
Trombositler, kan pulcukları olarak da adlandırılan bir grup kan hücresidir. Sağlık kuruluşlarında yapılan rutin kan testlerinde veya herhangi bir nedenle yapılan sağlık taramalarında hemogram adı verilen test içerisinde trombosit ölçümü de sıklıkla yer alır. Bu nedenle pek çok kan testinin sonucunda trombositler diğer adı olan platelet (PLT) şeklinde görülebilir. Trombosit sayısı, tıpkı diğer kan hücreleri olan eritrositler ve lökositler gibi çeşitli hastalıklara bağlı olarak artıp azalabilir. Bu durum hastalıkların teşhisinde önemli bilgiler sağladığından hemen tüm kan tahlillerinde tek başına veya farklı testlerin yanında kan sayımına da yer verilir.
Trombosit (PLT) Nedir ?
Trombosit ne demek sorusu, kan pulcukları ya da plateletler olarak da bilinen bir tür kan hücresi grubu olarak yanıtlanabilir. Kemik iliğinde üretilen trombositler, kanda çeşitli kimyasal reaksiyonların yürütülmesi için önemli görevler üstlenir. Kanın pıhtılaşması, damar hasarlarının onarılması ve yaraların iyileştirilmesi gibi birçok durumda trombositler, çeşitli şekillerde farklılaşarak oluşan travmanın derhal kapatılmasını sağlar. Böylelikle kan kaybının önüne geçilirken hasar gören dokuların onarımı için gereken ortam hazırlanmış olur. Trombosit sayısının normalden daha düşük olması durumunda kan damarları yaralanmaya ve kanamaya yatkın hale geleceğinden yaralanmalarda aşırı kan kaybı görülebilir, yara iyileşmesi gecikebilir ve kanın pıhtılaşma süresi uzar.
Trombosit (PLT) Normal Değeri Nedir ?
Trombosit sayısı, kişiden kişiye ve günden güne önemli farklılıklar gösterebilir. Ancak sağlıklı yetişkin bireylerde ortalama trombosit sayısının 150.000 ile 450.000 hücre/mL aralığında olması beklenir. Dolayısıyla PLT değeri kaç olmalı sorusu 150 ile 450 bin trombosit arası olarak yanıtlanabilir. Çeşitli hastalıklar, kullanılan bazı ilaçlar, yaş, cinsiyet ve gebelik durumu gibi birçok faktör, bu değerlerde değişikliklere yol açabilir. Bu nedenle kan sonuçlarındaki trombosit sayısı bireye özgü olacak şekilde hekim tarafından değerlendirilmelidir. Bazı durumlarda sınıra yakın olan düşüklük ve yükseklikler herhangi bir olumsuzluk teşkil etmez. Ancak belirgin trombosit düşüklüğü ve yüksekliği durumunda bu sorunun nedeni mutlaka araştırılmalıdır.
Trombosit (PLT) Düşüklüğü Nedir ?
Kan sayımında trombosit değerinin 150.000 hücre/mL’den daha düşük çıkması, kanda PLT düşüklüğü olarak adlandırılır. Bu durumun bir diğer ismi ise trombositopenidir. Kanda trombosit değerinin düşük olmasının altında yatan birçok sağlık sorunu söz konusu olabilir. Trombosit üretiminin azalması, trombosit yıkımının artması, kanın normalden daha seyreltik olması gibi durumlarda birim kandaki trombosit sayısı düşeceğinden trombositopeni durumu ortaya çıkabilir. Bazı hastalıkların yanı sıra kullanılan bazı ilaçlar, beslenme veya alınan bazı tedaviler trombosit sayısını düşürücü etki gösterebilir.
Trombosit Düşüklüğü Nedenleri Nelerdir ?
Trombosit düşüklüğü tespit edilen hastalarda bu duruma yol açabilecek pek çok durum söz konusudur. Bunlardan bazıları şu şekildedir:
- Akut veya kronik çeşitli hastalıklar
- Gebelik
- Kan nakli
- Sepsis (mikroorganizmaların kan dolaşımına karışması ile görülen kan zehirlenmesi durumu)
- Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri
- Folik asit veya B12 vitamininin eksikliğine bağlı olarak gelişen anemiler
- Aplastik anemi
- İmmünolojik veya romatolojik hastalıklar
- Çeşitli kanser türleri (özellikle hematolojik kanserler)
- Uzun süreli ve aşırı alkol kullanımı
- Zehirlenme, toksik maddelere veya radyasyona maruz kalma
- Kemoterapi ve radyoterapi gibi kanser tedavileri
- Kemik iliğine ilişkin hastalıklar
-
Viral enfeksiyonlar
Trombosit Düşüklüğü Belirtileri Nelerdir ?
Kanda PLT değerleri düştüğünde bu durum kişide çeşitli belirtilere neden olabilir. Trombosit değeri ne kadar düşükse, belirtiler de genellikle o kadar şiddetli şekilde hissedilir. Bazı trombositopeni belirtileri şunlardır:
- Vücudun çeşitli bölgelerinde mor, kırmızı veya kahverengi renge sahip morarma ya da renk değişiklikleri
- Aralıklı olarak gelişen burun ve diş eti kanamaları
- Yara iyileşmesinin gecikmesi
- Kanın pıhtılaşmasının zorlaşması
- Ciltte kırmızı veya mor renkli beneklenmeler (Peteşi)
- İdrarda kan görülmesi
- Makattan kan gelmesi, kanlı dışkılama veya siyah renkli dışkı (melena) görünümü
- Kanlı kusma (Hematemez)
-
İç kanamalar
Trombosit Düşüklüğü Tedavisi
Trombosit düşüklüğünde tedavi için öncelikle bu duruma yol açan etken veya sağlık sorunu tam olarak belirlenmelidir. Hafif trombosit düşüklüklerinde kanama, peteşi gibi sorunlar söz konusu değilse herhangi bir tedavi gerekmeyebilir ve bu durumda genellikle takip önerilir. Şiddetli trombositopenilerde ise tedavinin temel amacı kanamanın ve pıhtılaşma bozukluğuna bağlı risklerin önlenmesidir. Hastalıklardan kaynaklı gelişen trombosit düşüklüğünde altta yatan hastalığa karşı bir tedavi planı belirlenir. Kullanılan ilaçlardan kaynaklı gelişen trombosit düşüklüklerinde ise ilacın değiştirilmesi veya trombosit sayısının yükseltilmesine yönelik farklı tedavilerin uygulanması gibi yöntemler tercih edilebilir. Şiddetli trombositemi durumunda kan veya platelet nakli, dalağın alınması (Splenektomi), kortikosteroid içerikli ilaçların kullanımı gibi tedavi yollarına da başvurulabilir.
Trombosit (PLT) Yüksekliği Nedir ?
Kanda PLT yüksekliği, trombosit sayısının 450.000 hücre/mL’den daha yüksek olması durumudur. Trombosit yüksekliği veya trombositoz olarak adlandırılan bu durumun gelişiminde trombositopeninin tam tersi şekilde kanda pıhtılaşma eğilimi artar. Kan hücrelerinin üretimi ve miktarının düzenlenmesi ile ilişkili olan mekanizmalarda veya hormonal dengede oluşan sorunlar, trombosit üretiminde artışa neden olabilir. Yine benzer şekilde kullanılan bazı ilaçlar veya kişide bulunan çeşitli hastalıklar trombosit sayısının yükselmesinde etkili olabilir.
Trombosit Yüksekliği Nedenleri ?
Trombosit yüksekliği veya trombositoz durumuna yol açabilecek çeşitli nedenler söz konusudur. Bunlardan bazıları şu şekildedir:
- Kandaki sıvı oranının düşmesine bağlı olarak trombosit oranının artmış olması (kanın yoğunlaşmış olması)
- Fizyolojik olarak trombosit üretiminin fazla olması
- Demir mineralinin yetersizliğine bağlı olarak trombosit üretiminin artması
- Trombosit yıkımında görev alan dalağın fonksiyonunu yitirmesi veya dalağın splenektomi operasyonuyla alınmış olması
- Kemik iliğinde bulunan tümörler
- İnflamatuar bağırsak hastalıkları
- Romatizmal hastalıklar
- Çeşitli kanser türleri
- Hemoliz (kırmızı kan hücrelerinin yıkımı)
-
Kullanılan bazı ilaçlar
Trombosit Yüksekliği Belirtileri
Kanda PLT değeri yüksekliği kişilerde genellikle herhangi bir belirtiye neden olmaz. Bu nedenle çoğu durumda kan sayımı sonuçlarında tesadüfi olarak saptanır. Ciddi bir trombositoz durumu var ise hastada baş dönmesi, baş ağrısı, göğüs ağrısı, görme bozuklukları, el ve ayak şişmesi, uyuşukluk, dalak şişliği ve kaşıntı gibi çeşitli semptomlar ortaya çıkabilir. Yüksek trombosit sayısına bağlı olarak vücudun çeşitli bölgelerinde pıhtılaşma sorunu meydana gelebileceğinden belirtiler pıhtılaşmanın oluştuğu bölgede yoğunlaşır. Söz konusu pıhtılaşmalar kalp ve beyin damarlarında da meydana gelebileceğinden ciddi trombositozlarda kalp krizi ve felç gibi riskler de söz konusudur. Bu nedenle belirgin trombosit yükselmelerinde tıbbi tedavi uygulanması oldukça önemlidir.
Trombosit Yüksekliği Tedavisi
Trombosit yüksekliği çok şiddetli olmadığı sürece hastalarda herhangi bir belirtiye neden olmaz ve tesadüfen saptanması halinde de genellikle takip önerilir. Ancak uzun süre devam eden veya çok şiddetli olan trombositozlarda bu durumun nedenine yönelik detaylı araştırmalar yapılmalı ve hekim tarafından gerekli görülmesi halinde tedavi uygulanmalıdır. Aşırı trombosit yüksekliğinde kalp krizi ve felç gibi ciddi riskler ortaya çıktığından böyle durumlarda trombosit ferezi veya tromboferez olarak adlandırılan tedavi ile trombosit sayısının azaltılması gerekir. Hastalıklara bağlı olarak gelişen trombosit yükselmelerinde ise altta yatan hastalık belirlendikten sonra buna yönelik tedavi planı başlatılmalıdır.
Siz de kan sayımı (hemogram) sonuçlarınızda PLT normal değeri dışında düşük veya yüksek bir trombosit sayısının yer aldığını gördüyseniz, hekiminize danışarak bu durumun nedenleri hakkında bilgi alabilirsiniz.