Vitaminler; büyüme gelişme, enerji metabolizması, bağışıklık sisteminin düzenlenmesi gibi pek çok durumda önemli işlevleri olan moleküllerdir. D vitamini de vücuttaki kalsiyum ve fosfat dengesini sağlayarak kemikleri güçlendiren bir moleküldür. Bu görevinin yanı sıra D vitamini, hormon gibi davranarak da etkisini gösterebilir. Örnek olarak da D vitamininin hücre çoğalmasındaki üzerindeki etkisi verilebilir. Vitaminlerin çoğu vücutta üretilemez ve dışarıdan alınması gerekir ancak D vitamini vücutta sentezlenebilir. Deride, uygun dalga boyundaki yeteri miktarda güneş ışığı altında kolesterol adı verilen öncül maddeden üretilir. Daha aktif formuna dönüştürülmesi için böbrekte ve karaciğerde belli aşamalardan geçer. Aktif formuna dönüştükten sonra etkisini gösterir.
D Vitamini Ne İşe Yarar ?
D vitamini, bağırsaklardan kalsiyum emilimini artırır ve kemiklerin mineralizasyonunda rol oynar. Hücre büyümesi ve farklılaşmasında da görev alır. Bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde ve inflamasyonu (iltihaplanma) azalttığına yönelik çalışmalar vardır.
D Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur ?
Vücudun ihtiyacı olan D vitaminin çoğu, deride güneş ışığı etkisi altında sentezlenir. Bunun yanında tüketilen besinlerden de D vitamini ihtiyacının bir kısmı karşılanır. Vitamin D yönünden zengin olan besinler:
- Balık yağı
- Kırmızı et
- Yumurta sarısı
- Süt ve süt ürünleri
-
Vitaminlerle zenginleştirilmiş ürünler(kahvaltılık mısır gevreği gibi)'dir.
Normal D Vitamini Kaç Olmalıdır ?
Ölçülen serum hidroksi-25 D vitamini düzeyinin 12 ng/ml olması D vitamini eksikliği olarak kabul edilir. Çocuklarda 12-20 ng/ml D vitamini düşüklüğü olarak kabul edilirken yetişkinlerde 30 ng/ml düzeyinin altı düşük olarak kabul edilir. Serum düzeyinin 100-150 ng/ml ve üzerinde olması ise intoksikasyon yani aşırı D vitamini konsantrasyonunu gösterir.
Günlük D Vitamini İhtiyacı Ne Kadardır?
- 0-1 yaş aralığı için gerekli miktar 400 IU (International Unit),
- 1-70 yaş aralığı için gerekli miktar 600 IU,
- 70 yaşından büyük bireyler için ise gerekli miktar 800 IU olarak önerilir.
D Vitamini Eksikliğinde Görülen Hastalıklar Nelerdir ?
D vitaminin serum düzeyinin 12 ng/ml altında olması eksiklik olarak nitelendirilir. Hastada eksikliğin derecesi ve hastanın yaşı ortaya çıkan belirtiler açısından belirleyici olmaktadır. D vitamini eksikliğinin sebep olduğu durumlar şöyledir:
Raşitzm (rikets): Çocuklarda kemikte büyümeyi sağlayan kıkırdak dokunun mineralizasyonun düzgün olmamasıdır. D vitamininin yeterli seviyede olmaması, bağırsaktan kalsiyum emilimini azaltır. Buna bağlı olarak da gelişme döneminde kalsiyum ve fosfor mineralleri yardımıyla kemikleşmesi gereken kıkırdak doku bu dönüşümü gerçekleştiremez. Büyüme duraklar. Uzun kemiklerde eğrilmeler görülür. Riketsin kemik dışında bulguları da vardır. Kandaki kalsiyum konsantrasyonun düşüklüğüne bağlı ciddi sorunlar oluşabilir. Riketsin tanısında kanda kalsiyum, fosfor, ALP (alkalen fosfataz) düzeylerinin ölçülmesi, el bilek grafisi çekilmesi kullanılabilecek yöntemlerdendir. Çocukluk çağında fark edilip tanı koyulması gereken bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde kalıcı iskelet deformitelerine, kemik iliğinin yeterli olmamasına bağlı anemi gibi durumlara yol açabilir.
Osteomalazi: Riketsin yetişkin formu gibi düşünülebilir. Kemikte büyüme tamamlandıktan sonra meydana gelen mineralizasyon bozukluklarını kapsar.
Sık enfeksiyon geçirme: D vitamini bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde rol oynadığından eksikliğinde kişi enfeksiyonlara açık hale gelmektedir.
Kemik ve sırt ağrısı: Vitamin D eksikliği olan kişilerde bacak, kaburga ve eklemlerde yer alan kemiklerde ağrı olma ihtimali normale göre artmıştır.
Kemik kaybı: Yaşlandıkça kemik kütlesinde azalma olacağından ilerleyen yaşla birlikte D vitamini ihtiyacı artar. Artan ihtiyaç yeterince karşılanmadığında kemik kaybına yol açar.
Saç dökülmesi: Vitamin ve mineral eksiklerinde sık karşılaşılan bir sorundur.
Kas ağrısı:
Depresyon: D vitamini eksikliğinin depresyonla ilişkili olduğuna dair bazı çalışmalar olsa da henüz kesin bir ilişki gösterilememiştir.
Yorgunluk: Yorgun hissetmenin pek çok sebebi olabilir. Azalmış D vitamini düzeyinin yorgunluğa ve dolayısıyla da hayat kalitesi üzerinde negatif bir etkiye yol açtığı söylenebilir.
D Vitamini Eksikliğinde Kimler Risk Grubundadır ?
Anne Sütüyle Beslenen Bebekler: İnsanların anne sütü D vitamini açısından çok zengin değildir. Bu yüzden anne sütüyle beslenen bebeklerin güneşin zararlı etkilerinden de uygun şekilde korunarak güneş ışığından faydalanması, D vitamini takviyesi alması iyi olacaktır. Anne sütündeki D vitamini de annenin D vitamini seviyesiyle ilişkili olduğundan süt veren annenin de D vitamini açısından dikkatli olması gerekir. Annenin vitamin açısından zengin besinler tüketmesi bu sayede sütündeki vitamin miktarının yüksek olmasını sağlar. Bebekler büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu dönemlerinde olduğundan D vitamini bu yaş grubu için çok önemlidir.
İleri Yaş: Yaş ilerledikçe derinin D vitamini sentezleme kapasitesi azalır. Yaşlı kişiler genellikle dışarı daha az çıktıklarından güneş ışığından efektif bir şekilde faydalanamayabilirler. Bu kişilerde eksiklik olması durumunda kalça kırığı gibi sorunların görülme ihtimali artar. Kadınlarda da hem menopoz sonrası hormon değişimleri hem de yaşın getirdiği vitamin D eksikliği gibi sorunların birleşmesiyle osteoporoz (kemik erimesi) riski artar.
Güneş Işığına Kısıtlı Maruziyet: Evden dışarı çıkamayan ya da çok az çıkabilen, güneş ışığını almayı engelleyen kıyafetler giyen kişiler yeterince ışık alamadığından D vitamini eksikliği görülmesi açısından riskli gruba girerler.
Koyu Renkli Ten: Ten rengi koyulaştıkça deride melanin adı verilen pigmentin miktarı artar. Bu pigment derinin vitamin üretme kapasitesini azaltır. Buna bağlı olarak ten rengi koyu olan kişiler eksiklik açısıdından daha fazla risk taşır.
Bağırsak İle İlgili Rahatsızlığı Olanlar: Çölyak, kistik fibrozis, Crohn hastalığı, ülseratif kolit gibi bağırsak hastalıkları diyetle alınan D vitaminin emiliminde sorun yaratır. Aynı zamanda D vitamini yağda çözünen özellikte bir vitamindir. Bağırsak ile ilgili problemler yağ emiliminde de azalmaya sebep olur. Bu durumda D vitaminin çözünürlüğü ve emilimi azalır. Bağırsak hastalığı olan kişilerin D vitamini ölçümlerini yaptırması ve gerekli durumlarda takviye alması önerilir.
D Vitamini Eksikliği Nasıl Giderilir ?
D vitamin eksikliği ciddi belirtilere sebep olmuyorsa ve serum 25-dihidroksi D vitamini seviyesi sınıra yakın düşükse diyette D vitamini açısından zengin yiyecekler tüketilerek ve D vitamini takviyeleri alarak sorun giderilebilir. Ancak özellikle yaşamın erken dönemlerindeki D vitamini eksikliği ciddi sorunlara yol açabilir. Bu durumda hasta kişinin D vitamini eksikliğinin tedavi edilmesi çok önemlidir. D vitamini eksikliği olan çocuklarda:
- 3 aylıktan küçükse 90 gün süreyle günde 2000 IU D vitamini olacak şekilde,
- 3-12 aylıklarda 90 gün süreyle günde 2000 IU ya da tek doz şeklinde 50.000 IU D vitamini,
- 1-12 yaş aralığında 90 gün süreyle 3000-6000 IU ya da tek doz 100.000 IU D vitamini,
- 12 yaşından büyüklerde ise 90 gün süreyle 6000 IU ya da tek doz 150.000 IU vitamin D verilerek tedavi edilir. Bunlar tedavi dozlarıdır. Bunun yanında günlük idame dozlarının da eklenmesi gerekir.
Bir ampul D vitamini 150.000 IU D vitamini içerir. Bir damlasında 150 IU vitamin vardır. Bebeklere günlük yaklaşık 3 damla verilir. Destek 1 yaşına kadar devam eder. Bugüne dek 15 milyondan fazla bebeğe destek sağlanmıştır. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan çalışmada D vitamini eksikliği oranı annelerde %80, bebeklerde ise yaklaşık %40 olarak saptanmıştır. Bu rakamlar, verilen D vitamini desteğinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
D Vitamini Fazlalığı Nedir ?
D vitamini toksik dozu kişiden kişiye değişir. Güneş ışığına fazla maruz kalmak D vitamini fazlalığı yapmaz. Toksisite genelde tedavi maksatıyla gereksiz olarak tek seferde yüksek doz D vitamini uygulanması sonucu oluşur. Serum 25-dihidroksi D vitamini seviyesinin belli bir düzeyinin üstünde olması bazı etkilere neden olur. Yeme bozukluğu, kilo kaybı, sık idrara çıkma, kalp aritmileri gibi spesifik olmayan belirtileri olabilir.
En önemli etkileri ise kandaki kalsiyum düzeyini artırmasına bağlı olarak çıkar. Yüksek kalsiyum düzeyleri damarlarda ve dokularda kalsifikasyona sebep olur. Kalsifiye olan damarların tıkanmasına bağlı olarak kan basıncı yükselir. Kalp damarlarındaki tıkanma kalp krizine kadar giden olaylara sebep olabilir. Böbreklerde ise fazla kalsiyumun etkisine bağlı olarak taş oluşumu görülebilir. D vitamini takviyesi alırken bu etkileri göz önünde bulundurulmalı, bir uzmana danışılarak gerekli olan dozun aşılmamalıdır.