Kemikler, iskelet sistemini oluşturan ve insan vücudunda destek görevi yapan vücuttaki en sert dokulardır. Bu sert yapıları, kalsiyum deposu olmalarından kaynaklıdır. Dıştan içe çok sayıda farklı katmana sahip olan kemiklerin ilik kısımlarında kan hücreleri üretilir. İnsan vücudunda hayati öneme sahip olan kemiklerde bazı hastalıklar ortaya çıkabilir. Bunlardan bir tanesi kemik kistleridir.
Kemik Kisti Neden Oluşur?
Kemiğin içerisinde sıvı dolu bir kistin oluşması, kemik kistinin varlığı anlamına gelir. Farklı türleri bulunan kemik kistleri genellikle herhangi belirti ve rahatsızlığa yol açmaz ve farklı nedenlere yönelik kontroller esnasında tesadüfi olarak tespit edilir. Çoğunlukla iyi huylu olan bu kistler, küçük boyutlu olmaları ve herhangi bir rahatsızlığa yol açmamaları halinde müdahale gerektirmez ve düzenli takip edilir. Fakat bazı durumlarda, özellikle de kistin kötü huylu olması veya kemiğin sağlığını ve işlevini etkilemesi halinde müdahale gerektirebilir.
Kemik kisti, kemiklerin içerisinde oluşan, kemik dokusu veya gerçek kemiğe dönüşememiş içi sıvı dolu bölgelerdir. Kemiklerin içerisinde oluşan kistler, çoğu zaman herhangi bir tedavi gerektirmez ve kendiliğinden kaybolur. Yine aynı şekilde çok büyük bir kısmı iyi huyludur. Genellikle çocuklarda ve gençlerde görülse de her yaş grubundan bireyde görülebilecek bir sağlık sorunudur.
Kemik kistleri çoğu olguda herhangi bir belirtiye neden olmadığından rutin kontroller veya farklı hastalıklara yönelik yapılan araştırmalar esnasında X ışınları kullanılarak yapılan bilgisayarlı tomografi (BT) görüntülerinde tespit edilir. Bu görüntülerde kemik kistleri bir leke gibi görünür. Büyük boyuttaki kistler, kemiklerin zayıflamasına yol açarak kemikleri kırılmaya yatkın hale getirebilir. Bu şekildeki büyük boyutlu kistler aynı zamanda ağrı, şişlik gibi bazı semptomlar yaratarak bireylerde şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olur.
Böyle durumlarda kemik kistlerinde tedavi gereklidir. Herhangi bir belirtiye yol açmayan kistler, teşhisin ardından belirli bir süre takip altında tutulabilir. Boyutunun hızlı olarak büyümesi, riskli bir konumda yer alması gibi durumlarda belirti vermese de tedavi gerektiren kistler söz konusu olabilir.
Kemik Kisti Belirtileri Nelerdir?
İyi huylu (kansersiz) kistler genellikle ağrıya veya farklı bir semptoma neden olmazlar. Bu durumda kistler, kemiğin parçalanmasına veya kırılmasına neden olana dek veya herhangi bir röntgen incelemesinde tespit edilene kadar teşhis edilemeyebilir. Kemik kistlerinin büyüyerek kemiği zayıflatması ve kırılmasına neden olması ile ortaya çıkan kırıklar, patolojik kırık olarak adlandırılır. Patolojik kırık, sağlıklı bir kemiğin kırılmasına neden olmayacak bir kuvvetin yol açtığı kırık türüdür.
Özellikle büyük boyuttaki kemik kistleri, bazı belirtilerle kendini gösterebilir. Kemik kistinin türüne göre değişmekle birlikte bu semptomlardan en yaygınları şunlardır:- Ağrı ve şişlikler (Ağrılar genellikle kalıcı ve donuktur.)
- Kemik ve eklemlerin etrafındaki ciltte çürük ve renk değişikliği,
- Kemiğin bulunduğu uzuvda alışılmadık açıdaki bükülmeler,
- Kemiğin bulunduğu uzuvda hareket güçlüğü,
- Kemiğin üzerinde yumru oluşumu,
- Etkilenen vücut kısmında sıcaklık, deformasyon veya sertliğin söz konusu olması,
- Kas güçsüzlüğü,
- Ağırlık taşımada zorluk,
- Kol ve bacaklarda uyuşma ve karıncalanma.
Kemik kistlerinin farklı çeşitleri vardır. Yukarıdaki belirtiler kemik kistlerinde görülebilen olası belirtiler olmakla birlikte bu belirtilerin hiçbirinin bulunmadığı hastalarda da kemiklerde kist varlığı söz konusu olabilir.
Kemik Kisti Nedenleri Nelerdir?
Kemiklerde kistlerin oluşumuna neden olan sıvı birikimine yol açan etkenin ne olduğu henüz tam olarak tespit edilebilmiş değildir. Fakat bu konu hakkında yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda kist oluşumuna neden olan etkene ilişkin bazı teoriler ortaya atılmıştır. Unikameral tipteki kemik kistlerine yüksek basınç ve tıkanma ile sonuçlanan sıvı birikiminin neden olabileceği, bunun nedeninin de çocukluk dönemindeki hızlı kemik büyümesinin zaman zaman hücrelerin işleyişini bozması olduğu düşünülmektedir.
Bazı genetik mutasyonların da kist oluşumuna yol açabildiği üzerinde durulmaktadır. Anevrizmal tipteki kemik kistlerinin içi kanla doludur. Bu tip kemik kistlerinde kan damarlarına ilişkin anormalliklerin yol açtığı düşünülür. Anormalliğe neden olabilecek faktörler henüz tam olarak keşfedilememişse de iyi huylu kemik kistlerinin kan akışını bozması veya daha önceden kemikte meydana gelen yaralanmaların damar yapısını bozmasının anevrizmal kistlerin oluşumuna yol açması da ihtimaller dahilindedir.
Kemik Kisti Çeşitleri Nelerdir?
Kemik kistlerinin birkaç farklı türü vardır.
Bunlardan iki tanesi en yaygın görülen kist türleri olup şu şekildedir:- Basit (Unikameral) Kemik Kistleri: Vücudun herhangi bir yerinde gelişebilmekle birlikte yaklaşık %90'ı kol ve uyluk kemiğinde görülen kemik kisti türüdür. Genellikle herhangi bir tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden iyileşir. 15 yaşından küçük çocuklarda görülen bu kist türünde ortalama tanı yaşı 9'dur ve erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla 2 kat daha sık görülür.
- Anevrizmal Kemik Kistleri: Vücudun tüm bölgelerinde oluşabilen fakat genellikle uyluk, alt bacak, üst kol veya omurga kemiklerini etkileyen kist türüdür. Anevrizmal kistler genellikle iyi huylu olmasına karşın çok hızlı büyüyerek kemiğin normal işleyişini olumsuz etkiler, bu nedenle bu tip kistlerin komplikasyonlara yol açma olasılıkları yüksektir. Nadir olarak görülen bir kist türüdür ve yaklaşık olarak her bir milyon insandan yalnızca birini etkiler. Etkilenen bireyler genellikle 10 ve 20 yaş aralığındadır ve kadın bireylerde erkek bireylere oranla anevrizmal kistlerle daha sık karşılaşılır.
Kemik Kisti Teşhisi Nasıl Konulur?
Kemik kistlerinin teşhisi, X ışınları ile yapılan tıbbi görüntüleme tetkikleri olan röntgen ve bilgisayarlı tomografi (BT) taramalarında kemiklerin içerisinde kist varlığını gösteren lekelerin görülmesi ile konulur. Genellikle farklı nedenlerden dolayı yapılan incelemeler sırasında tesadüfen saptanan kemik kistlerinde, kistin herhangi bir kırığa veya çatlağa yol açıp açmadığı da tespit edilebilir.
Kistler halen büyümekte olan herhangi bir uzuva ait kemiğin uç kısımlarındaki büyüme noktalarında konumlanmış ve fiziksel gelişimi olumsuz etkileme ihtimali varsa, çok büyük boyuttaysa ve kemiğe zarar verme olasılığı yüksekse, açıklanamayan kilo kaybı gibi ek semptomlar varsa hekimler tarafından daha ileri araştırmalara ve tanı testlerine ihtiyaç duyulabilir. Bu gibi durumlarda kemiğin iç yapısının detaylı bir şekilde görüntülenmesini sağlayan manyetik rezonans görüntüleme (MRG) uygulamalarından yararlanılabilir.
Kemik Kisti Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kemik kisti vakalarının birçoğunda şüpheli bir durum yok ise veya kist çok büyük boyutta değilse takip önerilir ve herhangi bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Fakat ağrı veya diğer rahatsız edici belirtiler söz konusuysa veya kistin kemiğe zarar verme olasılığı var ise tedavi gerekliliği ortaya çıkar. Unikameral kemik kistlerinde düzenli takiplere karşın iyileşme belirtisi olmadığı takdirde veya kemiğin zarar görme ihtimali doğduysa cerrahi tedaviler önerilir. Bunlar arasında steroid enjeksiyonu, kemik iliği enjeksiyonu, küretaj ve kemik greftleme gibi uygulamalar yer alır.
Belirtilen uygulamaların tamamı genel anestezi altında yapılan operasyonlardır. Bazı durumlarda bu tekniklerden birkaçı kombine olarak da uygulanabilir. Steroid enjeksiyonu yapılacak olan hastalarda genellikle ilk önce kistin içeriğindeki sıvı boşaltılır, ardından bir yıl boyunca düzenli olarak kistin yeniden büyümesini engelleyecek steroid enjeksiyonları yapılır. Bu basit bir tedavi seçeneği olduğundan genel olarak kemik kistlerinde ilk olarak uygulanması tercih edilen tedavi türüdür.
Kemik iliği enjeksiyonu uygulanacak olan hastalarda iyileştirici özelliği bulunan kemik iliği, vücudun farklı bir bölgesindeki bir kemikten (genellikle pelvis kemiği tercih edilir) alınarak kistin bulunduğu bölgeye enjekte edilir. Enjeksiyon tekniği tıpkı steroid enjeksiyonundaki gibidir. Küretaj ve kemik greftleme yapılacak olan hastalarda ise cerrah öncelikle kemiğe giriş yapar ve kistin içeriğini boşaltır. Kistin astarını özel bir alet kullanarak kazır. Kemikte oluşan boşluk vücudun diğer kısımlarından alınan veya başka bir kişiden bağışlanan kemik iliği ile doldurulur.
Tüm unikameral kist olgularında düşük bir olasılıkla da olsa tedavi sonrasında kistin tekrarlama ihtimali vardır. Bu nedenle hekim tarafından önerilen süre boyunca hastalar düzenli olarak takip edilmelidir. Anevrizmal tipteki kemik kistlerinde de genellikle küretaj ve kemik greftleme veya eksizyon, kemik çimentolama gibi tedaviler önerilir. Bazı durumlarda bunlara ek olarak kist dokusuna zarar veren sıvı azot uygulamaları yapılabilir. Anevrizmal kistlerin tekrarlama olasılığı unikameral kistlere oranla daha yüksek olduğundan takip çok daha önemlidir ve uzun süreli olmalıdır.
Eğer sizde de kemik kisti belirtilerinden bazıları mevcut ise veya kontrolleriniz esnasında kemiklerinizde kiste rastlandıysa hekime danışarak tedavi gerektirip gerektirmediği hakkında bilgi alabilirsiniz. Müdahale gerektiren kemik kistlerinde erken dönemde yapılacak tedavi uygulamaları sonucunda daha ciddi problemlerin önüne geçerek sağlığınızı koruyabilirsiniz.