Ürtiker, halk arasında kurdeşen olarak adlandırılan bir tür alerjik deri hastalığıdır. Deride kabarık, kızarık ve içi sıvı dolu döküntüler şeklinde gelişen ürtiker, bazen vücudun belirli bir bölümünde bazen de tüm vücuda yayılacak şekilde ortaya çıkabilir.
Ürtiker Nedir?
Ürtiker, halk arasında kurdeşen olarak adlandırılan bir tür alerjik deri hastalığıdır. Deride kabarık, kızarık ve içi sıvı dolu döküntüler şeklinde gelişen ürtiker, bazen vücudun belirli bir bölümünde bazen de tüm vücuda yayılacak şekilde ortaya çıkabilir. Kurdeşen dökmek olarak da tabir edilen bu durum, birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Söz konusu döküntüler şiddetli kaşıntılara neden olabilir.
Basit alerjiler sebebiyle oluşan ürtikerler, sorunlu bölgenin kaşınmaması ve kendi haline bırakılması ile genellikle bir süre içerisinde kendiliğinden iyileşebilir. Fakat ilaç alerjileri veya vücuttaki bir hastalıktan kaynaklı olarak ortaya çıkan ürtikerler daha uzun süreler boyunca kalabilir ve giderek artabilir. Bu durumda hekime başvurularak ürtikere neden olan etkenin belirlenmesi ve derideki sorunlar ile altta yatan hastalıklar için gereken tedavilerin başlatılması oldukça önemlidir.
Vücudun herhangi bir bölgesinde veya tümünde çıkan çok sayıda kızarık, kabarık ve kaşıntılı döküntüler, ürtiker veya kurdeşen olarak adlandırılır. Oluşan döküntüler şiddetli kaşıntılara neden olabilir, kaşındıkça sayılarında, şişliklerinde, kızarıklıklarında ve boyutlarında artış görülebilir. Alerjik deri döküntüleri genellikle 1-2 milimetrelik bir boyuta sahiptir. Fakat bazı durumlarda daha büyük boyutlara sahip olabilir. Akut ve kronik olmak üzere iki çeşit ürtiker vardır.
Altı hafta ve daha kısa süre kalan ürtikerler akut ürtiker, altı haftadan daha uzun süren ürtiker ise kronik ürtiker olarak adlandırılır. Kurdeşen genellikle ciltle temas eden bir alerjen madde tarafından tetiklenerek ortaya çıkar. Alerjik reaksiyonlar sonucunda vücut tarafından üretilen bir protein olan histamin, kılcal damarlardan sıvı sızmasına neden olarak cilt altında sıvı birikimine neden olur ve bunun sonucunda ürtiker lezyonları ortaya çıkar.
Yaygın görülen bir sağlık sorunu olan ürtiker, hemen tüm insanların %20'sinin hayatları boyunca en az bir kez karşılaştığı bir durumdur.
Ürtiker Belirtileri Nelerdir?
Ürtikerin en önemli belirtisi ciltte oluşan kırmızı ve kaşıntılı kabartılardır. Büyüklükleri çok değişken olmakla birlikte genellikle birkaç milimetrelik çok sayıda kabartılar şeklinde görülür. Vücudun her yerinde oluşabilen bu kabartıların neden olduğu kaşıntı genellikle gece saatlerinde şiddetlenir. Uzun süreli olmaları halinde kadınlarda adet dönemine denk gelen zamanlarda da şiddetlenebilir.
Oldukça nadir olsa da bazı durumlarda su toplaması da görülebilir. Kabartı şeklinde oluşan bu lezyonlar genellikle kişi tarafından dokunulmaması halinde 24 saat içerisinde iyileşerek kaybolur, herhangi bir iz bırakmaz. Fakat özellikle de dışarıdan etki eden alerjenle temasın kesilmemesi veya herhangi bir ilaç ya da hastalıktan dolayı ortaya çıkmış olması durumlarında uzun süreler boyunca kalabilir. Bu lezyonların haricinde gözlerde, dudaklarda ve kulak memelerinde alerjiye bağlı şişlikler gözlenebilir.
Daha şiddetli durumlarda ise ürtikere ek olarak mide bulantısı, kusma, nefes darlığı, halsizlik, baş ağrıları, kas ve eklem ağrıları, baş dönmesi ve göz kararması, bayılma, ishal gibi tüm vücudu etkileyebilen semptomlar da görülebilir. Bu belirtilerin gözlenmesi halinde ciddi bir alerjik tablo söz konusu olabileceğinden vakit kaybedilmeksizin sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır.
Ürtiker Nedenleri Nelerdir?
Alerjik bir tablo olan ürtiker, vücuda dışarıdan veya içeriden etki eden herhangi bir alerjenden kaynaklı olarak ortaya çıkabilir. Temel olarak ürtiker vücudun bir alerjene tepki verdiğinde cilt yüzeyinden histamin ve bazı diğer maddelerin salınımına bağlı olarak oluşur. Histamin adlı protein deri altında sıvı birikimi ve iltihaplanmaya yol açtığından ürtikerde görülen kabartılar ortaya çıkar. Ürtikeri tetikleyebilen çok sayıda etken vardır.
Bunlardan bazıları şu şekildedir:
- Tansiyon düşürücü ilaçlar, aspirin, antibiyotikler ve non-steroid antiinflamatuar ilaçların kullanımı
- Kuru yemişler, kabuklu deniz ürünleri, yumurta, çilek, buğday ürünleri başta olmak üzere bazı besinlere karşı alerjiler
- Grip, soğuk algınlığı, ateşli hastalıklar ve hepatit B gibi viral enfeksiyonlar
- Ani sıcaklık değişimleri
- Hayvan tüyleri
- Bağırsak parazitleri
- Böcekler, böcek sokmaları ve böceklerin bıraktığı kalıntılar
- Polen
- Lateks
- Tiroid hastalıkları ve sistemik lupus eritematozus gibi kronik hastalıklar
- Güneş ışınları
- Bazı kumaşlar ve cilde temas eden kimyasallar
Bunların haricinde bilinmeyen sebeplerden dolayı veya otoimmün (vücudun kendi doku ve organlarına karşı savunma geliştirmesi) nedenlere bağlı olarak da ürtiker gelişebilir. Genetik yatkınlık, alerjide ve dolayısıyla ürtikerde önemli bir risk faktörüdür. Alerjenin tam olarak tespit edilebilmesi için alerji testlerinden yararlanılabilir. Fakat bu testlerde araştırılmayan farklı bir etkene karşı da alerji söz konusu olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Ürtiker Çeşitleri Nelerdir?
Ürtiker, akut ve kronik olmak üzere iki farklı şekilde görülür:
Akut Ürtiker
Yüzde ellisinde neden bulunamayan, kalan yüzde ellilik kısmında ise yukarıda da belirtilen polen, ilaç, besin, kimyasal, kumaş, toz, akar ve hayvan tüyü gibi alerjenlere karşı çok kısa bir zaman içerisinde oluşan ürtiker türüdür. İlaçlara bağlı olarak görülen ürtiker ilaca başlamanın üzerinden yaklaşık 36 saat sonra görülmeye başlar. Alerjisine en sık rastlanan ilaç grubu antibiyotikler ve özellikle de penisilin, sefalosporin, tetrasiklin ve sulfonamidlerdir. Bunun haricinde akut ürtikere en sık neden olan etkenlerden bir diğeri de besin alerjileridir. Akut ürtiker 6 haftadan uzun sürmez, alerjenin tespiti ve buna maruz kalmanın önlenmesi ile birlikte hızla iyileşir.
Kronik Ürtiker
Ürtiker belirtileri eğer 6 haftadan daha uzun bir süre devam ettiyse, bu kronik ürtiker anlamına gelir. Kronik ürtikerin potansiyel tetikleyicileri arasında da ilaçlar, besinler ve besin katkı maddeleri, enfeksiyonlar, solunum yolu ile alınan alerjenler, sistemik hastalıklar, gebelik, adet dönemi, diş implantları ve psikolojik faktörler yer alır.
Ürtiker Teşhisi Nasıl Konulur?
Akut veya kronik olması fark etmeksizin tüm ürtiker tiplerinde teşhis yöntemi aynıdır. Hastaların kırmızı kabartılar şeklinde oluşan ürtiker belirtileri mevcut iken sağlık kuruluşlarına başvurması, teşhis açısından çok daha yararlıdır. Ürtiker ile karıştırılabilen farklı cilt problemleri de olabileceğinden söz konusu lezyonlar devam ederken hekime başvurulması halinde hekim bu kabartıları inceleyerek gerçek bir ürtiker olgusu olup olmadığını kolaylıkla teşhis edebilir.
Hastanın tıbbi öyküsü detaylı bir şekilde öğrenilir. Ürtikerde tıbbi öykünün dinlenmesi, olası alerjenlerin tespiti açısından da oldukça önemlidir. Ürtiker teşhisi alan hastalarda tam kan sayımı, sedimantasyon hızı, serum immünoglobulin ve kompleman düzeyleri, otoantikor düzeyleri, tiroid fonksiyon testleri, serum proteinleri ve elektroforez, kan biyokimyası gibi bazı kan testleri yapılır.
Bunlara ek olarak bazı hastalarda deri testleri ve enfeksiyon odaklarının araştırılmasına yönelik bazı tanı testlerine başvurulabilir. Alerji testleri mutlaka alanında uzman sağlık kuruluşlarında immünoloji uzmanları gözetiminde yapılmalıdır. Fiziksel ve kimyasal uyaranlar belirlendikten sonra ürtiker ve ürtikere neden olan hastalıklara yönelik tedavi süreci başlatılır.
Ürtiker Tedavisi Nasıl Yapılır?
Ürtiker tedavisinde başlıca amaç, alerjiye yol açan etkenin tespit edilmesidir. Kan testlerinde alerji belirtilerinin gözlenmesinin ardından alerji testleri uygulanarak veya hastanın tıbbi öyküsünden yararlanılarak tetikleyici faktörler belirlenebilir. Bunun ardından bu alerjenlerden uzak kalmaya yardımcı yaşam tarzı değişiklikleri uygulanır. İlaç alerjisi söz konusu ile bu ilaçlar kesilir ya da alternatifleri ile değiştirilir.
Enfeksiyon veya kronik, sistemik hastalıklardan kaynaklı bir ürtiker söz konusu ise ciltteki lezyonlara yönelik tedavi önerildikten sonra altta yatan hastalığa yönelik tedaviler için hasta ilgili tıbbi birimlere yönlendirilir. Ürtiker tedavisinde birinci öncelik antihistaminik ilaçlardır. Antihistaminik ilaçlara başlayan hastalarda tedaviye yanıt alınamaması halinde doz arttırımı yapılabilir. Bunun da işe yaramaması halinde anti Ig-E enjeksiyonları (Omalizumab) önerilebilir.
Omalizumab enjeksiyonu hastaların %80'inde başarılı sonuç veren bir uygulamadır. Fakat bunda da başarı elde edilemeyen hastalarda siklosporin ve sistemik steroid tedavileri tercih edilebilir. Tüm bu uygulamalardan hangisinin gerekli olduğu uzman hekimler tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda kararlaştırılır.
Sizde de ürtiker belirtileri varsa, zaman zaman bu sorunu yaşıyorsanız veya son birkaç gün içerisinde cildinizde ürtikere benzer oluşumlar ortaya çıktı ise hemen bir sağlık kuruluşuna başvurarak muayeneden geçmelisiniz. Hekiminiz tarafından yapılacak araştırmaların sonucunda cildinizdeki ürtikerlerin iyileşmesi için gereken uygulamalara başlayabilir, altta yatan hastalıklarınız var ise bunlara yönelik tedavilere başlayabilirsiniz.