Arama

Üzgünüz, Aradığınız Sonuç Bulunamadı

Aramanızla eşleşen herhangi bir sonuç bulunamadı, lütfen arama terimlerinizi değiştirerek tekrar deneyiniz.

Menopoz Nedir? Menopoz Beliritleri Ve Tedavisi

image

Kadınlarda üreme dönemi, ergenlikte âdet görülmesiyle başlar ve menopoz döneminde sona erer. Kadının 12 ay süresince hiç âdet görmemesiyle başladığı kabul edilen menopoz, çoğunlukla 44 ila 55 yaşları arasında görülür. Ancak menopozun başlangıcı, bu yaş aralığından önce ya da sonra da gerçekleşebilir.

Menopoz Nedir?  Dönemleri Nelerdir?

Kadın hayatında son derece önemli bir yere sahip olan menopoz dönemi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO, DSÖ) tarafından, yumurtalık faaliyetlerinin sona ermesiyle âdet döngüsünün kalıcı olarak kesilmesi olarak tanımlanır. Kişinin menarş (ilk âdet kanaması) yaşıyla alakası bulunmayan menopoz döneminin başlangıç yaşı, çoğunlukla genetik ve çevresel faktörler ile bağlantılıdır. 

Premenopoz, menopoz ve postmenopoz olarak üç farklı döneme ayrılan menopoz, sıcak basması, gece terlemesi, vajinal kuruluk, libido azalması, cilt kuruluğu gibi belirtilere yol açar. Menopoz belirtilerine geçmeden önce menopozun ne olduğu iyi anlaşılmalıdır.

Her kadın belirli bir yumurta rezerviyle dünyaya gelir. Farklı bir deyişle kadın vücudu üreme hücresi olan yumurtayı üretemez. Ergenlik döneminden itibaren artan hormonların etkisiyle her ay düzenli olarak oluşan âdet siklusu boyunca kadın yumurtalarının içinde bulunduğu foliküllerin bir kısmı olgunlaşır. 

Olgunlaşan yumurtaların en sağlıklı olanı, rahim ile yumurtalıklar arasında bir köprü vazifesi gören fallop tüplerine atılırken diğerler föliküller söner ve işlevsiz olan bu yumurtalar vücut tarafından emilir. Yumurtalık foliküllerindeki bu azalma aynı zamanda östrojen hormonunun azalmasına yol açar. Östrojene ek olarak, progesteron, testosteron, FSH, (folikül uyarıcı hormon) ve LH (luteinize edici hormon) hormonlarında da azalma olur.

Zincirleme devam eden bu olayların sonucunda âdet kanaması kesilir ve doğurganlık da böylece sona ermiş olur. Kadın hayatındaki önemli dönemeçlerden biri olan menopoz dönemi, âdetin kesilmesi ve doğurganlığın sona ermesi olarak tanımlanabilir. Ancak menopoz başlangıcından bahsedilebilmesi için kişinin bir yıl boyunca âdet kanaması görmemesi gerekir. Genellikte 44 ila 55 yaşları arasında olması beklenen menopoz döneminin ne zaman başlayacağı çoğunlukla kişinin genetik özelliklerine bağlıdır. 

Genetik yapının yanı sıra, ırk, kötü beslenmek, doğum sayısı, geçirilen operasyonlar, radyoterapi, kemoterapi, sigara kullanımı, vejetaryen diyet uygulamak, aşırı zayıf olmak ve sosyoekonomik düzey de menopoz yaşının düşmesinde rol oynayan etkenler arasında yer alır. Menopoz süreci üç farklı dönemde incelenir.
 

Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı sınıflandırmaya göre menopoz üç ayrı döneme ayrılır:
  • Perimenopoz: Kişinin menopoza yaklaştığına dair belirtilerin görüldüğü döneme perimenopoz denir. Menopoz öncesi dönem olarak da tanımlanabilen bu süreç, kişinin son âdet döneminden önceki yıllarda başlar. Yumurtlamanın devam ettiği bu dönemde yumurtalarının işlevi azalır. Bu süreçte kişi düşük ihtimalle de olsa gebe kalabilir. Çoğunlukla 4 yıl süren perimenopoz dönemi, kişinin 12 ay boyunca âdet görmemesinin ardından son bulur ve ardından menopoz dönemi başlar.
  • Menopoz: Son görülen âdet kanamasının üzerinden 12 ay geçmesiyle başlayan menopoz döneminde kadın yumurtalıkları işlevini kaybeder. Buna bağlı olarak doğurganlık da son bulur.
  • Postmenopoz: Menopozdan sonraki yılların tanımlanması için kullanılan postmenopoz döneminde, menopoz belirtileri azalır. Ancak bu dönemde kişi, osteoporoz (kemik erimesi) ve kalp hastalıkları gibi pek çok farklı sağlık sorunu bakımından yüksek risk altındadır. Bu dönemde hekim kontrolünde ilaç kullanılması ve yaşam tarzı değişikliklerinin yapılması önerilir.

Menopoz Belirtileri Nelerdir?

Kişi menopoza gireceğini vücudunda oluşan belirtilerden yola çıkarak anlayabilir. Âdet dönemlerinin ağırlaşması ya da uzamaya başlaması ve bu dönemlerin düzensizleşmesi, kişinin menopoza gireceğinin habercisidir. Menopoz döneminde kişide fiziksel ve psikolojik pek çok değişiklik oluşur. 

Ateş basması, gece terlemesi, çarpıntı, baş dönmesi, bağ ağrısı, hâlsizlik, memelerde hassasiyet, kas ve eklem ağrıları, uyku bozuklukları, iştah artışı, vücut tüylerinde artış, kilo artışı, cinsel organlarda çekilme (atrofi), öksürme sırasında idrar kaçırma, vajinal kuruluk ve cinsel ilişki sırasında ağrı, yaygın olarak görülen fiziksel değişimlerdir. Kişinin yaşlandığını düşünmesine yol açan bu durumun yaşlılıkla bir bağlantısı yoktur. Çoğunlukla psikolojik olan bu değişime kaygı bozukluğu, depresyon, unutkanlık, öfke nöbetleri, konsantrasyon eksikliği, cinsel istekte azalma ve basit durumlar karşısında aşırı ağlama gibi belirtiler de eşlik edebilir.

Menopoz döneminde oluşan östrojen azlığı, vulva, (dış genital organlar) vajen ve üretrada küçülme olur. Bu küçülmeye bağlı olarak, vulvada kaşıntı, sık idrara çıkma, idrar kaçırma, idrar torbasında sarkma, rahim sarkması, kabızlık ve ağrılı cinsel ilişki şikayetleri görülebilir. Koltuk altı ve genital bölge tüylerinde azalmaya yaşanırken, yüz, çene, dudak ve göğüs bölgesinde tüylenme olabilir. 

Menopoz döneminde metabolizma hızının yavaşlaması, kişinin kilo almasına yol açabilir. Ayrıca menopozda damar sertliği, hipertansiyon gibi kalp hastalıklarının riski de artar.

Menopoz Döneminde Psikoloji Neden Önemlidir?

Söylemesi kolay ama yaşaması zor bir dönem olarak bilinen menopoz, yumurtalıkların fonksiyonlarını büyük ölçüde kaybetmesi sonucu adet kanamalarının bitmesiyle kadınlarda görülen bir dönemi ifade etmektedir. 

Genelde kadınların 45- 50 yaşlarında görülen menopoz döneminde, artık yumurtlama olmadığı için gebelik oluşmaz. Bu durum yaşla beraber azalan hormonal seviyeler ve azalan yumurta sayısıyla ilgilidir. Menopozdan önceki süreçte ara kanamalar, uzun kanama dönemleri ve akıntılarla buna eşlik edebilecek sıcak ve ateş basmaları, göğüslerde hassasiyet, ruhsal değişiklikler ve adet arasının uzaması gibi durumlarla karşılaşılabilir. 

Menopozda östrojen çok azaldığından dolayı rahim içi kalınlığı oldukça incelir. Bu nedenle doktorlar bu bölgeyi mutlaka takip etmek isterler. Buradaki değişiklikler menopoza geçiş döneminde ultrasonla görülebilir ve tedavi gerektirici bazı hastalıklara işaret edebilir. Bu dönemde yumurtalar artık folikül üretmeyeceklerdir. Dolayısıyla menopoza girdikten sonra yumurtalıklarda gelişen kistlere anormal olarak bakılmaktadır. 

Menopoza geçiş sürecinde yumurtlamanın düzensizleşmesinden dolayı yumurtalarda fonksiyonel kist gelişimi oldukça sık görülür. Bazen de yumurtaların gelişmesi ancak çatlamamasına bağlı olarak da kist görülebilir. Bu tip fizyolojik kistlerin önemli bir bölümü takip edilir ve zaman içinde kaybolur. Yaş ilerledikçe daha sık görülmeye başlanan rahimdeki urlar yani myomlar menopozdan önceki dönemde hormon seviyelerini bağlı olarak büyüme gösterebilirken menopozdan sonra bunlarda kesinlikle bir büyüme saptanmaz.

Bu nedenle doktorunuz menopoz döneminde daha önceki urları mutlaka ultrasonla takip eder. Genelde menopoz dönemindeki ur büyümeleri iyi olarak karşılanmaz. Mutlaka değerlendirilme gerektirir. 

Değişime Hazırlıklı Olun

Kadın genital organları östrojene çok duyarlı olduğundan ve menopoz döneminde östrojen çok azaldığından dolayı genital bölgede incelme ve tahrişe açık bir durum meydana gelir.

Bu durum hem cinsel temasta sorun yaratırken bazı kadınlarda idrar kaçırma ve idrara sık çıkma gibi bazı problemlere de yol açar. Bu tip şikayetler çok doğum yapan kadınlarda daha fazla görülmekle beraber kadının doku yapısına bağlı olarak hiç doğum yapmamış kadınlarda da görülebilir.

Böyle bir durum geliştiğinde lokal östrojen gibi bazı tedavilerle bu duruma çözüm bulunabilmektedir. 

Cinsel temas sırasında vajina çok kuru oluyorsa doktorunuz tarafından önerilen nemlendiriciyi kullanın. Menopoz döneminde kilo alınabilir. Bu nedenle beslenmenize dikkat edin.


Menopozda uykusuzluk ve huzursuzluk görülür. Bu durumun bir geçiş dönemi nedeniyle olduğunu unutmayalım.

Yaşam Tarzınızda Değişiklikler Yapın

Menopozdaki tüm klinik değişikliklerin dışında bu döneme ciddi bir duygusal stres de eklenir. Bu nedenle kendinizi semptomların yani şikayetlerinize göre kontrol altında tutmaya çalışmak iyi olacaktır. Ateş basmaları ve gece terlemeleri gibi problemler yaşadığınız ortamdaki sıcaklığı değiştirerek ya da daha serin yerlerde bulunarak azaltılabilir. 

Menopoz döneminde kendinizi rahatsız ve stres altında hissedebilir veya uykularınızın bozulduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bu durumun bir geçiş dönemi nedeniyle olduğunu ve sağlığınızın özellikle de kendinizi iyi hissetme halinin düzeleceğini unutmayın. Sizin bu döneme kafaca hazırlanmanızın, yaşam şeklinizde değişiklikler yapmanızın uygun olacağını ve sorunlarınızın çözülebileceğini akılınızda bulundurun.

Erken Menopoz Nedir?

40 yaşından önce görülen menopoz erken menopoz olarak tanımlanır. Yumurtalık fonksiyonlarının görülmediği bu dönemde kişi doğurganlığını kaybeder. Menopoz dönemi belirtileri, erken menopoza giren kadınların bir kısmında çok daha şiddetlidir. Erken menopoz doğal bir şekilde oluşabileceği gibi cerrahi müdahalelere bağlı olarak da oluşabilir. 

Cerrahi operasyonlara bağlı olarak gelişen menopoz türü, cerrahi menopoz olarak tanımlanır. Rahim ve yumurtalıkların alınması, yumurtalıkların hasar görmesine yol açan pelvik yaralanmalar, tümör tedavisinde kullanılan ilaçlar, rahim ve yumurtalıkların radyasyona maruz kalması gibi nedenler kişinin, erken menopoza girmesine sebep olabilir.

Geç Menopoz Nedir?

Kişinin 51 yaşında olmasına rağmen hala âdet görüyor olması ise geç menopoz olarak adlandırılır. Bu durumda kişi gebe kalabileceğinden, cinsel ilişki sırasında korunmaya devam etmelidir. 

Kişinin menopoza girmemesi çoğunlukla genetik etkenlerden kaynaklansa da tiroit, obezite, yüksek östrojen seviyesi gibi nedenler de geç menopoza neden olabilir. Kişinin 51 yaşından büyük olmasına rağmen düzenli olarak âdet görmeye devam etmesi durumunda sağlık kontrollerini yaptırması önerilir.

Menopoz Tanısı Nasıl Koyulur?

Kişide menopoz belirtileri görülmesi durumunda hekime giderek muayene olması gerekir. Hekim, öncelikle hastanın öyküsünü dinler ve âdetin üçüncü gününde, kan düzeyindeki LH ve FSH hormonlarının ölçülmesi için laboratuvar testi yapılmasını ister. 

Âdet düzensizliği olan kadınlarda FSH düzeyi, 40 pg/ml ve üzerinde bir değerdeyse kişiye menopoz tanısı koyulur. FSH düzeyinin 25 ila 39 pg/ml aralığında olması, kişinin premenopoz döneminde olduğunu gösterir. Hekim âdet düzensizliğine neden olan farklı bir hastalığın araştırılması için ek tetkikler isteyebilir.

Menopoz Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Menopoz, doğal bir süreç olduğundan tedavi edilmez. Ancak kişinin hayat kalitesini arttırmaya yönelik pek çok farklı tedavi seçeneği bulunur. Hormon replasman tedavisi (GRT) bunlardan biridir. Postmenopozal hormon tedavisi (PHT) olarak da bilinen bu tedavi yönteminde kişiye, östrojen ya da östrojen ve progesteron kombinasyonlarından oluşan ilaçlar verilir. 

Osteoporoz ve kalp damar hastalıklarının önlenmesinde etkili olan bu yöntem sayesinde vajinal kuruluk, gece terlemeleri ve sıcak basması gibi menopoz döneminde yaygın görülen belirtiler de azaltır.

Hangi Hastalarda Tedaviye Başlamak Gerekir?

Diğer açılardan sağlıklı, 60 yaşından genç, menopoza yeni girmiş ya da menopozun üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmemiş hastalarda menopoz şikayetlerinin tedavisinde hormon tedavisi en iyi seçenektir. Temelde 3 hasta grubuna tedavinin mutlaka başlanması gerekir: Hastanın şikayetleri yaşam kalitesini bozuyor, günlük aktivitelerini kısıtlıyorsa..

Şikayeti olmasa bile 45 yaşından önce menopoza girmişse Menopoza bağlı ürogenitalatrofi olarak adlandırılan vajende incelme, buna bağlı kuruluk, idrarda yanma, sık idrar yolu enfeksiyonu varsa başlanması  gerekir. Tedaviye mümkün olan en düşük dozla başlanır, şikayetler devam ederse doz artırılır.

Tedavinin Sakıncaları Nelerdir?

Meme ya da dölyatağı kanseri gibi hormon bağımlı kanseri olanlarda, 60 yaş üstündeki hastalarda, menopozun üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmiş hastalarda hormon tedavisine kesinlikle başlanmaz.

Menopoz Döneminde Beslenme ve Egzersizin Önemi

Menopoz döneminde dengeli ve sağlıklı beslenmek önemlidir. Ancak bu dönemde metabolizma yavaşladığından günlük kalori alımını 400 ila 600 kalori arasında azaltmak gerekebilir. Kemik erimesi riskinin azaltılması ve uyku kalitesinin arttırılması için kalsiyum ve magnezyum bakımından zengin gıdalarla beslenilmeli, D vitamini alınmalıdır. Kişinin vücuduna ve kondisyonuna uygun egzersizler ile ruh ve vücut sağlığı korunabilir. Egzersizin yanı sıra, gevşeme teknikleri, nefes egzersizleri gibi ek meditasyon yöntemleri de uygulanabilir.

Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
OP.DR. BÜLENT FAKA
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Gayrettepe
Florence Nightingale Hastanesi
Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. BANU BİNGÖL GÜNENÇ
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Gayrettepe
Florence Nightingale Hastanesi
Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi
OP.DR. TANSEL ÇETİNKAYA
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Kadıköy
Florence Nightingale Hastanesi
Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. SİNAN BERKMAN
Kadın Hastalıkları ve Doğum
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. EBRU DİKENSOY
Kadın Hastalıkları ve Doğum
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. A. CEM İYİBOZKURT
Kadın Hastalıkları ve Doğum
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
UZM.DR. KEMİNE UZEL
Kadın Hastalıkları ve Doğum
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
İletişim Formu
Yukarı Kaydır
loading