Diş ağrıları genellikle dişte bulunan bazı sorunlar sonucunda çenede ve yüzün belirli bölümlerinde hissedilen şiddetli ağrıdır. Pulpa bölümünün iltihaplanması dişte oluşan soruna bir örnek olarak verilebilir. Bu iltihaplanmaya çürükler, dişe alınan herhangi bir darbe, diş köküne bağlı bulunan bir sinirin tahriş olması, diş kaybı veya diş etlerinde oluşan bir enfeksiyon neden olabilir. Diş ağrısını kişi bazen kendisi de tedavi edebilir fakat bazı durumlarda bir uzmandan yardım almak gereklidir. Hangi durumlarda kişinin bir uzmana başvurması gerektiğini bilmesi gerekir.
Diş Nasıl Ağrır?
Bir dişin anatomik yapısını anlamak da ağrıyı çözümlemek açısından önemlidir. Her dişin orta kısımda bir diş özü bulunur ve bunu sert katmanlar çevreler, bu sayede de diş özü korunmuş olur. Diş özünde çok sayıda hassas sinir ve kan damarı bulunur. Bu nedenle de sert katmanlarla korunması gereken bir yapıdır. Sert katmanların üstünde bulunan tabakaya ise mine adı verilir.
Dişin en iç kısmında bulunan diş özü kısmında herhangi bir iltihaplanma görülmesi ağrıya neden olabilir ve bu ağrıyı ortadan kaldırmak için de bu kısma yönelik bir tedavi uygulanması şarttır. İşte bu yüzden dişin anatomik yapısını bilmek önemlidir. Diş özü bölümünde görülen bu iltihaplanmaya pulpitis adı verilir ve genellikle diş çürümesi sonrasında meydana gelir. Çürük ve buna bağlı olarak gelişen iltihap durumu tedavi edilmediği takdirde diş özü ölür ve enfekte olur bunun yüzünden de yaşanılan ağrı daha da şiddetli bir hale gelir, zonklama yapar.
Diş Ağrısı Belirtileri Nelerdir?
- Başta, çenede, kulakta veya yüzün herhangi bir bölgesinde sürekli ya da aralıklı şekilde bazen ise zonklayan ağrı görülmesi,
- Fazla sıcak veya soğuk gıdalar tüketildiğinde görülen bu ağrının şiddetlenmesi,
- Ağrıyan bölgenin dokunmaya karşı hassaslaşması,
- Ağrının yatar pozisyonda bulunulduğunda dişe daha fazla yük binmesinden kaynaklı olarak daha da şiddetlenmesi,
- Bazen diş veya diş etlerinde kanama görülmesi,
- Diş etlerinde veya ağız çevresinde şişlikler görülmesi olarak sayılabilir.
Diş Ağrısına Tanı Nasıl Konulur?
Dişin ağrıması durumunda bir diş hekimine danışmakta fayda vardır çünkü bu diş ağrısı bazı durumlarda vücutta başka problemlere de yol açabilir. Kişinin bu konuda çok dikkatli olması gereklidir ve diş ağrısının nedenini mutlaka öğrenmesinin önemini bilmesi gerekir. Diş ağrıları genellikle çeşitli ilaçlar veya yöntemler ile tedavi edilebilir. Hangi dişin ağrıdığını tespit etmek öncelikli olarak yapılması gerekenlerden biridir. Kişi çoğunlukla hangi dişinin ağrıdığını bildiğini düşünür fakat bazen diş köklerinde bulunan sinirler beyne yanlış sinyaller göndererek kişinin yanılmasına neden olabilir. Bu yanlış sinyaller sonucunda yanlış diş tespiti yapılması tehlikelidir. Bazen aslında başka yerde olan problemin tespit edilmesini de engeller.
Diş hekimi tanıyı koyabilmek için öncelikle hastayı fiziksel bir muayeneden geçirir. Bu fiziksel muayenede diş hekimi hastanın dişlerinde şişlik, diş etlerinde kızarıklık veya herhangi bir hassasiyet bulunup bulunmadığına bakar. Sonrasında bazı testler yapabilir. Örneğin dişlerin sıcağa hassasiyetinin bulunup bulunmadığını anlamak için ılık suyla hastanın dişlerine bir test uygulayabilir.
Bazı sorunların tespit edilmesi için ise diş hekimi fiziksel muayeneden sonra hastadan röntgen çektirmesini isteyebilir. Böylelikle fiziksel muayene ile tespit edilemeyen bazı sorunlar belirlenir. Diş çürüklerinin görüntülenmesi, diş çatlağı veya çeneyle alakalı oluşmuş bir problemin tespiti ancak çekilen röntgen sayesinde tespit edilebilir.
Şiddetli Şekilde Diş Ağrısı Yaşandığı Anda Neler Yapılabilir?
Şiddetli diş ağrısı genellikle geceleri kendini gösterir. Hormonlarda gerçekleşen değişiklikler sonucunda damarların içinde basıncın artması ve damarlarda gerçekleşen genişlemeler sonucunda geceleri diş ağrıları çok daha şiddetli hissedilir. Gece hissedilen diş ağrılarında genellikle medikal bir ilaç kullanımı ile kişi ağrıyı geçirmeye çalışır ancak sonrasında kişi mutlaka bir diş hekimine başvurmalıdır. Ağrıyan bölgeye kolonya veya alkol gibi maddeler sürmek diş etinde tahrişe neden olabilir ve bunun sonucunda da oluşan ağrıya bu tahrişin neden olduğu ağrı da eklenir. Bu nedenle bu maddelerin kullanımı sakıncalıdır.
Ağrı anında yapılması gereken en doğru çözüm o anda medikal bir ilaç yani bir ağrı kesici almak sonrasında ise ağrının nedenini araştırmak ve doğru bir tedavi şekli bulabilmek için diş hekimine başvurmaktır. Diş hekimi böyle durumlarda kişiye genellikle kanal tedavisi uygular ve sinirlere müdahale ederek ağrımasını rahatlatır. Doğru tedavi sonucunda da diş kurtulur.
Diş Apsesi Başka Organlara Zarar Verir Mi?
Eğer ağrıya anında doğru çözüm yolu uygulanmazsa ve ağrı kesici aldıktan sonra bir diş hekimine danışmak ihmal edilirse, diş özünde oluşan bu iltihaplanma diş kökünün ucundan çevresindeki diğer kemik dokularına doğru yayılma gösterir. Bunun sonucunda vücuttaki farklı organlar da durumdan olumsuz yönde etkilenir. Çevre kemiklere yayılan bu iltihap ağrının daha da şiddetlenmesine neden olur. Durum bu hale geldiğinde dahi herhangi bir uzmana danışılmazsa, risk grubunda bulunan hastalarda diğer organlar için daha büyük problemler oluşacak demektir.
Risk grubundaki hastalara örnekler:- Kalbinde herhangi bir rahatsızlık bulunanlar,
- Sistemik farklı rahatsızlıkları olanlar,
- Organ nakil hastaları özellikle de böbrek veya karaciğer nakli olanlar,
- Kanser hastaları,
- Radyoterapi veya kemoterapi tedavisi görenler,
- Bağışıklık sistemi (immün sistem) baskılanmış yani yetersiz olanlar,
- Kalbinde doğuştan delik olanlar,
- Protez kalp kapağı bulunanlar,
- Vücudunda herhangi bir nedenden veya herhangi bir yerinde protez bulunanlardır.
Mesela ağızda bulunan bir enfeksiyon hastada bulunan protez yüzeyine tutunabilir. Bu nedenle de ikinci bir enfeksiyon oluşabilir. Bir ağrının tedavisi bu şekilde daha da karmaşık hale gelebilir. Kalp hastalarının ağızda meydana gelen enfeksiyonlara özellikle dikkat etmesi gerekir. Kanda bulunan bazı mikroorganizmaların çok rahat bir şekilde vücuttaki farklı noktalara taşınması ve bu taşınma sonucunda kalbin üstüne yerleşmesi kalpte ciddi rahatsızlıklar oluşmasına neden olur. Kalpte görülen bazı rahatsızlıklar ölüme neden olabilir. Sistemik bir rahatsızlığı bulunan kişilerin de düzenli olarak diş hekimi kontrolüne gitmesi tavsiye edilir.
Ağrı anında ağrı kesici almak sadece semptomatik tedavi sağlar fakat sorunun nedenini öğrenmek daha büyük sorunlarla karşılaşılmaması için önemlidir.
Diş Ağrısının Tedavisi Nasıl Yapılır?
Enfeksiyon oluşmasını veya diş özünde bulunan enfeksiyonun farklı kemik dokularına yayılmasını önlemek için oluşan problemin en kısa süre içinde tedavi edilmesi gereklidir. Örneğin enfeksiyonun sinüslere veya çene kemiğine sıçraması sonucunda kan zehirlenmesi görülebilir.
Diş ağrısının nedeni diş hekimi tarafından belirlenir ve buna yönelik bir tedavi uygulanır. Mesela diş çürümesi nedeniyle oluşan bir ağrıda dişin çürük kısmı temizlenir ve bu kısma dolgu yapılır veya kırılmış dolgu ağrıya neden oluyorsa bu dolgu yerine yeni bir dolgu yapılır. Eğer diş özü iltihap kapmışsa diş hekiminin kanal tedavisi yapması gerekebilir. Dişin enfekte olduğu durumlarda genelde antibiyotik tedavisi uygulanır.
Eğer diş ağrısı bu yöntemlerin hiçbiriyle tedavi edilemiyorsa dişin çekilmesi gerekebilir. Diş hekimine başvurana kadarki geçen süreçte ağrı parasetamol gibi ağrı kesicilerle hafifletilebilir.
Diş Ağrısından Korunma Yolları Nelerdir?
Diş ağrısından korunmak için en önemli yol diş ve diş eti sağlığına, bakımına dikkat etmektir. Öncelikli olarak şekerli yiyecek ve içeceklerin sınırlandırılması gereklidir. Diş bakımının da düzenli ve doğru şekilde yapılması oldukça önemlidir. Dişleri her gün iki kere florid içeren bir diş macunuyla fırçalamak gerekir. Dişleri fırçalarken aynı zamanda diş etlerini ve dili fırçalamak da yapılacaklar arasındadır.
Diş ipi ile dişlerin arasını temizlemek hatta bazı durumlarda ağız bakım suyu kullanmak da yapılabilecekler arasında sayılabilir. Sigara içmek de diş sağlığına ciddi anlamda zarar verir.
Düzenli olarak bir diş hekimi tarafından diş kontrollerinin yapılması da diş bakımı için yapılabileceklerdendir. Bu kontroller 12 veya 24 ayda bir olabilir. Çocuklarda ise bu süre 6 ayda birdir.