Cinsel yolla bulaşan rahatsızlıklardan biri olan frengi hastalığı, spiroket türü bakteriler nedeniyle meydana gelir.
Frengi Nedir (Sifiliz Nedir)?
Hastalık geliştikten sonra meydana getirdiği ilk bulgu küçük ağrısız bir yaradır. Genellikle cinsel organlar ve sindirim kanalının son kısmı olan rektum çevresinde oluşan bu lezyonlar şankr (frengi çıbanı) olarak isimlendirilir ve bu özellikleri nedeniyle ilk başta fark edilmesinde güçlük yaşanabilir.
Sifiliz hastalığı, Treponema Pallidum adı verilen spiroket türü bir bakteri nedeniyle ortaya çıkan sistemik bir bulaşıcı hastalıktır. Hastalığın seyri esnasında birçok belirti ve bulgu meydana gelir ve bu belirtiler diğer birçok hastalığı taklit edebilir. Dolayısıyla frengi hastalığı nedir sorusuna, frengi hastalığı, cinsel yolla bulaşan ve taklitçi bir enfeksiyon hastalığıdır yanıtı verilebilir.
Sifiliz etkeni Treponema Pallidum bakterisi ilk olarak 1905 yılında Alman bilim insanları tarafından tespit edilmiştir. Frengi bakterisi ile ilişkili kalıtım materyalinin tespiti ise 1998 yılında gerçekleşmiştir. Spiral şeklinde bu bakteri yavaş düzeyde bir metabolizmaya sahiptir ve çoğalması ortalama olarak 30 saatte 1 meydana gelir.
Sifiliz Nasıl Bulaşır?
Treponema Pallidum bakterisinin hastalık oluşturduğu tek canlı insanlardır ve diğer hayvanlardan insanlara geçiş bu hastalık için söz konusu değildir. Ağız, rektum çevresi ve genital bölgedeki lezyonlar vasıtası ile cinsel yolla bulaşan bu hastalık çok nadir olarak ortak enjeksiyon kullanımı ya da lezyonlu deri ile temas şeklinde bulaşabilir cevabı verilebilir.
Vertikal bulaş adı verilen bir diğer bulaş yolu hasta anneden plasenta aracılığı ile bebeğin hasta olmasını tanımlar ve bu geçiş bebekte konjenital sifiliz adı verilen hastalık tablosunun oluşmasına neden olur.
Frengi hastalığı özellikle gelişmekte olan ülkelerde sağlık hizmetlerinin tam olarak sağlanamadığı bölgelerde tespit edilir. 20 ile 29 yaş arasındaki erkekler bu hastalıktan en çok etkilenen grubu oluşturur.
Frengi Belirtileri Nelerdir? Frengi Nasıl Anlaşılır?
Sifiliz hastalığı temel olarak 4 aşamada incelenir. Primer (birincil), sekonder (ikincil), latent (uyku evresi) ve tersiyer (üçüncül) evreler, bu rahatsızlığın 4 aşamasını oluştururlar. Sifiliz özellikle primer ve sekonder evrelerde oldukça bulaşıcıdır. Latent evre hastalığın kişide olduğu ancak herhangi bir belirti meydana getirmediği evreyi oluşturur.
Tersiyer sifiliz ise bu hastalık nedeniyle kişinin genel sağlık durumunun en fazla etkilendiği evredir.-
Primer Sifiliz
Sifiliz hastalığının ilk evresi olan primer sifiliz, kişinin bu bakteri ile karşılaşması sonrasındaki 3-4 haftalık bir süre zarfı içerisinde meydana gelir. Şankr adı verilen küçük ağrısız lezyon bakterinin vücuda giriş bölgesinde ortaya çıkar ve bu lezyon hastalığı yayma potansiyeline sahiptir.
Ortalama olarak şankr lezyonu 2 ile 6 haftalık bir süre boyunca varlığını sürdürür. Bu lezyon ile direkt temas hastalığın diğer kişilere bulaşmasına neden olabilir. Özellikle genital bölgedeki lezyonlarda cinsel aktivite sırasında sağlıklı kişilere bulaş gerçekleşebileceği için dikkatli olunmalıdır. Aynı zamanda enfeksiyon bölgesindeki lenf bezlerinde büyüme ve sertleşme tespit edilebilir.
HIV hastası olan kişilerde sifiliz enfeksiyonu gelişmesi sonrasında genellikle birden fazla şankr lezyonu meydana gelir. -
Sekonder Sifiliz
Deri döküntüleri ve boğaz ağrısı gibi şikayetlerin meydana geldiği sifiliz hastalığının ikinci evresinde döküntülerde kaşınma yoktur ve bu lezyonlar genellikle avuç içi ve ayak tabanında oluşma eğilimindedir. Döküntü dışında, lenf bezlerinde büyüme, baş ağrısı, halsizlik, ateş, kilo kaybı, saç dökülmesi ya da eklem ağrısı gibi belirtiler, sekonder sifiliz evresindeki kişilerde oluşabilecek şikayetler arasında yer alır. Bu şikayetler kişi tedavi olsun ya da olmasın zaman içerisinde gerileme eğilimindedir ancak kişideki sifiliz hastalığı varlığını sürdürür.
Sekonder sifiliz evresindeki belirtilerin diğer birçok hastalıktaki belirtiler ile benzerlik göstermesi nedeniyle yanlış tanı alabileceği unutulmamalıdır. Primer sifiliz evresindeki şankr lezyonunun kaybolmasını takiben 2-8 hafta içerisinde bu belirtiler meydana gelir.
-
Latent Sifiliz
Frengi hastalığının 3.evresi olan latent dönem doğru tedavi almamış primer ve sekonder sifilizin ilerlemesi ile meydana gelir. Erken latent ve geç latent olarak 1 yıllık süreyle kullanılarak kendi içerisinde 2’ye ayrılan 3. evre, serolojik testlerin pozitif olduğu ancak hastalığa dair klinik belirtilerin oluşmadığı dönemdir.
Bu evrede hastalığın etkeni olan bakteri vücuttaki varlığını sürdürür.
-
Tersiyer Sifiliz
Latent dönemi takiben yıllar içerisinde hastalığın ilerlemesi ile meydana gelen tersiyer sifiliz evresi bu rahatsızlığın son dönemini oluşturur. Sifiliz hastalığı için uygun tedavi almamış hastaların yaklaşık olarak 3’te 1’i belirli bir süre sonunda bu evreye geçiş gösterir. Bu evrede meydana gelen belirtiler yaşamı tehdit edici boyuta varabileceği için dikkatli olunmalıdır.
- Körlük,
- sağırlık,
- zihinsel hastalıklar,
- hafıza kaybı,
- kemik ve yumuşak doku harabiyeti,
- inme,
- menenjit gibi nörolojik hastalıklar,
- çeşitli kalp hastalıkları,
- nörosifiliz olarak adlandırılan beyin ve omuriliğin bu bakteri ile enfekte olma hali, sifiliz hastalığının son evresinde oluşabilecek klinik durumlar arasında yer alır.
Aortik anevrizmalar ya da kapak problemleri tersiyer sifiliz evresinde meydana gelen kalp ile ilgili önemli sorunlardır. Nörosifiliz gelişmesi halinde ise menenjit (beyin zarlarının iltihaplanması), felç ya da nöbet gibi durumlar meydana gelebilir.
Sifiliz dönemlerinden farklı olarak anneden plasenta aracılığı ile bebeğe bu hastalığın bulaşması sonucu oluşan konjenital sifiliz tablosu bebeğin burun kemiğinin harabiyetine, bacak kemiklerinin eğilmesi, burun içi iltihaplara, dişlerin sivrileşmesi ve bozulması gibi durumlara yol açan önemli sağlık sorunlarına neden olabilir. Sifiliz ile doğan bebek başlangıçta herhangi bir belirti vermese de rahatsızlığa dair bulgular 48 aylık bir süre zarfı içerisinde
- döküntü,
- karaciğer ve dalak büyümesi,
- ateş,
- fontanel (bıngıldak) üzerinde bombeleşme,
- nöbetler ya da kafa sinirlerinde felç ile kendisini gösterebilir. Tedavi almayan bebekler zaman içerisinde latent evreye ilerler.
Frengi (Sifiliz) Tanısı Nasıl Konur?
Sifiliz hastalığına tanısal yaklaşımda temel olarak karanlık saha mikroskopisi ve serolojik testlerden faydalanılır. Mikroskop altında hastadan lezyon üzerinden alınan örnekler ile yapılan incelemelerde hastalığın etkeni olan spiroket bakterilerinin tespit edilmesi direkt olarak tanı imkanı sağlar.
Serolojik testler kendi içerisinde bu hastalığa özgü olan (frengi testi) ve olmayan olmak üzere 2 kısımda incelenir. Hastalığa özgün olmayan testler non-treponemal testler olarak isimlendirilirler ve tarama amacıyla kullanılan tetkiklerdir.
VDRL ve PRP testleri olarak adlandırılan bu tetkikler kişide primer şankr lezyonu gelişimini takiben pozitif sonuç verir.
Tarama testlerinin pozitif olması ile tanının kesinleştirilmesi için hastalığa özgü treponemal testlere başvurulur. Bu testlerde sifiliz etkeni bakteriye karşı bağışıklık sisteminin oluşturduğu antikorlar değerlendirilir.
Nörolojik belirtilere sahip sifiliz hastalarında ayrıca LP (lomber ponksiyon) yapılarak, beyin omurilik sıvısının incelenmesine de başvurulabilir.
Sifiliz cinsel yolla bulaşan bir hastalık olması nedeniyle bu rahatsızlığın tespit edildiği kişilerin bu şekilde bulaşabilecek diğer hastalıklar yönünden de taranması gereklidir.
Frengi Tedavisi Nasıl Yapılır?
Frengi hastalığının tedavisi, kişinin rahatsızlığın hangi evresinde bulunduğuna göre değişkenlik gösterir. Primer, sekonder ve erken latent evredeki sifiliz hastaları kas içine uygulanan tek doz penisilin ile tedavi olabilir. Bu antibiyotiğin kullanılamadığı kişilerde doksisiklin ya da seftriakson gibi etken maddeli antibiyotik ilaçların reçetelendirilmesine başvurulabilir.
Geç latent dönemdeki ve tersiyer sifiliz evresindeki kişilerde, tedavi süresi penisilin kullanılan hastalarda haftada 1 olacak şekilde, 3 haftaya çıkar. Alternatif antibiyotik kullanılan kişilerde ise tedaviye 28 gün boyunca devam edilir.
Nörosifiliz gelişen hastalarda ise penisilin hastaya damar yolu ile 10-14 günlük bir süre boyunca günlük olarak uygulanır. Yüksek doz antibiyotik alan hastalarda ölen bakterilerin fazlalığına bağlı olarak çeşitli alerjik reaksiyonlar gelişebilir.
Hastalar tedavi sonrası 3 aylık dönemler içerisinde tekrar tekrar hastalığın nüksü açısından test edilerek değerlendirilir. Bu testlerin 4 kez negatif olarak tespit edilmesi tedavinin başarılı şekilde gerçekleştiğine işaret ediyor olabilir. Bu nedenle frengi hastalığı ile ilgili tedavi alan kişilerin kontrollerini yaptırmayı ihmal etmemesi gereklidir.
Frengi (sfiliz) ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için web sitemizde yer alan iletişim formunu kullanabilirsiniz.