Arama

Üzgünüz, Aradığınız Sonuç Bulunamadı

Aramanızla eşleşen herhangi bir sonuç bulunamadı, lütfen arama terimlerinizi değiştirerek tekrar deneyiniz.

Gebelik Takibi Nedir? Nasıl Yapılır?

image

Gebelik takibi, gebeliğin başından doğum sonrasına kadar olan dönemde gebelik yaşını belirlemek, anne ve fetüsün (bebeğin) sağlık durumunu değerlendirerek gebe bakım planını oluşturmak ve anne-babayı bilgilendirmek, gebelikte ortaya çıkabilecek sorunları öngörerek önlemek veya tespit edilen sorunları tedavi etmek amacıyla yapılan düzenli yapılan kontrollerdir.

Ülkemizde Gebelik Takibi Nasıl Yapılır?

Her gebe kadın gebelik süresince bir sağlık elemanı veya kurumu tarafından izlenmelidir. Gebelik planlaması yapıldığında muayenelere başlanması daha doğru olacaktır. Çünkü gebelikten önce annede var olan hastalıkların gebelik sürecine etkisi, gebelikle ilgili veya başka konuda bir problem varlığının araştırılması, gebeliğe hazırlık için gerekli tıbbi tedavilerin planlanması, çiftin gebelik hakkında bilgilendirilerek annenin sağlıklı bir şekilde gebeliğe başlaması gebelik öncesi muayenelerle ortaya konabilir.

Sağlık Bakanlığının “Doğum Öncesi Bakım Yönetim Rehberi”ne göre gebeliğin ilk 14 haftası içerisinde ilk takibin yapılması ve takip için doktorun hastaya 30 dk. zaman ayırması önerilmektedir. Eğer gebe 14. gebelik haftasından sonra gelmişse gebelik haftasına bakılmaksızın ilk takip olarak değerlendirilir. İlk takipte yapılması gereken tüm işlemler uygulanır. Ayrıca gebelik haftasına uygun ek takip işlemleri de yerine getirilir.

Gebeliğin İlk Takibindeki (ilk 14 hafta) İşlemler Nelerdir?

Anne adayının iletişim bilgileri, kişisel bilgiler, soy geçmiş, eşlik eden hastalık öyküsü, mevcut gebelik dahil kadın-doğum sağlığı öyküsü hakkında bilgi toplanır.

Fizik muayenede gebelik başlangıcına ait boy, kilo, kan basıncı, nabız değerleri ölçülür. Genel vücut ve obstetrik (kadın-doğum) muayenesi yapılır. Laboratuvar tetkikleri istenir.

Bu tetkikler:

Laboratuvar sonuçlarına göre gerekli gebelere destek ve tedavi başlanır.

  • Demir: Anemi tespit edilirse hemen, yoksa 16. gebelik haftasından sonra demir tedavisine başlanmalıdır.
  • D Vitamini: 12. gebelik haftası itibariyle 9 damla/gün,
  • Tetanoz ve Hepatit B Bağışıklaması: Gerektiği halde,
  • Grip aşısı: 2. ve 3. trimester grip sezonuna denk geliyorsa,
  • Enfeksiyon varlığında gereken tedavinin verilmesi.

Bu ilk vizitte tıbbi yaklaşımların yanında gebe beslenmesi, fizik aktivite, cinsel yaşam, ağız sağlığı, sigara ve alkol tüketiminin bırakılması ve olası acil durumlar için tehlike belirtileri hakkında gebe kadına bilgi ve danışmanlık verilmelidir.

Gebelikte Şeker Taraması Nasıl Yapılır? Gestasyonel Diyabet Nedir?

Anne adaylarının diyabet gelişme riskinin en yüksek olduğu 24-28. gebelik haftalarında, şeker hastalığı tarama testi yaptırmaları gerekir.

Postprandial glikoz (PPG) suda çözünmüş 50 gram saf glikoz içilmesinden 1 saat sonra tokluk kan şekeri ölçülür. PPG testi sonucu yüksek çıkan anne adaylarına 100 gram ile oral glikoz tolerans testi (şeker yükleme testi) uygulanır.

Şeker yükleme testinde gebe 12 saatlik açlıktan sonra suda çözünmüş 100 gram glukozu içer. Ardından 1., 2. ve 3. saatteki kan şekeri ölçülür. Bu dört ölçümden iki ya da daha fazlasının yüksek çıkması gestasyonel diyabet (gebeliğe bağlı şeker hastalığı) tanısı koydurur.

Gestasyonel diyabet gelişme riski yüksek olan anne adayları için direkt olarak şeker yükleme testi (OGTT) yapılır. Test sonuçları normal çıksa bile 32-34. gebelik haftalarında OGTT tekrarlanır.

Gebelik Şekerinde (Gestasyonel Diyabet) Bebek İçin Tehlikeler Nelerdir?

Gestasyonel diyabet (gebeliğe bağlı şeker hastalığı) bebekte organ gelişimi tamamlandıktan sonra ortaya çıktığından bebekte anomali oluşturmaz. Fakat kan şekerinin kontrolsüz bir şekilde yüksek seyretmesi ve tedavi edilmemesi ani bebek ölümlerine neden olabilmektedir.

Bebek normalden iri doğar, amniyon sıvı artışı görülür. Doğum eylemi sırasında fetal distres ve bebekte oksijensizlik de sık görülen durumlardandır.

Bebek doğduktan sonra bebekte hipoglisemi (kan şekeri düşmesi), hipokalsemi (kalsiyum düşüklüğü) ve hiperbilirubinemi (bilirubin yüksekliği) gibi sorunlar da ortaya çıkabilmektedir.

Üçlü Tarama Testi Nedir? Neyi Gösterir?

Üçlü tarama testi gebelikte genellikle 16-20 haftalar arasında yapılır. Bu haftalardan önce veya sonra yapılamaz.

Anneye önce ultrason muayenesi yapılır. Aynı gün içinde anne kan verir. Kanda B-HCG, u-E2 (serbest estriol), alfa-fetoprotein (AFP) değerlerine bakılır.

Laboratuvar sonuçları ve ultrasonda ölçülen değerler ile annenin profili (yaşı, son adet tarihi, kilosu, sigara hikayesi vb.) bilgisayar programına girilir.

Bilgisayar programında trizomi 21 (Down sendromu), trizomi 18 (Edwards sendromu) ve nöral tüp defekti için üç ayrı risk sonucu hesaplanır.

Dörtlü Tarama Testi Nedir? Neyi Gösterir?

Dörtlü test (Quadruple test) üçlü test ile aynı amaçla yapılan, fakat başarısı daha yüksek olan bir testtir.

Dörtlü testte Down sendromlu fetüsü tespit etme oranı %80'dir.

Üçlü testte anneden alınan kanda B-hCG ve serbest estriol (uE3), AFP düzeylerine bakılırken dörtlü testte bunlara inhibin-A ölçümü de eklenir.

İlk trimesterde ikili test, kombine test ve NT ölçümlerini yaptırmayan anne adayları için önerilebilecek en iyi test dörtlü testtir.

Dörtlü test pozitifliği bebekte kesin olarak kromozomal anomali varlığını göstermez; sadece riskinin normalden yüksek olduğunu gösterir. Bu nedenle, kesin tanı için amniosentez yapılması gerekir. 35 yaş üzerindeki gebelerde risk fazla olduğu için genellikle dörtlü test yapılmadan doğrudan amniosentez yapılır.

İkinci Gebelik Takip (18-24. Gebelik Haftası) Vizitinde Neler Yapılmalıdır?

İlk vizitten itibaren gelişen şikayetler ve gelişmeler sorgulanmalı; kilo alımı ile birlikte fizik muayene tekrarlanmalıdır.

Hastanın tam idrar testi, kan sayımı (hemogram), şeker yükleme testi (OGTT) tekrarlanmalı ve obstetrik ultrasonografi yapılmalıdır. İlaç desteği, bağışıklama ve tedaviler: Demir ve D vitamini başlanmamışsa başlanır; tetanoz bağışıklaması gerekiyorsa yapılır. Bilgilendirme ve Danışmanlık: İlk takipte yapılanlar tekrar gözden geçirilmelidir.

Üçüncü Gebelik Takip (28-32. Gebelik Haftası) Vizitindeki İşlemler Nelerdir?

İlk iki takip vizitindeki işlemler tekrar gözden geçirilir. Bu vizitte ödem ve meme muayenesine önem verilir.

Tam idrar, kan sayımı başta olmak üzere genel durum değerlendirmesi için biyokimyasal testler tekrarlanır. Eğer bu haftalara kadar demir ve D vitamini başlanmamışsa başlanır. Tetanoz bağışıklaması yapılmamışsa tetanoz aşısı yapılır.

Gebeye bebek hareketlerinin önemi, doğum hakkında bilgilendirme, anne sütü ve emzirmenin önemi, doğum sonrası aile planlaması hakkında bilgi verilir.

Son Gebelik Takip (36-38. Gebelik Haftası) Vizitindeki İşlemler Nelerdir?

Bu vizitte ödem, meme muayenesi ile birlikte pelvik değerlendirme yapılması gereklidir. Pelvik yapıların normal doğuma izin verip vermediği vajinal (alttan) muayene ile belirlenir.

Bu vizitin danışmanlık bölümünde bebek hareketlerinin önemi, doğumun başlama belirtileri, doğumun hangi yolla yapılacağı üzerine yoğunlaşılır.

Erken Doğum Taraması Nedir?

Özellikle erken doğum açısından artmış riski olan gebelerde (çoğul gebelik, daha önce erken doğum hikayesi olan gebeler, rahim anormallikleri olan gebeler ve daha önce rahim ağzı ameliyatı geçirmiş olan gebeler gibi) rahim ağzı uzunluğu transvajinal ultrasonla ölçülerek erken doğum öngörülebilmektedir.

Rahim ağzı kısaldıkça erken doğum riski artmaktadır. Rahim ağzı uzunluğunu 2 boyutlu ultrason ile ölçerek 34. gebelik haftasından önce olabilecek artmış erken doğum riskini yakalamak hedeflenmiştir.

Erken doğum açısından artmış riski olan hastalarda 11-14. haftalarda detaylı anatomik inceleme yapılır. 18-23. haftada detaylı ultrason incelemesinin tekrarının yapılmasında da fayda vardır. Bu ultrasonografi ideal olarak transvajinal yolla yapılmaktadır. Transvajinal ultrasonun yapılamadığı durumlarda transperineal ultrasonda yapılabilir. İdeal olarak ölçümü yapılan rahim ağzı uzunluğunun 25 mm ve altında olması 'kısa serviks' olarak adlandırılıp artmış erken doğum riskini göstermektedir.

Rahim ağzı uzunluğunun 27 mm‘nin üzerinde olması ise rahatlatıcıdır. Ancak unutulmamalıdır ki rahim ağzı, yani serviks, dinamiktir ve kasılma durumunda veya zamanla kısalabilmektedir. Bu nedenle, gebenin hikayesine ve durumuna göre seri takipler yapmak gerekebilir. Son yıllarda kısa rahim ağzı saptandığında basitçe progesteron desteği vererek birçok erken doğum önlenebilmektedir.

Gebelik takibi ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri'nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için web sitemizde yer alan iletişim formunu kullanabilir ya da 444 0436 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
Bu Makale Size Yardımcı Oldu mu?
İletişim Formu
Yukarı Kaydır
loading