Fibrokistik Meme Değişikliği Meme Kanserine Dönüşür Mü?

Memede kist oluşması oldukça yaygın görülen bir değişikliktir. Yapılan araştırmalar kadınların hemen hemen tamamında yaşamlarının bir döneminde fibrokistik meme değişikliği görüldüğünü ortaya koymaktadır. Ancak bu değişiklik endişe etmeyi gerektirmez. Kadınların hormonlarında stres, aşırı yorgunluk, adet düzensizlikleri gibi değişikliklerde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Öncelikle Fibrokistik Meme Değişikliği Nedir?

Fibrokistik meme değişikliği, kadınlarda sıkça görülen ve memede kitle, ağrı, meme başından gri-yeşil renkte akıntı gibi yakınmalara neden olabilen bir durum olup, bir hastalık değildir. Memede değişik boyutlarda kistler, ödem ve hassasiyet ile karakterizedir.

Kistlerden Korkmalı mıyız?

Kistler içi sıvı dolu, ince bir zarla çevrelenmiş yuvarlak oluşumlardır. Bazen çok küçük (mikro kist), bazen büyük (makro kist) olabilirler. Ultrason görüntülerine göre basit, komplike ve kompleks kistler olarak sınıflandırılır. Basit kistler, memede çok yaygın olduğunda, altta oluşabilecek diğer lezyonların fark edilmesini engelleyebileceği için bu durumda memenin radyolojik yöntemlerle takibi gerekir. Bazı kistler küçük odacıklar halinde bölümlere artırabilirler (komplike kist). Bazı kistlerin görünümleri daha farklı olabilir. Kist duvarında düzensizlik ve papillom denen oluşumlar gelişebilir (kompleks kist). Bunlar ultrasonografi ile takip edilmeli ve gerektiğinde biyopsi yapılmalıdır.

Kist İçindeki Sıvı Ne zaman Boşaltılır?

Basit kistlerde herhangi bir işlem yapılması gerekmez. Çok büyük boyutlara ulaşıp aşırı ağrı ve asimetrik bir görüntü yaratıyorsa iğne ile boşaltılabilir. Ultrasonografide kist içerisine kanam ve ya kist duvarından içinde doğru bir düzensizlik veya papillom denen tomurcuklar oluştuğu saptanırsa bu kistlere ultrasonografi eşliğinde biyopsi yapılmalıdır. Patolojik sonuca göre bunların çıkarılarak patolojik muayeneleri yapılmalıdır.

Fibrokistik Memede Oluşabilen Lezyonlar Tehlikeli midir?

Klasik basit fibrokistik değişikliklerde tehlike yoktur. Ancak tabloya eşlik eden hücre çoğalması alanları ve bu alanlarda görülen bazı patolojik değişimler memede kanser gelişme riskini arttırır. Şüpheli lezyonların radyolojik yöntemlerle erken tespit edilmesi ve biyopsi ile aydınlatılması gerekir. Bu nedenle fibrokistik meme varlığında, özel durumlar hariç, hastalara 6 ay ara ile ultrasonografi uygulanır, 40 yaşından sonra yıllık mamografi de takip yöntemine eklenir. Ailede meme kanseri bulunması ve memede şüpheli lezyon varlığı gibi bazı özel durumlarda tetkik süresi değişebilmekte ve manyetik rezonans inceleme (MRI) de önerilebilmektedir.

Fibrokistik Memede, Meme Ağrısı Kanser Gelişimini mi Düşündürmeli?

Meme ağrısı kadınlarda, özellikle fibrokistik meme varlığında sık görülen bir yakınmadır. Sadece meme ağrısı ile başvuran kadınların %10’dan azında kanser saptanır. Ağrı, her iki memede, yaygın veya belli kadranlarda, adet öncesi dönemde ya da ay boyu düzensiz aralıklarla olabilir. Önce bir cerrah tarafından iyi bir muayene yapılarak, gerekli radyolojik yöntemlerle hastada patolojik lezyon olup olmadığı gösterilmelidir. Sonrasında yağ ve tuz oranı düşük diyet ile kola, kahve, çikolata gibi gıdaların azaltılması önerilir. Pomat veya tablet şeklinde ağrı kesici ilaçlar, şiddetli vakalarda ise çeşitli bitkisel ilaçlar kullanılmaktadır.

Meme Başı Akıntıları Her Zaman Tehlikeli midir?

Meme başı akıntıları, meme ile ilgili yakınmaların %5-10 kadarını oluşturmaktadır. Gri-yeşil renkli akıntı fibrokistik meme değişikliği sırasında ortaya çıkmakta olup, genellikle meme başının sıkılması sonrası görülür ve klinik olarak bir önem arz etmemektedir. Meme başından gelen akıntı; tek memeden, tek kanaldan, spontan, kanlı veya beyaz renkte ise dikkate alınmalıdır. Meme kanallarında genişleme ve papillomlar veya meme kanalı içindeki kanserler meme başından seröz veya kanlı akıntıya neden olmaktadırlar. Bu durumda hemen bir meme cerrahisi uzmanına müracaat edilmelidir.

Fibrokistik Memede Cerrahi Tedaviye Gerek Var mıdır ?

Memedeki kistleri temizlemeye yönelik bir cerrahi girişime gerek yoktur. Kadınların uygun radyolojik yöntemlerle ve meme muayenesi ile belli aralıklarla takibi önemlidir. Ultrasonografide kist içinde ya da duvarında şüpheli lezyon görülmesi halinde biyopsi ile durum aydınlatılmalıdır.