Arama

Üzgünüz, Aradığınız Sonuç Bulunamadı

Aramanızla eşleşen herhangi bir sonuç bulunamadı, lütfen arama terimlerinizi değiştirerek tekrar deneyiniz.

Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir? Yüksek Tansiyonu Ne Düşürür?

image

Bütün dünyada en çok görülen hastalıklardan birisi olan hipertansiyon, ülkemizde de yaklaşık olarak her 3 erişkin kişiden 1’inde görülür. Erişkinlerde en sık oluşan kronik hastalık risk faktörü olan hipertansiyon aynı zamanda belirtisiz ve gizli bir şekilde oluşabildiği için sessiz bir şekilde ölüme yol açabilmektedir. Hipertansiyon hastalığı kontrol altına alınmadığında birçok kalp damar hastalıklarına, böbrek hastalığına, beyin kanaması gibi serebrovasküler olaylara, erken yaşta ölüme ve yeti yitimine sebep olabilmesi nedeniyle halk sağlığı için önemli bir tehdit unsurudur. Bu nedenle tansiyon ile ilgili toplumsal bilincin artırılarak erken teşhis için sağlık kuruluşlarına başvuruların artırılması ve tedavi için gerekli yaşam tarzı değişikliklerine uyulması oldukça önemlidir.

Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon) Nedir ?

Kalp ve damar hastalıkları açısından risk oluşturması nedeniyle yüksek tansiyon hastalarında erken tanı konulması ve tedaviye erken başlanması bu riski önemli ölçüde engeller. 18 yaş üzerindeki erişkin bir bireye yüksek tansiyon tanısı konulabilmesi için tekrarlanan kan basıncı ölçümleri yapılır. Tansiyon aleti ile yapılan bu ölçümlerin sonunda büyük tansiyon olarak bilinen sistolik kan basıncı ve küçük tansiyon olarak bilinen diyastolik kan basıncı değerleri kaydedilir. Kayıtlara göre sistolik kan basıncı değerlerinin ortalaması 140 mmHg ve üzeri ise ve/veya diyastolik kan basıncı değerlerinin ortalaması 90 mmHg ve üzeri ise hipertansiyon tanısı konulur. Birçok hastada tanı konulması için sistolik kan basıncı değeri kullanılır ve bu değerin yüksek olması hipertansiyon açısından önemlidir. Yapılan ölçümlerde hipertansiyon iki evrede incelenir. Sistolik kan basıncı değeri ortalaması 140-159 arası ve/veya küçük tansiyon aralıkları (diyastolik kan basıncı) 90-99 ise bu durum evre 1 hipertansiyon olarak adlandırılır. Sistolik kan basıncı ortalamasının 160 mmHg ve üzerine, diyastolik kan basıncı ortalamasının ise 100 mmHg ve üzerine ulaştığı yüksek tansiyon değerleri görülen kişilerde ise evre 2 hipertansiyon tanısı konulur.

Tansiyon Neden Yükselir ?

Hipertansiyon hastalığı genetik nedenlere bağlı ya da diğer hastalıklara bağlı oluşabilir. Bu durum daha seyrek görülür ve sekonder hipertansiyon olarak isimlendirilir. Toplumda daha yaygın görülen çeşidi ise primer hipertansiyondur. Primer hipertansiyonun oluşmasında ise yaşam tarzı alışkanlıkları ve çevresel faktörler etkilidir. Özellikle tuz oranının fazla olduğu tansiyon yükselten yiyecekler çok tüketildiğinde hipertansiyon hastalığına yol açar. Bunun dışında yüksek kalori içeren, yağ oranı yüksek yiyeceklerin aşırı tüketimi de kilo artışına neden olarak tansiyon yükselmesi ile sonuçlanır. Yeterli potasyum minerali tüketilmesi, meyve ve sebzelerin yeteri kadar alındığı sağlıklı beslenme alışkanlıkları ise tansiyona karşı vücudu korur. Sigara ve diğer tütün içeren ürünlerin kullanılması, alkol tüketimi de yine tansiyon yükselmesine neden olabilecek durumlar arasındadır. Stres durumu hipertansiyonu tetikleyebilen bir diğer faktördür. Tansiyon yükselmesinden uzak durmak amacıyla orta şiddetli düzenli fiziksel aktivite yapılması ve egzersizlerin artırılması etkili bir yöntemdir.

Hipertansiyon hastalarının yaklaşık %10-20’sinde görülen sekonder hipertansiyon ise altta yatan bir nedene bağlı ortaya çıkar ve bu nedenin ortadan kaldırılması ile tedavi edilebilir. Sekonder hipertansiyonun oluşmasına en sık neden olan durum renovasküler hipertansiyondur.

Renovasküler hipertansiyon, iki ana böbrek atardamarından birinin ya da her ikisinin tıkanması veya bu atardamarlarının dallarında tıkanma oluşmasına bağlı olarak kan basıncının artmasıdır. Sekonder hipertansiyona neden olan diğer durumlar ise akromegali, bazı tiroid hastalıkları (hipotiroidi ve hipertiroidi), Cushing hastalığı, feokromasitoma gibi endokrin sistemi etkileyen hastalıklardır. Bunların dışında kafeinli veya alkollü içecek kullanımına bağlı olarak da hipertansiyon ortaya çıkabilir. Bazı hastalıklarda tedavi amaçlı kullanılan siklosporin, takrolimus, gibi etken maddeleri içeren ilaçlar ile özellikle yüksek doz östrojen içeren oral kontraseptifler ve anabolik steroidler de sekonder hipertansiyon sebeplerindendir. Kurşun zehirlenmesi, Guillain-Barre sendromu, obstrüktif uyku apne sendromu da yine büyük ve küçük tansiyon yüksekliği yaparak sekonder hipertansiyona neden olabilir.

Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir ?

Tansiyon yükselmesi durumunda genellikle belirti görülmez. Hafif baş ağrısı, baş dönmesi ya da burun kanaması gibi belirtiler tansiyon yükselmesi sonucu oluşabilir. Ancak bu belirtiler çoğunlukla vücutta herhangi bir organın fonksiyonunun bozulduğunu göstermez. Hipertansif aciller olarak adlandırılan ve akut organ disfonksiyonu (fonksiyon bozukluğu) olduğunu düşündüren bazı belirtiler vardır. Nefes darlığı, göğüs ağrısı, şiddetli baş ağrısı, görmede bulanıklık, bulantı, kusma, bilinç bulanıklığı (konfüzyon), nöbet geçirme, uykuya meyil gibi şikayetler vücuttaki organların işlevinde bozulmaya bağlı oluşabilir ve bu durumlarda acil müdahale gerekebilir.Sekonder hipertansiyonda ise şu belirtiler görülebilir:

  • Yorgunluk: Böbrek hastalığı, hiperkortizolizm, tiroid bozuklukları ya da obstrüktif uyku apnesine bağlı oluşabilir.
  • Ek olarak böbrek hastalığı durumunda sık veya az idrara çıkma, ödem, idrar yaparken ağrı veya yanma hissi ve yan ağrısı gibi semptomlar bulunabilir.
  • Böbrekteki damarların tıkanıklığı sonucu oluşabilen akciğer ödemine bağlı nefes darlığı şikayeti görülebilir.
  • Feokromositoma hastalığına bağlı oluşabilecek semptomlar ise baş ağrısı, yüzde kızarma, çarpıntı, bayılma ya da bayılayazma, görme bozuklukları ve aşırı terlemedir.

    Stres, tansiyon yükselmesine neden olabilen önemli bir faktördür. Özellikle uyku problemleri, depresyon ya da anksiyete, bulantı, ishal, baş ağrısı, çarpıntı ve vücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar strese bağlı yüksek tansiyon belirtileri arasında yer alır. Stres tedavi edilmezse ve kronikleşirse kan basıncında yükselme yaparak hipertansiyon hastalığına neden olabilir.

Yüksek Tansiyon Tedavisi Nasıldır ?

Yaşam tarzı değişiklikleri hekimler tarafından tüm hipertansiyon hastalarına askini gerektiren bir durum olmadığı sürece tansiyon düşürme amaçlı önerilir. Hipertansiyon hastalarının bir kısmında ilaç tedavisine gerek duyulmadan gerekli önlemler alınarak kan basıncı değerlerinde düzelme görülebilir. Yemeklerle birlikte tüketilen tuz miktarı tansiyona neden olan en önemli faktörlerden biridir. Bu nedenle tansiyon hastalarında tuz kısıtlaması uygulanır. Ek olarak diyet ve egzersiz yardımıyla kilo kaybı da tansiyon düşürücü uygulamalar arasındadır. Sebze, meyve, düşük yağlı süt ürünleri, tam tahıllar, kümes hayvanları, balık ve fındık içeren bir diyet birçok hastada etkilidir. Kırmızı et, rafine şeker içeren içecekler ve tatlılar ise tansiyonu yükseltebileceği için dikkatli tüketilmelidir. Ayrıca alkol tüketen kişilerde alkol alımının kısıtlanması da tansiyonu düşürmek için etkilidir.

Hipertansiyon üzerine yapılan çalışmalarda kullanılan ilaçların kalp yetmezliği, inme ve kalp krizi riskinde azalma sağladığı görülmüştür. Evre 1 hipertansiyonda ilaç tedavisinde tansiyon düşürmek için öncelikle monoterapi yani tek ilaç tedavisi kullanılır. Ancak tedaviye rağmen hedeflenen kan basıncı değerlerine ulaşılamaması durumunda reçete edilen ilaca ek bir ilaç eklenebilir veya ilaç kombinasyonları içeren tek bir ilaç kullanılabilir. Kombine ilaç kullanımına rağmen hedef değerlere ulaşılamıyorsa ilaç kombinasyonuna yeni ilaçlar eklenerek tedavinin etkisi artırılır. İlaç tedavisine ek olarak tansiyonu düşüren yiyecekler ve diyetin de uygulanması tedavide başarı oranına katkıda bulunur.

Tansiyon İçin Hangi Bölüme Gidilir ?

Çeşitli sağlık kuruluşlarında tansiyon kontrolü yapılabilir. Birinci basamak sağlık hizmetlerinden olan işyeri hekimliği ve aile hekimliği tansiyon için gidilebilecek bölümlerdendir. İkinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında ise iç hastalıkları (dahiliye) ve kardiyoloji bölümleri hipertansiyon ile ilgilenir. Hipertansiyon tanısı ve takibi ile ilgilenen dahiliye ve kardiyoloji branşlarında ilaç tedavisine rağmen düşmeyen tansiyon durumunda tedavi düzenlemesi de yapılır. Bunların dışında şiddetli baş ağrısı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç değişiklikleri gibi ciddi semptomlar ani tansiyon yükselmesi gibi acil durumlara bağlı olabileceği için acil servise başvuru yapılabilir. Hipertansiyon hastalığının erken dönemde teşhis edilmesi ve tedaviye başlanması kalp krizi, inme gibi yaşamı tehdit edici durumlardan korur. Bu nedenle yüksek tansiyon zararları arasında yer alan bu durumlardan etkilenmemek için sağlık kuruluşlarına zamanında başvurulmalıdır.

Yüksek Tansiyon İle İlgili En Çok Merak Edilenler Nelerdir ?

  • Tansiyon Yüksekliği Sağlığımızı Ne Şekilde Olumsuz Etkiler?
    Kan basıncında yükselmenin sürekli olması vücutta çeşitli organların fonksiyonlarında bozulmaya neden olabilir. Ayrıca baş ağrısı, burun kanaması, baş dönmesi, bulantı, kusma gibi şikayetlere yol açabilir. Kalp yetmezliği, kalp krizi ve inme gibi ciddi sonuçlara yol açabildiği için erken tanı ve tedavi önemlidir.
     
  • Beyaz Önlük Hipertansiyonu Tedavi Edilmeli midir?
    Beyaz önlük hipertansiyonu herhangi bir tedavi kullanmamasına rağmen ortalama kan basıncı değerinin kliniklerde ölçülmesi sonucu yüksek çıkması, ancak evde ölçümlerde normal çıkmasıdır. Bu durumda hipertansiyon ilaçlarının olası zararları göz önünde bulundurularak genellikle tedavi başlanmaz. Ancak kalp hastalığı riskinin azaltılması amacıyla yaşam tarzı değişiklikleri önerilir. Kalp hastalığı riskini artıran hiperkolesterolemi ve diyabet gibi eşlik eden hastalıkların bulunması durumunda ise bu hastalıkların takibi yapılır.
     
  • Tansiyon Yüksekliğini Gözden Anlayabilir miyiz?
    Tansiyon yükselmesi çeşitli göz şikayetlerine neden olabilir. Ancak bu belirtiler uzun yıllar boyunca ortaya çıkmayabilir. Bulanık görme veya görme kaybı gibi belirtiler hipertansiyona bağlı oluşabilen retinadaki mikrovasküler değişiklikler sonucu ortaya çıkan hipertansif retinopati durumunda görülebilir.

     
  • Yüksek Tansiyona Ne İyi Gelir?
    Yüksek tansiyonun düzeltilmesi için yaşam tarzı değişiklikleri büyük öneme sahiptir. Kilosu fazla olan bireylerde kilo kaybı tansiyon değerlerinde düşme sağlar. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme, tam tahıl tüketimine dikkat etme ve haftada en az iki defa balık tüketilmesi önemli etkide bulunur. Özellikle aşırı yağ, rafine şeker ve tuz içeren yiyeceklerin tüketiminden olabildiğinde uzak durmak da faydalıdır. Alkol, sigara gibi sağlığa zararlı alışkanlıklardan kaçınmak ve düzenli egzersiz yapmak da yüksek tansiyona iyi gelir.

    Yüksek tansiyon baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı ve bilinç bulanıklığı gibi birçok belirtiyle kendini belli edebileceği gibi herhangi bir belirti olmadan da oluşabilen bir rahatsızlıktır. Hipertansiyon aynı zamanda gizli bir şekilde ilerleyebilen ve vücutta kalp damar hastalıkları gibi önemli hasarlara neden olabilir. Oluşabilecek bu hasarların önlenebilmesi için erken teşhis konulması ve tedaviye erken dönemde başlanması gereklidir. Dolayısıyla risk faktörleri veya belirtilerin mevcut olması halinde bu rahatsızlığın tanı ve tedavisi için sağlık kuruluşlarına başvurulması önerilir.
Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
UZM.DR. ERHAN KABATAŞ
Kardiyoloji
Gayrettepe
Florence Nightingale Hastanesi
Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi
DOÇ.DR. YİĞİT ÇANGA
Kardiyoloji
Ataşehir
Florence Nightingale Hastanesi
Ataşehir Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. SELEN YURDAKUL
Kardiyoloji
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. FATİH MEHMET UÇAR
Kardiyoloji
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. EMİN ERHAN BABALIK
Kardiyoloji
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. HÜSNİYE YÜKSEL
Kardiyoloji
Ataşehir
Florence Nightingale Hastanesi
Ataşehir Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. MURAT GÜLBARAN
Kardiyoloji
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. NURAN YAZICIOĞLU
Kardiyoloji
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR CANAN KARATAY EFENDİGİL
Kardiyoloji
Kadıköy
Florence Nightingale Hastanesi
Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi
İletişim Formu
Yukarı Kaydır
loading