Romatizma, vücudun kendi bağışıklık sisteminin kemik, tendon, bağ ya da kas gibi dokulara saldırmasıyla oluşan bir otoimmün hastalıktır. Artrit ise eklem kireçlenmesidir ve vücudun bağışıklık sistemi ile ilişkili değildir.
Romatizmal Hastalıklar Nelerdir?
Romatizmal hastalıkların altta yatan nedenleri arasında genetik etkenler olabildiği gibi sigara, çevre kirliliği ya da enfeksiyonlar gibi farklı faktörler de yer alır. Kas-iskelet sistemi hastalıkları halk arasında genellikle romatizmal hastalıklar olarak bilinir. Bu hastalıklarının birçok alt türü vardır. Ortak belirtileri arasında eklem ağrıları, eklemlerde sertlik, yanma ve kızarıklık hissi gibi belirtiler bulunur.
Kas İskelet Sitemi Hastalıklarının Alt Tipleri Nelerdir?
Kas-iskelet hastalıklarının 200'den fazla alt tipi vardır. En sık rastlanılanları şunlardır:
- Osteoartrit (dejeneratif yani yıpranmaya bağlı eklem hastalığı)
- Romatoid artrit (RA)
- Lupus (vücuttaki birçok organ sistemini tutar)
- Ankilozan spondilit (detaylı bilgi için bkz. Ankilozan spondilit)
- Psöriatik artrit (sedef hastalığının eklemleri tutması sonucu gelişir)
- Gut
- Skleroderma
- Septik artrit (mikropların yol açtığı eklem hastalığı)
- Çocukluk romatizması (juvenil idiyopatik artrit)
Romatizmal Ağrılar Nelerdir?
Romatizmal ağrılar kaslarda meydana gelir. Artrit ağrıları ise eklemlerden kaynaklanan ağrılara verilen isimdir. Romatizmal hastalıklar, hem eklem (artrit) ve hem de kas (yumuşak doku) kaynaklı hastalıkların ortak adıdır. Romatizmal ağrılar sıklıkla osteoartrit, romatoid artrit, gut ve yumuşak doku romatizmalarının habercisidir. Bu ağrılar genellikle serttir, sızlar ve rahatsızlık verirler. Hastanın hayat kalitesini düşürürler.
Romatizmal hastalıklar çok farklı alt türlere sahiptir. Bu nedenle farklı şikayetlerle ve belirtilerle ortaya çıkabilirler. Eklemlerde meydana gelen iltihaplar en belirgin bulgulardandır. Eklemlerdeki bu iltihaplara artrit adı verilir ve kas-iskelet hastalıklarının en belirgin bulgusudur. Artritin yanı sıra ateş, kas ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de romatizmal hastalıkların belirtilerindendir.
- Sabahları yoğun bir şekilde hissedilen eklem ağrısı ve tutukluğu,
- Hareketsizlikle beraber artan, özellikle el ve ayak eklemlerinde ağrı ve tutukluk,
- Sabahları yoğun bir şekilde hissedilen bel ağrısıdır.
- Vücudun her iki tarafındaki aynı eklemlerde ağrı (örneğin her iki bilekte ya da her iki dizde),
- Göz ya da akciğer gibi organlarda sorunlar,
- Eklemlerde sertlik,
- Halsizlik,
- Saç dökülmesi,
- Güneş ışığına duyarlılık,
- Soğukta beyazlaşan, morlaşan eller,
- Omurgaya doğru ilerleyen bel ağrısı,
- Kas ağrıları,
- Ciltte döküntüler,
- Fiziksel aktiviteyle ve hareketle azalan ağrılar,
- Göz ve ağız kuruluğu,
- Gözde yanma ve kızarıklık,
- Ani, özellikle gece meydana gelen eklem ağrı atakları.
Romatizmal hastalıklar genellikle zannedildiği gibi yalnızca yaşlılarda görülmez. Yine aynı şekilde genel kanının aksine yalnızca kadınlarda görülmez. Erkeklerde sıklıkla rastlanan romatizman hastalıklar da vardır. Örneğin; Lupus, kadınları olduğu kadar erkekleri de aynı oranda etkileyen bir hastalıktır. Romatizmal hastalıkların önemli bir kısmı 20 ila 50 yaş arasında ortaya çıkar.
İleri yaşlarda görülen romatizmal hastalıklar olduğu gibi, çocukluk çağında görülen türleri de vardır. Özellikle genç yaşlarda başlayan romatizmal hastalıkları işaret eden herhangi bir şikâyet ve belirti önemsenmeli ve zaman geçirmeden bir romatoloji uzmanına başvurulmalıdır.
Romatolojik Hastalıklarda Yapılan Tetkik ve Uygulamalar Nelerdir?
Romatizmal hastalıklarının tanısında tek bir test ya da yöntem yeterli değildir. Romatizmal hastalıkların tanısında fiziki muayenenin yanı sıra sıklıkla rutin kan tetkikleri ve görüntüleme tetkikleri uygulanır. Kan tahlillerinin yanı sıra her hastalığa özgü olarak tanımlanan antikor testleri de sıklıkla uygulanır. Bu testlerle vücudun bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine karşı ürettiği antikorlar incelenerek romatizmal hastalığın tanısı konulur.
Genetik faktörlerin neden olduğu durumlarda genetik analizlerden yararlanılır. İleri görüntüleme yöntemleri ile hasarlı bölge taranabilir. Görüntüleme yöntemleri düz grafiler, ultrasonografi, manyetik rezonans cihazlarıyla taramayı içerir. Yine gerekli durumlarda eklemlerden eklem sıvısı (sinovyal sıvı) alınarak mikroskopla incelenir. Tanı konması için ciltten, tükürük bezinden ve sinir gibi dokulardan biyopsi ile parça alınabilir.
Romatizmal Hastalıkların Tedavisinde Amaç Ne Olmalıdır?
İltihabi romatizmal hastalıkların bir kısmı tamamen iyileşmekle beraber büyük bir kısmı da iyileşme ve alevlenmelerle seyredebilir. Tedavide amaç genellikle hastalığın yaşam kalitesini koruyacak derecede iyi yönetilmesidir.
Genellikle hastalığın belirtilerinin hafifletildiği, hastalığın ilerlemesi ve ek tutulumlarının engellendiği, hastanın fiziksel ve psikolojik durumunun iyileştirildiği ve hayat kalitesinin yükseltildiği bir tedavi planı amaçlanır. Tedavi bu nedenle çoğunlukla uzun sürelidir. Kimi durumlarda ömür boyu sürebilir. Bu nedenle, tedavi yönetiminde hasta ve uzman hekimin tedavi takibi ve sürdürmesinde uyum olukça önemlidir.
Romatizmal Hastalıkların Tedavisinde Yenilikler Nelerdir?
Romatizmal hastalıkların tedavisinde ilaç tedavisi, fizik tedavi ve cerrahi tedavide kullanılan üç ana yöntemdir.
Romatizmal hastalıklarda tedavide geleneksel olarak kullanılan ilaçlar başlıca şunlardır:- İltihap önleyici ve ağrı kesici özelliklere sahip, steroid-olmayan anti-enflamatuvar ilaçlar
- Eklem hasarını ve iltihabı önleyici steroidler (kortizol gibi)
- Hasarı önleyen ve yavaşlatan hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaçlar.
Günümüzde sıklıkla kullanılan bu temel antiromatizmal ilaçların yetersiz kaldığı hastalarda yeni biyolojik tedaviler ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Biyolojik tedaviler vücudun eklem ve kas dokularında oluşturduğu hasarı önlemek için vücudun verdiği tepkiyi yönetmeye yönelik ilaçlardır.
Bu tedavi yöntemi de diğer yöntemler gibi uzman doktor tarafından takip gerektirir. Uygulama, hastanın evde kendisine cilt altından aşı şeklinde olabilir. Kimi durumlarda ise hastane ortamında ayaktan tedavi ünitesinde serum tedavisi şeklinde de uygulanabilir.
İlaçla tedavinin yanı sıra, hastanın şikayetlerinin azaltılmasında kullanılan bir diğer yöntem de fizik tedavidir. Bu yöntemle, hastanın günlük hayatta daha rahat hareket etmesini sağlayacak fiziksel aktiviteler önerilir. Bu egzersizlerle eklemlerdeki ya da ağrı bölgelerindeki şikayetlerin azaltılması amaçlanır.
İlaçların yeterli olmadığı, hastalığı geriletmediği ve ağrıları hafifletmediği durumlarda hekim, cerrahi operasyon önerebilir. Bu operasyonlarla hasarlı eklem çevresindeki tendonların onarılması mümkündür. Ayrıca hasarlı bölgeden; kalça, diz, dirsek, bilek veya parmaklardan eklem sıvısı alınarak tedavi sağlanabilir. Hasarlı eklemin protezle değiştirilmesi ya da bunun mümkün olmadığı durumlarda eklem sabitleme ameliyatları da tedavi yöntemleri olarak kullanılabilir.
Diğer tüm hastalıklar gibi romatizmal hastalıkların da erken tanı ve tedavisi; hastalığın yönetiminde, gerilemesinde ve belirtilerin hafifletilmesinde önemlidir. Erken ve uygun tedavi ile gelişebilecek eklem bozukluklarının ve sakatlıklarının önlenebilmesi mümkün olabilmektedir. Tüm vücuda yayılan, sistemik tutulum gösteren hastalıklarda ise, erken tanı ve hastalığın tedavisi doğrudan sağ kalım süresini uzatmaya yöneliktir.
Romatizmal ağrılar her yaştan bireyde görülebilir. Ortaya çıkan bir ya da birden çok belirtinin göz ardı edilmeden en kısa sürede bir uzman romatolog tarafından değerlendirilmesi, hastalığın yönetimi ve hayat kalitesini yükseltme açısından oldukça önemlidir.