ÇOCUKLARDA İDRAR KAÇIRMA
Çocuklarda idrar kaçırma çocuk ürolojisi polikliniklerinde sıkça karşılaşılan bir sağlık sorunudur. 7-12 yaş aralığındaki çocuklarda yaklaşık %15 ile %20 oranında görülebilen bir durumdur. Genel olarak gece ve gündüz idrar kaçırma olarak iki ayrı grupta değerlendirilir. Kaçırmanın gece ya da gündüz olmasına göre nedenleri değişmektedir.
Gece alt ıslatma çocukluk döneminde iki farklı şekilde değerlendirilir. Primer ya da herhangi bir nedene bağlı olmaksızın olan gece idrar kaçırmaların çoğunluğu çocuğun sinirsel gelişiminin görece olarak yavaş seyretmesinden kaynaklanır. Çoğunlukla ailede anne ya da babanın çocukluğunda da benzer bir durum söz konusudur. Bu sinirsel gelişim yavaşlığı beynin ön bölgesinden başlayıp idrar kontrolünde görev alan sinir sisteminin tüm alanlarını etkileyebilir. Sinir sisteminin olgunlaşması her yıl yaklaşık %15 oranında şikâyetlerin ortadan kaybolmasına neden olur. Öyle ki, hastalar 15 yaşına geldiklerinde ancak %1’lik görülme sıklığına kadar durum gerilemiş olur. Toplum içinde bu durumun kendiliğinden geçtiğinin tıbbi açıklaması bu şekildedir. Gece alt ıslatması olan çocukların sık görülen bazı özellikleri vardır. Derin uyku, geniz eti ya da bademcik öyküsü gibi. Klinik pratikte bu gibi öyküler ayırt edilip nedene yönelik çoğunlukla davranış, bazen de ilaç tedavileri ile bu durum etkili bir şekilde tedavi edilebilmektedir. 6-7 yaş dönemi çocuğun özgüveninin pekiştiği ve geliştiği dönem olduğundan bu dönemde gecikmeden alt ıslatma sorununun çözülmesi çocuğun daha özgüvenli ve sağlıklı gelişmesine destek olur.
Bir diğer gece alt ıslatma şekli en az 6 aylık kuru kalma periyodu sonrasında başlayan sekonder denilen, gece idrar kaçırma durumudur. Bu durum ise sıklıkla çocuğun yaşadığı psikolojik streslere bağlı olarak gelişir. Bu nedenle çocuk ürolojisi, çocuk psikiyatrisi ve psikolojisi desteği ile beraber tedavi planlanması uygundur. Tedavi süreçleri, prensip olarak, çocuk 5 yaşını tamamladıktan sonra başlanır. Bunun nedeni 5 yaşına kadar çocuğun genel fizyolojisinin olgunlaşmasının beklenmesidir. Tuvalet eğitimi dönemi 1,5 ile 3 yaş arasında olsa da bu olgunlaşmanın tamamlanması için 5 yaşına kadar beklenmesi genel bir kuraldır.
Gündüz idrar kaçırma ise farklı bir durumu göstermektedir. Çoğunlukla idrar yapma davranışlarındaki sapmalar, çok idrar tutma gibi nedenler zamanla çocuğun özellikle gündüzleri idrar kaçırmasına neden olur. Bazen bu duruma gece alt ıslatma da eşlik eder. Gündüz idrar kaçırması olan çocukta mesanenin dolmasından bağımsız erken mesane kasılmaları, sıkışmalar ya da idrar yapmada güçlük dikkati çeker.
Sıkışmalar ile idrar kaçırmayı engellemek için çocukta bacakları çaprazlama, topuk üstü çömelme, kıvranma gibi davranışlar göze çarpar. Gündüz idrar kaçıran çocukların birçoğunda dikkat eksikliği, kaygı bozukluğu, hiperaktivite gibi psikolojik durumlar da mevcuttur. Bu nedenle bu davranış değişikliklerinin idrar kaçırmanın nedeninden çok çocuğun psikolojik durumunun işeme davranışını etkileyerek idrar kaçırmaya neden olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle yine hem çocuk ürolojisi hem çocuk psikolojisi ve de zamanla bozulan pelvik taban dediğimiz idrar tutan kasların çalışmasını düzenlemeye yönelik pelvik taban fizyoterapisi ile kombine bir yaklaşımla bu durumun tedavi edilmesi mümkündür.
Bazen de yukarıda bahsedilen olayların hiçbiri olmadan ister anatomik bir probleme bağlı olsun isterse de idrar yolu enfeksiyonları gibi hastalıklar da idrar kaçırma ile kendini gösterebilir. İdrar kaçırma sorununun çocuk ürolojisi polikliniklerinde değerlendirilmesi esnasında bu sorunlar da gözden geçirilir ve gerekli hallede bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanından destek alınır.
Çok nadir durumlarda gülme esnasında idrar yapma (gülme inkontinansı), işeme esnasında ağlamaya benzer yüz ifadesi oluşması (Ochoa sendromu) ya da idrarla kalsiyum atılımının artması, çocukluk diyabeti ya da hormonal olarak idrar üretiminin artması gibi çok daha nadir hastalıklar idrar kaçırmanın nedeni olabilir. Tedavide, sistematik ve bütüncül yaklaşımla tüm bu idrar kaçırma sorunları sorgulanarak en uygun tedavi planının yapılması amaçlanır. Yine de unutulmaması gereken bir özellik çocuklarda idrar kaçırmanın yavaş bir süreçte ortaya çıktığı ve yine yavaş bir şekilde düzeldiğidir.
Sonuç olarak, çocukluk yaş döneminde gece ve/veya gündüz idrar kaçırma sık görülen bir sağlık sorunudur. Çocuğun özgüvenli ve sağlıklı gelişimi açısından bu durumun özellikle 5 yaşından sonra etkili bir şekilde tedavi edilmesi önerilir. Birçok bilim alanının desteği ve koordinasyonu ile çocuklarda idrar kaçırmanın başarılı bir şekilde tedavi edilebilmesi mümkündür.