özellikle menopozdon sonraki kadınlarda), kilo kaybı, sürekli hissedilen halsizlik ve hazımsızlık ile hastalık hissi diğer belirtiler arasındadır. Hastalığın bu şekilde birçok semptomu olduğu için kadınların vücudunu iyi tanıması gerekir. Çünkü normal durumlar dışında kalan bütün belirtiler erken teşhis için bir fırsat olabilir ve yaşamsal öneme sahiptir.
Yumurtalık (Over) Kanseri Nedenleri Nelerdir?
Yumurtalık kanserinin başlıca nedeni ilerleyen yaştır. Vakaların çoğunluğunun menopozdan sonra görülmesi bunun başlıca kanıtıdır. Genetik faktörler de bu kanser türünde oldukça önemlidir. Ailede kanser geçmişi olması, özellikle kız kardeşte veya annede daha önce yumurtalık kanserinin görülmesi kanser riskini arttıran en önemli nedenlerdendir.
Bu kanserin ortaya çıkmasının BRCA1 ve BRCA2 adlı genlerin bozukluğudur. Bu bozuk olan genler yumurtalık kanseri riskini arttırmanın yanı sıra meme kanseri riskini de arttırır. Ancak bu genetik aktarımın mutlaka olacağı anlamına gelmemektedir.
Yapılan araştırmalar yalnızca on hastalıktan birinin genetik sebeplerden dolayı oluştuğunu göstermiştir. Yine meme kanseri geçirmiş olan bireylerin, yumurtalık kanseri geçirme riski daha yüksektir. Bunun sebebi de BRCA genleridir. Bunun önüne geçilebilmesi için önleyici tedaviler uygulanması gerekebilir. Bir veya daha fazla tam gebelik geçirmiş olmak, yumurtalık kanseri riskinin düşük olmasıyla alakalıdır.
Bir kadının hamileliği ne kadar fazlaysa risk oranı o kadar düşüktür. Bunun yanında istenilmesine rağmen 35 yaşından sonra çocuk sahibi olmak veya hiç çocuk sahibi olmamak yüksek risk oranıyla doğru orantılıdır. Bazı doğurganlık tedavilerini kullanan kadınlarda risk oranı artabilir. Ancak bunu kanıtlayan çalışmaların olduğu gibi karşıt görüşlü çalışmaların da olduğunu unutmamak gerekir.
Doğum kontrol hapları veya enjekte edilebilir kontraseptif hormon kullanan kadınlar da düşük risk grubunda yer alırlar. Ayrıca obezitenin de kanser riskini arttırdığını ortaya koyan çalışmalar mevcuttur.
Yumurtalık (Over) Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?
Herhangi bir belirti veya semptom göstermeyen kadınlarda yumurtalık kanserinin tespiti için yapılabilecek basit bir tarama yöntemi yoktur. Ancak bireyin herhangi bir hastalığının olup olmadığı konusunda yapılan geniş çaplı taramalar herhangi bir semptom ortaya çıkarttığında, bu semptom üzerinde teşhis testleri yapılabilir. Yapılan bu testlerin amacı semptoma neyin sebep olduğunu bulmaktır.
Pelvik muayene de yumurtalık kanseri tanısı için yaygın bir şekilde kullanılır. CA-125 adı verilen hormonun yüksek olması kanser için risktir, bunun tespiti için kan testleri yapılır. Yine kanser hücrelerinin tespiti amacıyla MRI, ultrason ve tomografiden faydalanılabilir. Bazen uzman, yumurtalıktan parça alarak biyopsi yapılmasını veya yumurtalıkların görüntülenmesini isteyebilir. Böyle durumlarda laporoskopi denen yöntemle karından küçük bir kesi açılarak kamera ile yumurtalık incelenebilir, alınan bir parça mikroskop ile incelenerek teşhis için kullanılabilir.
Tam bir kan sayımı birçok konuda uzmana fikir verebilir. Kanser meydana geldiğinde artan HCG, kanserli hücreler tarafından üretilen alfa-fetoprotein, laktak dehidrojenaz tespiti için kan testleri yapılır. Ayrıca kanserli durumda artış gösteren inhibin, östrojen ve testosteron seviyelerini ölçmek için de testler yapılır. Kanserli olduğu biliniyor ve yayılıp yayılmadığı kontrol edilmek isteniyorsa, karaciğer fonksiyon testleri ve böbrek fonksiyon testleri yapılabilir. Tüm bu testler bütün olarak incelenerek yumurtalık kanseri teşhisi koyulabilir.
Yumurtalık (Over) Kanseri Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Over kanseri tedavisi cerrahi olarak yapılır. Eğer kanserli hücreler yalnızca yumurtalıkta ise bu bölgelerden, karın içine yayılmışsa tüm karından örnekler alınarak kanserli bölgeler tespit edilir. Tespit edilen bu kanserli kitleler cerrahi müdahale ile çıkartılır ve ameliyat sonrasında kemoterapi uygulamasına başlanır. Eğer kitlelerin cerrahi müdahale sırasında diğer organlara zarar verebileceği düşünülüyorsa, ameliyat öncesinde kemoterapi uygulanır. Bu tedavideki amaç öncelikle kanserli dokuların küçülmesini sağlayarak, cerrahi müdahale sırasında diğer organlara zarar vermeyecek düzeye geldiği zaman alınmasını sağlamaktır.
Karın içerisinde bulunan bütün dokuların çıkarılması oldukça önemlidir. Çünkü daha sonra uygulanacak olan kemoterapi ancak bu şekilde daha iyi sonuçlar alınmasını sağlar. Tedavinin bu şekilde yürütülmesi hastanın iyileşme ve yaşama olasılığını arttıracaktır. Ameliyat sonrasında kanserin başka organlara yayılıp yayılmadığı konusunda testler yapılır. Eğer kanser henüz diğer organlara yayılmamışsa kemoterapiden vazgeçilebilir.
Ancak yayılma durumu söz konusu ise kemoterapi veya radyoterapi düzenli bir şekilde uygulanarak hastalık tedavi edilmeye çalışılır. Bu tedavinin ne kadar süreceği konusu hastadan hastaya değişebilmektedir. Hastalığın erken teşhisinde tedavi oldukça başarılıdır ve hastaların iyileşme oranı yüksektir. Ancak tedavi ve teşhis süresi geciktikçe risk artmaktadır.