Arama

Üzgünüz, Aradığınız Sonuç Bulunamadı

Aramanızla eşleşen herhangi bir sonuç bulunamadı, lütfen arama terimlerinizi değiştirerek tekrar deneyiniz.

Su Çiçeği Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

image

Su çiçeği tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık genellikle ilkbahar ve kış aylarında yoğun olarak görülür. 10 yaş altı çocuklarda daha sık görülmekle beraber adölesanlarda, genç erişkinlerde ve yetişkinlerde de rastlanabilen bir durumdur. Su çiçeği hastalığı genellikle tedaviye gerek duymaksızın kendiliğinden iyileşir. Ancak bazı riskli gruplarda hastalığa bağlı istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Su çiçeği hastalığına karşı birincil koruma sağlayan aşı, uzun yıllardır ülkemizde bulunur. Aşı takviminde de yer alan bu aşı ile toplumun büyük bir çoğunluğunun su çiçeğine karşı bağışıklık kazanması sağlanmıştır. ‘Su çiçeği nasıl olur, nasıl bulaşır, su çiçeği nasıl geçer?’ gibi soruların cevapları yazımızın ilerleyen kısımlarında açıklanmıştır.

Su Çiçeği Nedir?

Su çiçeği, Varisella-Zoster adlı virüsün sebep olduğu bir enfeksiyon hastalığıdır. Su çiçeği hastalığında ciltte kırmızı renkli, içi sıvı dolu kabarcıklar görülür. 

‘Su çiçeği nasıl başlar?’ sorusu, hastalıkla ilgili en çok merak edilen konulardan biridir. Hastalığın tipik belirtisi olan kırmızı ve kaşıntılı su kabarcıkları, virüs vücuda alındıktan 10-21 gün sonra ortaya çıkar. Yaklaşık 5-10 gün boyunca sürer. Kabarcıklar görülmeden önce su çiçeği başlangıcı sürecinde; ateş, iştah kaybı, baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk gibi belirtiler görülebilir. 

Su çiçeği hastalığında görülen cilt döküntüleri üç farklı aşamada görülebilir:
  • İlk olarak ciltte pembe-kırmızı renkte kaşıntılı kızarıklıklar 
  • İkinci aşamada içi sıvı dolu veziküller
  • Son aşamada ise döküntülerin kabuk bağlaması şeklinde olur.

Hastalık başlangıcında birkaç gün boyunca yeni kızarıklıklar oluşmaya başlar. Bu nedenle ciltteki bazı döküntüler yeni oluşurken, bazıları su toplamış, bazıları da kabuk bağlamış halde olabilir. Bu üç aşamanın hastada aynı anda görülebilmesi su çiçeği hastalığının karakteristik bir özelliğidir. Su çiçeğindeki cilt döküntüleri saçlı deriden başlayarak yüz ve gövdeye doğru yayılır. Kol ve bacaklarda döküntü çok yoğun bir şekilde görülmez. Döküntüler, ilk günlerde daha yoğunken ilerleyen günlerde gitgide azalır. Hastada yaklaşık 250-500 kadar döküntü görülebilir. 
Su çiçeği belirtileri, çocuğun yaşı arttıkça daha şiddetli biçimde izlenir. Su çiçeği belirtileri gösteren çocukların çocuk doktoruna götürülmesi faydalı olur. Böylece hastalık belirtilerinin şiddeti düşürülebilir ve hastalığa bağlı komplikasyon gelişimi önlenebilir.

Eğer çocukta:
  • Döküntüler tek ya da her iki göze yayıldıysa,
  • Döküntüler ikincil bir bakteriyel enfeksiyonu düşündürecek kıpkırmızı, hassas ve sıcak bir hal aldıysa, 
  • Döküntülerle birlikte; bilinç bulanıklığı, baş dönmesi, nefes darlığı, kas kontrolünün kaybı, şiddeti artan öksürük, kusma, ense sertliği ve 39℃ ve üzeri ateş görülüyorsa vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.

Doktor randevusunda dikkat edilmesi gereken nokta ise; su çiçeği bulaşıcı bir hastalık olduğundan doktor ve diğer sağlık çalışanlarına durumun önceden haber verilmesi gerekir. Ayrıca çocuk randevuya götürülürken bulaşmayı önleyici önlemlerin alınması yararlı olur. 
Yetişkinlerde su çiçeği belirtileri, çocuklarda görülenlere benzerlik göstermekle birlikte genellikle daha şiddetli olur. 

Su Çiçeği Hastalığının İstenmeyen Etkileri Nelerdir?

Su çiçeği normalde hafif seyreden bir hastalıktır. Ancak bazen ciddi komplikasyonların gelişmesine neden olabilir.

Bu komplikasyonlar:
  • Cilt, yumuşak doku, kemik, eklem ve kan dolaşımında bakteriyel enfeksiyon,
  • Dehidratasyon,
  • Zatürre (pnömoni),
  • Beynin iltihaplanması (ensefalit),
  • Toksik şok sendromu,
  • Su çiçeği geçirirken parklı ilaç kullanan çocuklarda Reye sendromu olarak sayılabilir.

Su çiçeği hastalığı komplikasyonları tedavi edilmediğinde ölümle dahi sonuçlanabilir.

Su çiçeğinin istenmeyen etkileri açısından bazı gruplar risk altındadır. Hastalığa bağlı komplikasyon gelişme riski yüksek kişiler:
  • Annesi su çiçeği geçirmemiş veya aşılanmamış yenidoğan ve bebekler,
  • Yetişkinler,
  • Su çiçeği geçirmemiş hamileler,
  • Sigara içenler,
  • Kanser, AIDS gibi hastalıklara bağlı olarak ya da kemoterapi gibi tedaviler sonucunda bağışıklık sistemi zayıflayanlar,
  • Çeşitli hastalıkların tedavisi için steroid kullananlar olarak sıralanabilir. 

Su Çiçeği Nasıl Bulaşır?

Su çiçeği, virüsü taşıyan kişi ile yakın temasta olan kişilere kolayca yayılabilen oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalar, ciltte döküntüler görülmeye başlamadan 1-2 gün önce virüsü bulaştırmaya başlar. Bulaştırıcılık, tüm döküntüler kabuk bağlayana kadar devam eder. 

Virüs vücuda alındıktan 10-21 gün (kuluçka dönemi) sonra su çiçeği hastalığı gelişir. Su çiçeği aşısı olmuş bir kişi, hastalanırsa virüsü diğerlerine bulaştırabilir. ‘Su çiçeği 2 kez çıkarılır mı?’ sorusunun cevabı, ‘Evet, çıkarılabilir.’ şeklindedir. Pek çok kişi için bir kez hastalığı geçirmek yaşam boyu bağışıklık sağlasa da bazı kişiler iki kez hastalığa yakalanabilir. 

Daha önce su çiçeği geçirmemiş ya da su çiçeği aşısı yaptırmamış kişiler, hastalığı geçirme açısından risk altındadır. Su çiçeği hastalığını önlemenin en iyi yolu aşılamadır. Aşı, hastalığa karşı büyük oranda koruma sağlar. Aşı olan kişi su çiçeği hastalığına yakalansa da belirtileri daha az şiddetli olur ve hastalığı daha kolay atlatır. Su çiçeği aşısı, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan aşı takviminde yer alır ve 12. ayın sonunda tek doz şeklinde uygulanır. Kreş, çocuk bakım merkezi, anaokulu, okul gibi çocuk yoğunluğunun fazla olduğu yerlerde çalışan yetişkinlerin de su çiçeği aşısı yaptırmış olması yararlı olacaktır.

Su Çiçeği Tanı ve Tedavisi Nasıldır?

Tanı, cilt üzerindeki döküntülerin muayenesi ve hastada görülen belirtiler ile koyulur. Bu iki değerlendirme, tanı için çoğu zaman için yeterlidir. Tanı kesin bir şekilde konulamıyorsa laboratuvar testleri, kan tahlilleri ve döküntü üzerinden alınan doku örnekleri yardımcı teknikler olarak kullanılabilir. 

Genel sağlık durumu iyi olan çocuklarda su çiçeği tedavisi ihtiyacı yoktur. Doktor tarafından döküntülerin kaşıntısı için antihistaminik ilaç reçete edilebilir. Ancak çoğu zaman herhangi bir tedavi uygulanmadan hastalığın kendi kendine düzelmesi beklenir. 

Su çiçeğine bağlı komplikasyon geliştirme riski yüksek kişilerde, enfeksiyon süresini kısaltmak ve komplikasyon riskini azaltmak için çeşitli tedaviler uygulanabilir. Yüksek riskli çocuklara asiklovir gibi antiviral ilaçlar ya da damar içine immunoglobulin tip ilaçlar verilebilir. Bu ilaçlar, ciltte döküntüler görülmeye başladıktan sonraki 24 saat içinde verildiğinde hastalığın şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir. 

Hastalıkta oluşan döküntüler kaşıntılıdır. Ancak çocuğun bu döküntüleri kaşımaması, su çiçeği izi kalmaması açısından önemlidir. Bu nedenle çocuğun gözetim altında tutulması, kaşıntı önleyici antihistaminik ilaçlar kullanılması faydalı olabilir. 

Su çiçeği, uzun yıllardan beri bilinen ve toplumda sıkça karşılaşılan bir hastalıktır. Bu hastalık özellikle çocuklarda birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir. Ancak hastalığa bağlı komplikasyon geliştiren, ateşi düşmeyen, bilinç bulanıklığı gibi problemler yaşayan hastaların en yakın sağlık merkezine başvurması faydalı olacaktır. Erken müdahale ile hastalığın istenmeyen etkilerinin önüne geçilebilir.

Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
UZM.DR. FATMA ARIKAN
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Göktürk
Florence Nightingale Tıp Merkezi
Göktürk Florence Nightingale Tıp Merkezi
UZM.DR. GÜNAY CANTÜRK
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
UZM.DR. KORAY HACIOĞLU
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Ataşehir
Florence Nightingale Hastanesi
Ataşehir Florence Nightingale Hastanesi
DOÇ.DR. BİROL KARABULUT
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kadıköy
Florence Nightingale Hastanesi
Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi
İletişim Formu
Yukarı Kaydır
loading