Böbreklerden idrarın dışarı atıldığı bölgeye kadar uzanan idrar yollarının herhangi bir bölgesinde gelişen enfeksiyon, idrar yolu enfeksiyonu olarak adlandırılır.
İdrar Yolu Enfeksiyonu Nedir?
İdrar kanalının kadın ve erkeklerdeki yapısı farklıdır ve kadınlarda bu kanal çok daha kısa olduğundan dışarıdan mikroorganizmaların girişine çok daha açıktır. Buna bağlı olarak kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları ile erkeklere oranla çok daha sık şekilde karşılaşılır. Her iki cinsiyetten ve her yaştan bireyi, hatta bebekleri bile etkileyen idrar yolu enfeksiyonları zamanında tedavi edilmediği takdirde böbreklere ulaşarak böbrek hasarına kadar varabilen ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle idrar yolu enfeksiyonu belirtileri hakkında bilgi sahibi olmak ve bu belirtilerin hissedilmesi halinde sağlık kuruluşlarına başvurmak önem taşır.
Böbrekler, üreterler, mesane (idrar kesesi) ve üretradan oluşan idrar yollarının herhangi bir bölümünde görülen iltihaplanma, idrar yolu enfeksiyonunun söz konusu olduğu anlamına gelir. Bu enfeksiyonlar arasında en yaygın olarak görüleni sistit olarak adlandırılan mesane enfeksiyonudur.
Anatomik yapı nedeniyle kadınlarda çok daha sık görülen idrar yolu enfeksiyonu, bazı kadınlarda tekrarlayan ataklar şeklinde gerçekleşebilir. Erkeklerde görülmesi yine anatomik yapıdan kaynaklı olarak çok beklenen bir durum değildir. Fakat özellikle yatalak ya da ameliyat olmuş hastalarda sonda takılması sonucunda veya prostat, idrar yollarında taş oluşumu gibi farklı bir ürolojik hastalığın varlığı halinde erkeklerde de idrar yolu enfeksiyonlarına rastlanabilir.
İdrar yolu enfeksiyonları, enfeksiyonun gerçekleştiği bölgeye göre farklı şekillerde isimlendirilir. Böbreklerin iltihabı piyelonefrit, üreterlerin iltihabı üretrit, mesanenin iltihabı ise sistit olarak adlandırılır. Bunlar akut olarak gerçekleşebileceği gibi sürekli tekrarlayarak kronikleşebilir. Özellikle kronik sistit bunlar arasında çok sık görülenlerden bir tanesi olup mesanenin kronik inflamatuar hastalığı olarak tanımlanabilir. Kronik sistit hastalarında sürekli olarak idrara çıkma isteği belirgin olarak görülür. İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri yaşayan kişilerde öncelikle enfeksiyonun hangi bölgede olduğu belirlenmeli, ardından enfeksiyonu önleyici ilaç tedavileri başlatılmalıdır.
İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir?
İdrar yolu enfeksiyonu hafif şiddette olması halinde hastalarda herhangi bir belirti ve olumsuzluğa neden olmayabilir. Özellikle su tüketimi fazla olan hastalarda hafif şiddetteki idrar yolu enfeksiyonları genellikle belirti vermez. Hastalığın fark edilmemesi ve tedavisinin gecikmesi ile şiddetlenmesi halinde belirtiler görülmeye başlar veya belirginleşir.
En sık görülen idrar yolu enfeksiyonu belirtileri arasında şunlar yer alır:- Sık idrara çıkma,
- İdrar yaparken ağrı ve yanma hissi,
- Karnın alt bölgesinde ağrılar,
- İdrarın bulanık ve kötü kokulu olması.
Yukarıda verilen belirtiler genellikle hafif enfeksiyonlarda ve özellikle de sistitte söz konusu olan belirtilerdir.
Daha şiddetli enfeksiyonlarda, özellikle de böbreklerin etkilenmesi halinde şu belirtiler görülmeye başlayabilir:- Yüksek ateş,
- Üşüme ve titreme,
- Mide bulantısı ve kusma,
- İdrarda kan görülmesi (hematüri),
- Bel boşluğunda ağrı,
- Halsizlik ve yorgunluk.
İdrar yolları enfeksiyonu belirtileri yaşayan hastalar mümkün olduğunca erken evrede sağlık kuruluşlarına başvurmalı, bu hastalarda tam idrar testi yapılarak enfeksiyona yönelik gerekli araştırmalar yapılmalıdır.
İdrar Yolu Enfeksiyonu Nedenleri Nelerdir?
İdrar yolu enfeksiyonları, cinsel organın bakterilere maruz kalması nedeniyle gerçekleşir. İdrar kanalı kısa olduğundan kadınlarda bu bakteriler mesaneye ve böbreklere çok daha kolay bir şekilde ulaşabilir.
İdrar yolu enfeksiyonuna neden olan faktörlerden bazıları şunlardır:- Ortak tuvaletlerin kullanımı,
- Tuvalet sonrası temizliğin doğru yapılmaması,
- İdrar yollarının yapısal anomalileri,
- İdrar yollarındaki tıkanıklıklar,
- Bağışıklık sisteminin zayıf olması,
- Sonda kullanımı,
- Cinsel olarak aktif olmak,
- Diyafram ve spermisid kullanımı gibi doğum kontrol yöntemlerinin uygulanması,
- Çocuklarda bebek bezi, yaşlılarda ve yatalak hastalarda hasta bezi kullanımı,
- Gebelik ve menopoz sonrası dönemde olmak,
- Diyabet hastalığı,
- Erkeklerde prostat büyümesi, mesane ve böbrek taşları gibi sorunların varlığı,
-
Şeker hastaları hem idrardaki yüksek şeker içeriğinin enfeksiyonlara yatkın bir ortam oluşması hem de zayıf bağışıklık sistemine sahip olmaları nedeniyle idrar yolu enfeksiyonlarına yakalanma konusunda diğer bireylere oranla çok daha fazla risk altındadır. Gebelik sürecindeki kadınlarda özellikle de son trimesterde idrar akımında ortaya çıkan bozulmalara bağlı olarak kısmen idrar yolu tıkanıklıkları ortaya çıkabilir.
Bu durum hem değişen hormonal dengeler hem de rahimin idrar yolları üzerinde oluşturduğu baskıdan kaynaklanır. İdrar yolu enfeksiyonları aynı zamanda hamile kadınlarda erken doğuma da yol açabilmesi nedeniyle erken dönemde dikkatli bir şekilde tedavi gerektirir. Menopoz sürecinde ve menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda östrojen hormonu seviyelerinin düşmesi idrar yollarında bakteri üremesini kolaylaştırır. Buna ek olarak vajinal salgıların azalmasına bağlı oluşan kuruluk nedeniyle de menopoz sonrası kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları daha sık görülür. Çocuklarda ise idrarın uzun süre tutulması enfeksiyon oluşumuna neden olan faktörlerden bir tanesidir.
İdrar Yolu Enfeksiyonu Teşhisi Nasıl Konulur?
İdrar yolu enfeksiyonuna ilişkin belirtilerle sağlık kuruluşlarına başvuran hastalarda enfeksiyonu teşhis etmenin en kolay ve güvenli yolu tam idrar testinin yapılmasıdır. Belirtilerle başvuran hastalara ek olarak bebeklik ve çocukluk döneminde nedeni açıklanamayan ateş, idrarda kötü koku, iştahsızlık, kusma ve huzursuzluk gibi durumların varlığında da idrar yolu enfeksiyonu ihtimali göz önünde bulundurularak idrar testi yapılmalıdır.
İdrar yolu enfeksiyonlarının, böbrek hastalıklarının ve idrarda belirti veren bazı diğer hastalıkların araştırılmasında sıklıkla kullanılan tam idrar testlerinde idrar örneği renk, koku, bulanıklık, yoğunluk, berraklık açısından değerlendirilir, kimyasal ve mikrobiyolojik açıdan analiz edilir.
- Renk açık sarı ve görüntü berrak,
- Bilirubin, glikoz, protein ve keton negatif,
- Dansite 1001 ve 1030 aralığında,
- pH 4,6 ile 8,0 aralığında olmalıdır.
İdrarın berrak olmaması, içerisinde bakteri ve lökosite rastlanması idrar yolu enfeksiyonu ihtimalini yükseltir. Bu durumlarda idrar kültürü alınarak idrarda enfeksiyon olup olmadığı ve var ise enfeksiyona neden olan mikroorganizma türü net bir şekilde tespit edilebilir ve buna yönelik olarak tedavi başlatılabilir.
Ek olarak tam idrar testinde bilirubine rastlanması sarılık ve karaciğer hastalıklarını, glikoza rastlanması diyabet hastalığını, proteine rastlanması böbrek hastalıklarını, ketona rastlanması ise uzun süreli açlık, diyabet veya enfeksiyon hastalıklarının varlığı gibi ihtimalleri öne çıkarır ve daha ileri araştırmaların yapılmasını gerektirebilir.
İdrar Yolu Enfeksiyonu Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
İdrar yolu enfeksiyonu teşhis edilen hastalarda idrar kültürü yapılarak enfeksiyona yol açan bakteri türü belirlendikten sonra bu mikroorganizma üzerinde etkili olan ilaç tedavileri uygulanabilir. Enfeksiyonun şiddeti belirlenerek böbreklerin etkilenip etkilenmediği mutlaka tespit edilmeli, tedavi planı buna göre şekillendirilmelidir.
Bunun yanı sıra ateş, şiddetli ağrı gibi olumsuzluklar söz konusu ise bunlara yönelik olarak semptomatik ilaç tedavileri de önerilebilir. Bazı hastalarda idrarda kan görülmesi (hematüri) söz konusu olabilir. Hematüri ağır idrar yolu enfeksiyonları, böbrek hastalıkları, prostat büyümesi, mesane ve böbrek taşları, kullanılan bazı ilaçlar, aşırı egzersiz ve böbrek travmaları, tümörleri gibi durumlara bağlı olarak ortaya çıkabilen bir durumdur.
Bazı durumlarda ise tüketilen yiyeceklerin içerisinde yer alan bazı boyalar ve pancar gibi renkli besinlerin tüketimine bağlı olarak da idrar renginin kırmızıya dönmesi söz konusu olabilir. Dolayısıyla hematüri mutlaka idrar testi yapılarak teyit edilmeli, idrar testinde doğrulanması halinde nedenine yönelik daha ileri araştırmalar yapılmalıdır.
İdrar Yolu Enfeksiyonuna Ne İyi Gelir?
İdrar yolu enfeksiyonu teşhisi alan hastalarda medikal tedaviye ek olarak hastaların kendi kendilerine almaları gereken bazı önlemler de söz konusudur. Süpürme yolu ile idrar yollarındaki enfeksiyonların iyileştirilmesine önemli ölçüde katkıda bulunan su, günlük olarak en az 2-2,5 litre tüketilmelidir. İdrar yapma isteği kesinlikle ertelenmemeli ve sık sık idrara çıkılmalıdır. İdrar yolu enfeksiyonundan korunmak ve tedavi sonrası tekrarlanmasını önlemek için cinsel ilişki sonrasında, banyo ve havuz kullanımı sonrasında, denize girildikten sonra idrara çıkılmalıdır.
Tuvalet sonrası temizlik vajinadan anüse doğru yapılmalı, böylelikle anüsteki mikroorganizmaların idrar yollarına ulaşmasının önüne geçilmelidir. İçeriği bilinmeyen genital bölge temizleyici ürünler kullanılmamalı, genital bölge temizliği yalnızca su ile yapılmalıdır.
Özellikle kadınlarda küvette yapılan banyoların yerine ayakta duş alma tercih edilmelidir. Yaban mersini, maydanoz gibi bazı bitkilerin idrar yolu enfeksiyonunun iyileştirilmesine katkıda bulunduğu bilinse de bunlar tek başına tedavi amaçlı kullanılmamalı, hekime başvurulduktan sonra verilen medikal tedaviye ek olarak tercihe göre bu besinler tüketilmelidir.