Kimyasal gebelik, hamilelik tetkikinin pozitif sonuçlanmasına rağmen sürecin klinik gebeliğe ilerlemediği durumları ifade eder. Biyokimyasal gebelik, preklinik embriyo kaybı ve trofoblast regresyonu olarak da tanımlanan bu durum, genellikle embriyonun uterus (rahim) duvarına yerleşmesinin (implantasyonun) hemen ardından veya gebeliğin ilk 5 haftasında meydana gelen kayıplardır. Kimyasal gebeliğin hamilelik sürecinin henüz başlarındayken meydana gelmesi nedeniyle bazı kadınlar, gebelik sürecinin başladığına dair belirtilerden olan adet gecikmesi veya pozitif gebelik sonucu gibi durumların henüz mevcut olmadığı bu dönemde kimyasal gebeliği farkında olmadan yaşayabilirler. Kimyasal gebelikler, hiçbir zaman ultrasonografide gebelik kesesinin incelenebilir hale geldiği döneme kadar devam etmezler.
Kimyasal Gebelik Nedir?
Kimyasal gebelik, hamilelik sürecinin çok erken dönemlerinde (5 haftalık zaman diliminin öncesinde) ve hemen hemen bir sonraki adet kanamasının meydana geleceği zamanlarda oluşan bir düşük durumudur. Kimyasal gebelikler tüm düşük ile sonuçlanan gebeliklerin yaklaşık olarak %8-33’ünden sorumlu kabul edilir. İn vitro fertilizasyon (tüp bebek) uygulamalarında ise bu oran %18-22 arasında değişkenlik gösterir.
Kimyasal Gebelik Neden Olur?
Kimyasal gebelik bir yalancı gebelik durumu veya hamilelik testinin yanlış pozitif sonuçlandığı bir hadise değildir. Kimyasal gebelik, fetüs ultrasonografide gözlenebilecek duruma gelmeden çok öncesinde gerçekleşir ve kimyasal gebelik sebepleri genetik faktörlerden kaynaklanıyor olabilir. Kimyasal gebelik nedenleri incelendiğinde en sık sebep olarak kromozomal anormallikler ile karşılaşılır.
Kimyasal Gebelik Belirtileri Nelerdir?
Kimyasal gebelik belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebildiği gibi bazı kadınlar oluşan belirtilerin farkında olmadan bu süreci geçirebilirler. Gebeliğin oldukça erken dönemlerinde meydana gelen bu durumda, gebelik sürecinde oluşan belirtiler oluşmaz.
Kimyasal gebelik varlığında oluşabilecek belirtiler şu şekilde özetlenebilir:- Hafif düzeyde karın ağrısı,
- Pozitif sonuçlanan gebelik testinin kısa bir süre ardından negatife dönmesi,
- Adet kanamasının beklenen zamanından bir hafta önce hafif şiddette olması,
- Pozitif gebelik testinin ardından vajinadan kanama meydana gelmesi,
- Kan tetkiklerinde hCG hormonu seviyesinde düşüklük olması. Gebelik hormonu seviyesinin kimyasal gebeliklerde düşük olması nedeniyle kişilerde halsizlik ve bulantı gibi erken gebelik belirtilerinin oluşması beklenmez. Kimyasal gebelik kişinin vücudunda fiziksel olarak herhangi bir olumsuz etkiye neden olmasa da duygusal açıdan kişiyi bir miktar yıpratabilir.
Gebelik hormonu seviyesinin kimyasal gebeliklerde düşük olması nedeniyle kişilerde halsizlik ve bulantı gibi erken gebelik belirtilerinin oluşması beklenmez. Kimyasal gebelik kişinin vücudunda fiziksel olarak herhangi bir olumsuz etkiye neden olmasa da duygusal açıdan kişiyi bir miktar yıpratabilir. Gebelik sürecinin ne zaman sonlandığından bağımsız olarak henüz başlangıç aşamasındaki bir hamileliğin kaybı bile kişinin derin bir üzüntü duyması ile sonuçlanabilen bir durumdur.
Kimyasal Gebelik Nasıl Anlaşılır?
Kimyasal gebeliklerde gebelik kesesi ultrasonografide görülebilecek büyüklüğe ulaşamaz dolayısıyla kimyasal gebeliğin anlaşılması için kan tetkiklerinden faydalanılır. Klinik gebelik durumunda ise kimyasal gebelikten farklı olarak fetüsün kalp atımlarının gözlenmesine ek olarak çeşitli gebelik yapıları da tespit edilebilir. Kimyasal gebeliklerin bazılarında kanda bakılan hCG hormonu düzeyi tespit edilebilecek seviyesinin çok altında olabilir. Bazı kimyasal gebeliklerde ise başlangıçta ölçülen hormon seviyesinde zaman içerisinde bir düşüş meydana gelir. Klinik gebelik durumlarında ise hCG hormonu hem tespit edilebilir düzeydedir hem de zaman içerisinde düzeyinde bir artış oluşur.
Kimyasal Gebelik Ne Zaman Olur?
Kimyasal gebelik her zaman olabilir ancak çeşitli faktörler bu durumun gelişimini kolaylaştırıcı etki gösterebileceği için bilinçli olunmalıdır. İleri anne yaşı kimyasal gebelik gelişiminde önemli bir risk faktörüdür. Özellikle 35 yaş ve üzerindeki kadınların gebeliklerinde fetüste görülebilecek kromozomal anormallik riskinde bir artış söz konusu olduğu için kimyasal gebeliğe karşı bir yatkınlıktan da söz edilebilir. Düşük gelişimine baba yaşının etkisi henüz tam olarak aydınlatılabilmiş bir konu olmasa da yapılan çeşitli çalışmalar baba yaşının artışı ile kimyasal gebelik oluşma riskindeki artışın ilişkili olabileceği üzerinde durmaktadır.
Yaş faktörü dışında çeşitli tıbbi rahatsızlıklarda da kimyasal gebelik riskinde bir artış meydana gelebilir. Tip 1 ve 2 şeker hastalığı gebeliğin erken dönemlerinde kayıp gelişimine neden olabilen rahatsızlıklardır. Şeker hastalığı dışında çeşitli tiroid hastalıklarında da kimyasal gebelik oluşabilir. Bu bezin hem aşırı aktif olması hem de fonksiyonlarında bir azalma söz konusu olması halinde kişi kimyasal gebelik gelişimi açısından risk altında kabul edilir. Obezite erken dönemde meydana gelen gebelik kayıplarında etkili olabilen bir diğer faktördür. Yapılan çeşitli çalışmalar sonucunda özellikle 25 ve üzeri vücut kitle indeksine sahip kişilerde kimyasal gebelik riskinde bir artış meydana gelebilir.
Hem uzun süreli hem de ani başlangıçlı stres gebeliğin erken dönemlerinde düşüğe karşı riski artırmaktadır. Kronik (uzun) süreli streste bu durum kortizol hormonu seviyesinde yükselme, çeşitli enfeksiyon hastalıklarına karşı yatkınlığın artması ve bağışıklık sisteminde zayıflama gibi mekanizmalara bağlı olarak gerçekleşebilir. Tüm bu faktörlere ek olarak alkol veya madde kullanımının da kimyasal gebelik yaşamamak için dikkat edilmesi gereken faktörler arasında olduğu unutulmamalıdır.
Kimyasal Gebelikte Kanama Ne Zaman Başlar?
Kimyasal gebelik geçirenler içerisindeki bazı kişiler bu durum nedeniyle daha şiddetli bir kanama meydana gelebileceğini düşünseler de gerçek bu şekilde değildir. Kimyasal gebelikte oluşan kanama genellikle normal adet kanaması ile aynı düzeydedir. Kimyasal gebelik nedeniyle meydana gelen kanamanın zamanı ise genellikle normal adet zamanından bir hafta öncesinde lekelenme şeklinde meydana gelir. Bu kanamanın türü implantasyon (uterusa yerleşme) sonrası oluşan kanamadan farklı özelliklere sahiptir.
Kimyasal Gebelikte Adet Kaç Gün Gecikir?
Kimyasal gebelik sonrası adet gecikmesi merak edilen konulardan biridir. Kimyasal gebelikte belirgin bir adet gecikmesi meydana gelmemektedir. Bu durumun sonlanması genel olarak normal adet döngüsünden bir hafta sonrasında oluşur.
Kimyasal Gebelik Tedavisi Nasıldır?
Bir kez kimyasal gebelik yaşayanlar için bu durumun yaşanmış olması, bu kişinin bir daha sağlıklı bir çocuk dünyaya getiremeyeceği anlamına gelmez. Kimyasal gebelik tarzı düşüklerde her ne kadar şu an için genel bir tedavi yöntemi uygulanmasa da gebelik isteminin yerine getirilebilmesi için çeşitli yardımcı yaklaşımlar mevcuttur. Birden fazla kez kimyasal gebelik yaşayan kişilerde hekimler, bu durumun altında yatan nedenin aydınlatılmasına yönelik olarak çeşitli tetkiklere başvururlar. Altta yatan nedenin ortaya çıkması ve bu durumun kontrol altına alınması halinde kişinin kimyasal gebelik yaşama riskinde bir azalma sağlanabilir.
Kimyasal gebelikler, çok erken zamanlarda meydana gelmesi nedeniyle kişinin vücudunda çok az değişikliğe neden olur. Dolayısıyla bu ufak değişiklikler varlığında genellikle herhangi bir tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyulmaz. Kimyasal gebeliğin meydana gelmesi, çiftlerin gebelik istemini yerine getirmek adına tekrar denemelerinde herhangi bir sakıncaya da neden olmaz.
Kimyasal Gebelikten Sonra Nelere Dikkat Edilmeli?
Kimyasal gebelikten sonra hamile kalanlar arasında birçok birey mevcuttur. Kimyasal gebelik sonrasında hekimler tarafından aksi belirtilmediği sürece çiftler tekrar çocuk yapmayı denemeye başlayabilirler. Yapılan çeşitli çalışmalar, erken gebelik kayıplarından 2 hafta gibi kısa bir süre sonrasında dahi kimyasal gebelik sonrası hamilelik isteminin yerine getirilebileceğini gösterir. Aynı zamanda kişinin geçmişte kimyasal gebelik yaşamış olması geleceğinde de bu durumun çocuk sahibi olmasını engelleyebileceği gibi bir yanılgıya da kapılınmamalıdır. Farklı bir açıdan bakıldığında kimyasal gebelik, oluşan embriyonun yerleşme öncesi döneme kadar gelişimini sürdürebildiğine işaret eder. Dolayısıyla kimyasal gebelik yaşayan bireylerin gelecekte sağlıklı bir gebelik yaşamaları mümkündür.
Ancak herhangi bir aşamada meydana gelen gebelik kaybı, kişinin derin bir üzüntü, yas ve kaygı içerisine girmesine neden olabilir. Bu nedenle kimyasal gebelik yaşayan bireylerin çekinmeden sağlık kuruluşlarına başvurarak destek almaları oldukça önemlidir.