Arama

Üzgünüz, Aradığınız Sonuç Bulunamadı

Aramanızla eşleşen herhangi bir sonuç bulunamadı, lütfen arama terimlerinizi değiştirerek tekrar deneyiniz.

Hematoloji

image

Hematoloji Nedir?

Kan Bilimi anlamına gelen “Hematoloji” iç hastalıklarının (dahiliye) bir yan dalı olup, kan bileşenleri ve kemik iliği gibi kan yapıcı organlarda meydana gelen hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgilenmektedir. Hematoloji üzerine uzmanlık yapan hekimlere Hematolog adı verilmektedir. Hematologlar, kan hastalıklarının tanı ve tedavisinde geleneksel laboratuvar testlerinin yanı sıra çeşitli özgün yöntemler kullanarak ve sıklıkla biyokimya, patoloji, mikrobiyoloji, genetik, radyoloji, radyasyon onkolojisi ve immünoloji gibi diğer bilim dalları ile işbirliği yaparak süreci yönetirler.

Kan plazmada yer alan hücreler, hücre parçacıkları ve proteinlerden oluşur. Kanın hücresel bileşenleri eritrositler, lökositler ve trombositlerdir. Eritrositler (alyuvarlar) en fazla bulunan hücresel bileşen olup, vücudumuzdaki dokulara oksijen taşıma görevini üstlenir. Lökositler (akyuvarlar) enfeksiyonlara karşı korunmada temel rolü oynayan hücreler iken, trombositler ise pıhtılaşma faktörleri ile birlikte görev alıp kanama kontrolünü sağlayan hücrelerdir. Bu kan hücrelerinin yapımı, farklılaşması, çoğalması ve olgunlaşması ise “Hematopoez” olarak adlandırılan ve erişkinde kafa kemikleri, kostalar, sternum, vertebralar, pelvis, femur ve humerus proksimali gibi anatomik bölgelerde aktif olan “kemik iliği” tarafından gerçekleştirilen bir süreçtir. Kemik iliği dışındaki diğer hematopoetik organlar ise dalak, lenf nodları, timus ve mononüklear fagositik sistem olarak sayılabilir. Dolayısıyla hematoloji, tüm bu hücresel bileşenler, plazma proteinleri ve hematopoetik organların hastalıklarına ait tanı ve tedavi sürecini yöneten bilim dalıdır.

Hematolojide Kullanılan Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Florence Nightingale uzman hekimleri, hastadan anamnez alıp fizik muayenesini yaptıktan sonra gerekli tetkikleri talep eder. Hematolojide en sık kullanılan başlangıç tanı yöntemleri tam kan sayımı ve periferik kan yaymasıdır. Bununla birlikte biyokimyasal ve serolojik testler ile gerektiğinde kullanılan tanıya özgün sofistike yöntemler ile hematolojik hastalıkların tanısı konulmaktadır. Hastanemiz hematoloji testleri için gerekli teknik donanıma sahip olup, ilgili tanı tetkik ve yöntemlerinden bazıları aşağıda sıralanmıştır; 
 
Tam kan sayımı: Klinik pratikte en sık kullanılan yöntem olan otomatik tam kan sayımı ile kanın hücresel bileşenleri ile ilgili detaylı bilgi sahibi olunmaktadır. Kan sayımı sonucunda 
hemoglobin, hematokrit, eritrosit sayımı ve indeksleri (eritrosit hacmi, hemoglobin içeriği gibi), total lökosit ve lökosit alt grup (nötrofil, lenfosit, monosit, eozinofil ve bazofil) sayımları ve trombosit sayımı gibi önemli bilgiler raporlanmakta, bu sonuçlar hematoloji uzmanları tarafından özenle yorumlanarak hastaya aktarılmaktadır. 
 
Periferik yayma: Modern cihazlarla kan sayımı hekime yol gösterici bilgiler sağlarsa da, çoğu kez kesin tanının konması için yeterli olmaz. Günümüzde periferik yaymaların incelenmesi ayırıcı tanıda “can alıcı” önemini korumaya devam etmektedir. Periferik kan yayması, hastanın bir damla kanının bir cam lam üzerine yayılması ve özel boyalarla boyanmasıdır. Direkt hematoloji uzmanları tarafından mikroskop altında bakılarak değerlendirilen periferik kan yaymaları, lösemi (kan kanseri), anemiler (kansızlık), pıhtılaşma hastalıkları gibi çok çeşitli hematolojik hastalıklar hakkında bilgi sağlayan hızlı ve güvenilir bir yoldur. 
 
Biyokimyasal ve Serolojik testler: Hastaların böbrek ve karaciğer fonksiyonları, C reaktif protein, sedimentasyon hızı, laktat dehidrogenaz gibi çeşitli kan enzimlerinin ve kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi kan elektrolitlerinin değerlendirilmesine yardımcı testler olup hematolojide hemen daima kullanılmaktadır. Bu gruba, tanıya yönelik gerekirse kullanılan ferritin, vitamin düzeyleri, ağır metal seviyeleri, ilaç düzeyleri, viral belirleyiciler (hepatitler, parvovirüs, EBV (Ebstein barr virüs), CMV (sitomegalovirüs) gibi) ve otoimmün hastalıkların tanısında kullanılan çeşitli özel tetkikler de eklenebilir. 
 
Pıhtılaşma (Koagülasyon) testleri: Kanama ve pıhtılaşma bozuklukları ile ilgili değerli bilgiler veren testlerdir. Aynı zamanda kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda ilaç etkinliğinin değerlendirilmesine yönelik testleri de kapsar. Hematologlarımız gerekirse bu testlerin sonuçlarına göre, gerekli kan pıhtılaşma faktörlerinin düzeylerinin belirlenmesi gibi isteklerde bulunmaktadırlar. 
 
Protein elektroforezi / İmmünfiksasyon elektroforezi: Kanı oluşturan bileşenlerden plazma içerisindeki proteinlerin yokluğu veya anormal proteinlerin varlığını gösteren, hematologların multiple myelom gibi plazma hücre hastalıklarının tanısını koyarken kullandıkları özel testlerdir. 
 
Akım sitometri: Akım sitometri, hücreleri yüzeylerindeki belirteçlere göre tanımlayan özel bir sistemdir. Süspansiyon haline getirilmiş hücre ya da partiküller lazer ışığı ile aydınlatılmakta olan bir bölmeden geçirilir, hücrelerin ışığın önünden geçerken verdikleri sinyaller toplanır ve analiz edilir. Oluşan sinyallerin kaynağı, hücrelerinin büyüklük, granülarite gibi fiziksel özellikleri olabildiği gibi; hücreye bağlanan çeşitli florokromlar da olabilir. Böylece hücre ya da partikülün immunfenotipi, DNA içeriği, enzim aktiviteleri, hücre membran potanasiyeli, canlılığı gibi çeşitli özellikleri hakkında bilgi toplanabilir. Günümüzde akım sitometri hematoloji alanında özellikle lösemik hücrelerin immunfenotiplemesi başta olmak üzere, hematopoetik kök hücrelerin sayılması ve alt gruplarının belirlenmesi, ilaç direncinin veya kalıntı hastalık (MRD) tespit edilmesi, hücresel immun yanıtın belirlenmesi ve trombosit çalışmaları gibi birçok alanda kullanılmaktadır.
 
Kemik iliği aspirasyon ve biyopsisi: Aplastik anemi, akut veya kronik lösemi, miyelodisplastik sendrom gibi çeşitli hastaların tanısı için gerekli olan kemik iliği biyopsisi, özel bir biyopsi iğnesi yardımı ile sedasyon ve lokal anestezi altında, hematoloji uzmanlarımız tarafından bizzat yapılan bir işlemdir. Alınan aspirasyon örneği genellikle aynı gün içerisinde hematolog tarafından bakılarak hasta bilgilendirilir. Biyopsi materyali ise ilgili patoloji laboratuvarına analiz için gönderilmektedir.

Hematoloji Hangi Hastalıklara Bakar?

  • Hematolojik kanserler: Akut ve kronik lösemiler (kan kanser), Lenfoma (lenf kanserleri), multiple myeloma gibi plazma hücre hastalıkları
  • Kemik iliği hastalıkları: Aplastik anemi, saf kırmızı küre aplazisi, myelodisplastik sendrom, bening monoklonal gamapati, miyelofibrozis
  • Eritrosit hastalıkları: Anemiler, thalassemiler, eritrositozlar (polistemia vera gibi), enzim defektleri, porfiriler, hemafagositik sendrom
  • Lökosit hastalıkları: Nötropeni, fonksiyonel hastalıklar, lökositoz, lenfohistiyositik hastalıklar
  • Trombosit hastalıkları: Trombositopeniler, Trombosit fonksiyon bozuklukları, trombotik mikroanjiopatiler, esansiyel trombositoz
  • Kanama hastalıkları: Kalıtsal veya edinsel koagülopatiler, DIC ile birlikte giden sepsis, von Willebrand hastalığı; replasman tedavisi alan hemofili hastaları (saf faktörler, taxe donuş plazma vs) hemostatik ilaç kullanımı (ε-aminocaproik asit, desmopressin, rekombinant aktive faktor VII); perioperatif hemostaz yönetimi, pıhtılaşma ve kanama risklerinin değerlendirilmesi
  • Trombotik hastalıklar: Venöz tromboemboli, hiperkoagülopati, kan sulandırıcı ilaçların kullanımı, operasyon öncesi ve sonrası trombotik olay yönetimi

Hematoloji İçin Neden Florence'i Tercih Etmeliyim?

Florence Nightingale hastaneleri, uluslararası standartlarda hizmet veren ve gerekli tüm teknik donanıma sahip bir kuruluştur. Florence hematoloji ekibi, insan ilişkileri güçlü, alanında uluslararası deneyim ve başarıya sahip doçent ve profesör doktorlardan oluşmaktadır. Hasta odaklı bir hizmet sunarak, hastalığı tanı ve tedavi sürecinin mümkün olduğunca rahat geçirilmesi hedeflenir. Florence Nightingale Hastanelerinde hematolojik hastalıkların teşhisi için gerekli test ve görüntüleme ekipmanları mevcuttur. Hastalık teşhisi sonrası, uzman doktorun değerlendirmesi ile birlikte hasta ve yakınları ile görüşülerek tedavi şekil ve süreci netleştirilir. Doktorlar tedavi süreç ve takip dönemlerini hastaya detaylı bir şekilde aktararak hazırlıklı olmasına yardımcı olurlar.

Yukarı Kaydır
loading