Human papilloma virüs (HPV) nedeniyle deri üzerinde meydana gelen kabartı şeklindeki yapılar siğil olarak isimlendirilir. Mumyalar üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda insanlarda siğil meydana gelmesinin binlerce yıl öncesine kadar uzanabileceğini gösterir.
Siğil Nedir?
Siğiller, mukozal dokularda veya deri üzerinde meydana gelen benign (iyi huylu) oluşumlardır. Ancak bazı siğillerde “malign (kötü huylu) transformasyon” olarak ifade edilen bir dönüşüm gerçekleşebileceği için dikkatli olunmalıdır.
Siğil Neden Çıkar?
HPV siğil etkeni olan virüstür ve yaklaşık olarak 100’den fazla alt tipi bulunur. Bu alt tiplerinden bazıları vücudun sadece belirli bölgelerinde siğil gelişimi ile ilişkili olsa da siğillerin deri teması ile bulaşabilmesi nedeniyle yüzde siğil ve ağızda siğil gibi çeşitli vakalarda olduğu gibi vücudun herhangi bir bölgesinde olabilecekleri unutulmamalıdır.
Human papilloma virüsü; genital, düz ve palmoplantar olarak isimlendirilen birçok farklı çeşitte siğil gelişimine neden olabilir. HPV virüsün bazı alt türleri ile meydana getirdikleri siğil çeşidi arasında bir bağlantı mevcuttur:
Siğil türlerinden yaygın olarak görüleni en sık olarak Tip 2 ve Tip 4 HPV virüsü nedeniyle meydana gelir. Düz siğillerin gelişiminde en sık olarak Tip 3 ve Tip 10 HPV virüsü rol alır.
Derin palmoplantar (el-ayak) siğiller en sık tip1 HPV virüsü nedeniyle oluşur. Tip 2 ve Tip 3 HPV virüsü de palmoplantar siğil gelişiminde rol oynayabilir.
Siğil Çeşitlerinin Özellikleri Nelerdir?
Siğiller, yapılarındaki farklılıklar ve oluştukları bölgeler göz önünde bulundurularak sınıflandırılabilir:
- Yaygın Siğiller (Verruca Vulgaris): Genellikle parmaklar üzerinde meydana gelen bu siğiller, sert ve pürüzlü bir yüzeye sahiptir. Bu siğillerin renginin etraflarındaki deriye göre daha grimsi bir renkte olduğu görülebilir. Bu siğillerin temel bulaş yolu deri teması yoluyladır. Virüse maruziyet sonrasından bu tipteki parmakta siğil gelişme süresi 2 ile 6 ay arasında değişkenlik gösterebilir.
- Düz Siğiller: Düz siğillere genellikle yüzde siğil ve elde siğil olgularında karşılaşılsa da bu siğil tipine uyluk ve kol bölgelerinde de rastlanılabilir . Küçük ve ilk bakışta fark edilmesinde zorlanılan bu siğil tipinin yüzeyi sanki kazınmış gibi düz olabilir. Düz siğillerin rengi pembe, kahverengi ya da sarıya yakın renklerde olabilir.
- Plantar Siğiller (Ayakta Siğil): Plantar siğiller, ayak tabanında siğil gelişmesini ifade eder. Diğer siğillerden farklı olarak plantar siğiller deri yüzeyinden dışarı doğru değil içeri doğru büyüme eğilimindedir. Ayak tabanında etrafında sertleşmiş deriye sahip bir delik şeklinde kendini gösterebilir. Ayak tabanında siğil oldukça ağrılı olabilir. Bu nedenle plantar tipteki siğiller yürüme esnasında rahatsızlık şikayeti ile kendisini gösterebileceği unutulmamalıdır. Plantar siğiller, direkt temas ile bulaşabilir. Bulaşma esnasında temas eden bölgedeki deri bütünlüğünün bozulmuş olması, virüsün bulaşmasını kolaylaştırıcı faktörler arasındadır. Siğilin dış görünüşünde sarımsı bir renk ve kabuk oluşumu dikkat çekicidir.
- Genital Siğiller: Genital siğiller, cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında en sık karşılaşılanlar rahatsızlıklardan biridir. Bu tipteki siğiller, geliştiği kadınlarda vulva ve serviks (rahim boynu) gibi üreme organları ile ilgili yapılarda kanser oluşumu ile sonuçlanabileceği için dikkatli olunmalıdır. Genital bölgede gelişen siğiller her zaman gözle tespit edilebilir boyutta olmayabilir. Bunun nedeni bu siğillerin boyutlarının küçük ve deriyle benzer bir renge sahip olmalarıdır. Genital siğiller erkeklerde peniste siğil, skrotumda, kasıkta, uylukta ya da anal bölgede siğil olarak ortaya çıkabilir. Vajen ve anal bölgenin çevresi ile serviks, kadınlarda genital siğillerin tespit edildiği bölgeler arasındadır. Her ne kadar gözle görülemeyebilir olsa da genital siğillerin geliştiği kişilerde vajinal akıntı, kaşınma, kanama ve yanma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Siğillerin yayılması ya da büyümesi ağrılı ve rahatsız edici bir durumdur.
Siğil Tanısı Nasıldır?
Siğillerin büyük bir bölümünde herhangi bir belirti eşlik etmeyebilir. Siğiller ile ilgili şikayetler genel olarak kozmetik nedenlerden kaynaklanır.
Hekim tarafından gerçekleştirilen fizik muayenede deri üzerinden kabarık, düzensiz kenar ve yüzeye sahip bir yapı olarak tespit edilir. 1 milimetre ile birkaç santimetre arasında değişen boyutlara sahip olabilen siğiller ayak tabanında (plantar) geliştiği vakalarda nasır dokusu ile karıştırılabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Siğilin tanısal yaklaşımının temelini fizik muayene oluşturur. Muayene dışında immünohistokimyasal yöntemlerle siğile neden olan virüsün yapısal parçaları veya kalıtım materyalinin varlığı incelenebilir. PCR (polimeraz zincir reaksiyonu), siğil nedeni olan virüsün DNA’sının çoğaltılması ile virüsün varlığının ortaya konmasına katkıda bulunur.
Tanı aşamasında bazı şüpheler gelişmesi halinde biyopsi işlemine de başvurulabilir.
Siğil Nasıl Geçer, Tedavisi Nasıldır?
Human papilloma virüs alt tiplerinden bazılarının kanser gelişimi ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Tip 6, 11, 16, 18, 31 ve 35 HPV virüsünün, özellikle bağışıklığı baskılanmış kişilerde meydana getirdiği genital bölge siğillerinde iyi huylu siğilin kötü huylu (malign) bir karaktere dönüşebilir.
Siğil tanısının konmasını takiben, hastanın tercihleri, eşlik eden şikayetler ya da maliyet gibi konular göz önünde bulundurularak tedavi planlamasına geçilir. Çeşitli siğil ilacı kullanımına rağmen bazı siğillerin tedavi sonrasında tekrar meydana gelebileceği unutulmamalıdır.
Yaklaşık olarak her 3 siğilden 2’si 2 yıllık bir süre zarfı içerisinde kendiliğinden gerileme ve iyileşme eğilimindedir. Bu nedenle hekimler tarafından bazı siğillere yönelik tedavi uygulamaları yerine müdahale edilmeden siğilin seyrinin gözlenmesine karar verilebilir. Sadece gözlem yapılmaya karar verilen siğillerde düşük de olsa büyüme ya da yayılma gibi riskli değişiklikler meydana gelebilir.
Siğil tedavisinde reçetelendirilen ilaçlar genellikle topikal (deri üzerine, siğil kremi) kullanılan ilaçlardır. Yaygın görülen siğillerde ilk tedavi seçeneğini salisilik asit içeriğine sahip ilaçlar oluşturur. Salisilik asit kullanımı ile bu türdeki siğillerin %50’sinden fazlasında iyileşme sağlandığı tespit edilmiştir. Retinoik asit ve türevleri veya bazı deri üzerine uygulanan kemoterapi ajanları da gerekli görülen durumlarda hekim tarafından siğil tedavisinde başvurulabilen ilaçlar arasında yer alır.
Dondurma tedavileri, dimetil eter ve propan gazlarının yoğun ve soğuk karışımının siğil üzerine uygulanması işlemidir. Bu işlem ile birlikte derinin o bölgesi canlılığını yitirir ve böylelikle siğilin o bölgeden uzaklaştırılması kolaylaşmış olur. Dondurucu etkisi ile hekimler tarafından siğil tedavisinde sıvı nitrojen de kullanılabilir.
Çeşitli tedavi yöntemleri ile denemelere rağmen iyileşme sağlanamayan siğillerde cerrahi girişimlere başvurulabilir.
İnsandan İnsana Siğil Bulaşmasının Engellenmesi İçin Alınabilecek Önlemler Nelerdir?
Bulaşıcı hastalıkların seyri insandan insana farklılık gösterebilir. Bu farklılığın temel nedeni her insanın bağışıklık sisteminin hastalık oluşturma potansiyeline sahip virüs, bakteri ya da mantar gibi zararlı etkenlere verdiği cevabın farklı olmasıdır.
Human papilloma virüsü ile insanlar, hayatın çeşitli dönemlerinde karşılaşması normal olarak kabul edilir. Karşılaşma anında temas eden bölgedeki deri bütünlüğünün bozulmasına neden olabilecek çizik ya da kesikler, HPV virüsünün bulaşmasını için kolaylaştırıcı etki gösterebilir.
Genital bölgede siğil gelişimi ile seyreden bazı HPV tipleri sadece cinsel temas yoluyla bulaşma eğilimindedir. Bu şekilde bulaşan HPV virüsünün bazı tiplerinden aşılanma ile korunmak mümkündür.
HPV virüsünün insandan insana veya bir insanda vücudun diğer bölgelerine bulaşmasının engellenmesi için başvurulabilecek bazı uygulamalar mevcuttur:
- El hijyenine önem vermek,
- Yaralanma sonrası o bölgenin temizliğinin iyi yapılması ve mikroplardan arındırılması,
- Başka insanların siğilleri ile temas etmemek,
- Oluşan siğilin kaşınmaması ve kuru tutulması,
- Tıraş bölgelerinde yer alan siğillerde siğil çevresini sakınmak.
Siğil ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için web sitemizde yer alan iletişim formunu kullanabilirsiniz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.