Gelişen tıp teknolojisi ile birlikte eskiden nedeni anlaşılamamış pek çok ölüm söz konusu iken günümüzde kanser ve bazı diğer hastalıkların daha kolay teşhis edilebilmesi ile de kanser olgularında artış görülmüştür. Kanser türleri arasında yer alan böbrek ve böbrek üstü kanserleri, hem böbreğin vücuttaki fonksiyonunu engelleyerek hem de önemli görevlere sahip hormon salgılayıcı bezler olan böbrek üstü bezlerinin (adrenal bezler) işlevine engel olması nedeniyle ciddi sağlık sorunlarına neden olur.
Böbrek ve Böbrek Üstü Bezi Kanserleri Nelerdir?
Ülkemizde ve tüm dünyada en çok ölüme sebebiyet veren hastalık gruplarından ilki kalp ve damar hastalıkları, ikincisi ise kanserlerdir. Özellikle son yıllarda değişen beslenme düzeni, radyasyona maruziyet ve kanserojen maddelerle temasın artması gibi nedenlere bağlı olarak kanser vakalarının görülme sıklığı artmıştır.
Erken teşhis ve tedavi organ fonksiyonlarının korunmasına ek olarak çevre doku ve organlara yayılımın önlenmesi açısından da önemli avantajları beraberinde getirir. Bu nedenle rutin sağlık kontrollerinin zamanında yaptırılması, ayrıca böbrek ve böbrek üstü kanserlerine ilişkin belirtiler taşıyan hastaların bir an önce sağlık muayenesinden geçmesi oldukça önemlidir.
Böbrekler; kanın atık maddelerden arındırılması, fazla su, tuz ve minerallerin vücuttan atılması gibi önemli görevlere sahip olan bel boşluğu içerisinde sağda ve solda olmak üzere toplamda iki tane bulunan organlarımızdır. Her iki böbreğin üzerinde iki katmanlı olarak yerleşmiş olan böbrek üstü bezleri bulunur. Adrenal bezler olarak da adlandırılan böbrek üstü bezleri, hormon üretimi ve salgılanmasında görevli olan endokrin bezlerdir. Adrenal bezler öz bölgesi (medulla) ve kabuk bölgesi (korteks) olmak üzere iki katmana sahiptir.
Öz bölgesinden üretimi beyin ve sinir sistemi tarafından kontrol edilen adrenalin ve noradrenalin adlı hormonlar üretilerek salgılanır. Bu hormonlar genellikle fiziksel aktivite, stres, duygusal değişimler gibi tetikleyicilerle salgılanmaya başlar, tansiyon ve nabızda artışa neden olur. Korteks bölgesinden ise kortikosteroid hormonları olan cinsiyet hormonları, psikolojik ve biyolojik strese karşı direnç kuvveti sağlayan kortizol hormonu ve vücuttaki su ve elektrolit dengesini sağlayan, tansiyonu dengeleyen aldosteron hormonu salgılanır.
Adrenal bezler, bulundukları bölge haricinde böbrekle herhangi bir bağlantısı olmayan farklı organlardır. Böbrekte veya böbrek üstü bezlerinde iyi veya kötü huylu tümörler oluşabilir. Bunların kötü huylu (malign) ve yayılma eğiliminde olması, böbrek kanseri veya böbrek üstü bezi kanseri olarak adlandırılan hastalıklara neden olur. Böbrek kanserleri, böbrekte idrarın üretildiği kısım (parankim) ve idrarın toplandığı havuzcuktan (toplayıcı sistem) kaynaklanan kanserler olmak üzere iki farklı bölgeden köken alabilir.
Böbrek ve Böbrek Üstü Bezi Kanserlerinin Belirtileri Nelerdir?
Böbrek kanseri ve böbrek üstü bezi kanseri, birbirinden farklı belirtilerle kendini gösterir. Böbrek kanserinde belirtiler genellikle oldukça hafiftir, hastalık ileri evrelere ulaşıncaya dek hastalar herhangi bir semptom hissetmeyebilir. Bu durum teşhisi geciktirerek tedaviyi zorlaştırır.
Belirtiler arasında şunlar yer alır:- İdrarda kan görülmesi (hematüri)
- Kalıcı bel ağrıları
- Enfeksiyonla ilgisi olmayan yüksek ateş
- İştahsızlık ve kilo kaybı
- Sürekli yorgunluk
- Karında kitle bulunması
- Ayak ve bacaklarda şişlikler
- Genel durumda bozukluk
Böbrek üstü bezlerinde oluşan kanserler ise genellikle hormon üretimini etkilediğinden daha belirgin semptomlara neden olur. Belirtiler genellikle tümöre bağlı olarak hormon üretiminin normalin üzerine çıkması ile gelişen hiperaldosteronizm, hiperandrojenizm gibi tablolara bağlı olarak ortaya çıkar. Fakat salgılanan hormon düzeylerinde önemli bozuklukların olmaması halinde de hastalık bazı bulgular verebilir.
Adrenal bez kanserlerinde görülen yaygın semptomlar şu şekildedir:- Tansiyon yüksekliği
- Kilo artışı
- Kas güçsüzlüğü
- Mide bulantısı ve kusma
- Deride çatlaklar
- Kadınlarda tüylenme (hirşutizm), saç dökülmesi ve adet düzensizliği gibi sorunlar
- Erkeklerde testislerde küçülme, meme dokularında büyüme gibi problemler
- Kemik erimesi
- Kan şekerinde dengesizlikler ve diyabet (şeker) hastalığı
Yukarıdaki belirtilerin görüldüğü hastalar vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurarak muayeneden geçmeli, yaşadıkları soruna neden olan hastalığın teşhis edilmesi ile tedavi süreçlerine derhal başlamalıdır.
Böbrek ve Böbrek Üstü Bezi Kanserlerinin Nedenleri Nelerdir?
Böbrek ve böbrek üstü kanserlerinin gelişiminde rol oynayan etkenler henüz tam olarak tespit edilebilmiş değildir. Fakat bu kanserlerin gelişme olasılığını arttıran ve risk faktörü olarak değerlendirilebilecek bazı etkenler söz konusudur. Bunlardan en önemlileri genetik faktörler obezite, sigara içme alışkanlığının bulunması, ağrı kesici ilaçların bilinçsizce ve sık olarak kullanımı, kadmiyum ve kurşun gibi ağır metallere maruz kalmak olarak belirtilebilir. Kanser olguları böbrek ve adrenal bezlerde bulunan hücrelerin DNA'sında meydana gelen değişiklikler (mutasyon) sonucunda ortaya çıkar.
Oluşan mutasyonların sonucunda hücrelerde kontrolsüz şekilde çoğalma ortaya çıkar. Anormal hücrelerin birikerek oluşturduğu tümör, kansere neden olurken tümörü oluşturan hücreler parçalanarak vücudun diğer doku ve organlarına yayılabilir (metastaz yapabilir). Böbrek kanserlerinde kronik böbrek yetmezliği hastası olmak önemli bir risk faktörü oluşturur. Böbrek parankim kanserleri yetişkinlerde görülen kanser olgularının yaklaşık %3’ünü oluşturur ve erkeklerde kadınlara oranla çok daha sık görülür. Adrenal bez kanserleri ise tam tersi şekilde kadınlarda erkeklere oranla daha sık karşılaşılan bir sağlık sorunudur.
Böbrek ve Böbrek Üstü Bezi Kanserlerinin Teşhisi Nasıl Konulur?
Böbrek kanserleri olgularının yalnızca %10-15'lik kısmında idrarda gözle görülebilen kanama, bel ağrısı ve ele gelen kitleler gibi semptomlar görülebildiğinden çoğu kanser vakasında farklı nedenlere yönelik yapılan görüntülemeler esnasında tesadüfen tespit edilir. Yine hastaların az bir kısmında da böbrek kanserinin ileri evrelere ulaşması ve farklı dokulara metastaz yapması sonucunda gelişen yakınmalarla sağlık kuruluşlarına başvuru yapıldığı görülür. Tüm bu belirtiler tanıya yardımcı faktörler olarak değerlendirilebilir.
Böbrek üstü bezi kanserlerinde ise belirti verme olasılığı daha yüksek ve hormon yüksekliğine bağlı görülen belirtiler daha net olduğundan teşhis nispeten daha kolaydır. Her iki kanser türünde de kesin teşhis ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve diğer tıbbi görüntüleme tetkiklerinin incelenmesi sonucunda konulabilir. Fakat buna ek olarak fiziksel muayene, kan ve idrar testleri gibi uygulamaların da teşhiste önemli bir yeri vardır.
Görüntüleme tetkiklerinde şüpheli lezyonlara rastlanan hastalarda genellikle biyopsi uygulamasına başvurulur. Bu yöntem ile bir iğne yardımıyla tümörden örnek alınır ve incelenmek üzere patoloji laboratuvarına gönderilir. Yapılan inceleme sonucunda tümörün iyi huylu (benign) veya kötü huylu (malign) olduğu teşhis edilir. Malign tümörler kanseri işaret eder ve buna yönelik daha ileri tetkikler istenebilir, ardından tedavi süreci planlanarak bir an önce başlatılır.
Böbrek ve Böbrek Üstü Bezi Kanserleri Nasıl Tedavi Edilir?
Erken evrede teşhis edilen ve herhangi bir doku veya organa metastaz yapmamış olan böbrek üstü bezi kanserlerinde cerrahi operasyonla tümörün çıkartılması en sık uygulanan tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Fakat operasyon öncesinde hastalara belirli bir süre ile ilaç tedavileri uygulanarak takip önerilebilir.
Böbrek kanserlerinde:
1. evrede tümör 7 cm’den daha küçük boyuta sahiptir ve sınırları böbreğin içindedir.
2. evrede tümörün boyutu 7 cm’nin üzerinde olmasına karşın böbrek dışındaki organlarda yayılım olmamıştır.
3. evrede kanser çevre dokulara ve lenf bezlerine yayılmıştır. (Metastaz yapmıştır.)
4. evrede kanser lenf bezleriyle birlikte, kemikler, akciğer ve karaciğer gibi uzak organlara yayılmıştır.
Esas tedavisi cerrahi girişimler olan böbrek kanserinde en sık uygulanan cerrahi teknik radikal nefrektomidir. Bu operasyonda böbrek ve çevresindeki tüm dokular çıkarılır. Fakat böbreğin sadece bir noktasına yerleşmiş küçük boyuttaki tümörlerde veya tek böbreği olan kişilerde böbreğin tümünün çıkarılması yerine parsiyel nefrektomi olarak adlandırılan kısmi çıkarma işlemi uygulanabilir.
Eğer kanser akciğer veya büyük damarlara yayılım göstermiş ise bu bölgelere de müdahale edilmesi gerekebilir. Büyük bir ameliyat olan böbrek tümörü ameliyatını her bünye kaldıramayabileceğinden bu konudaki kararın hekim, hasta ve hasta yakınlarının ortak kararı olması önemlidir. Bir diğer tedavi seçeneği olan kemoterapi, kanser ilaçlarının ağızdan veya damar yolu ile hastaya verilmesidir. Gelişen tıp teknolojisi ile birlikte üretilen yeni kemoteropatik ilaçlar ile böbrek tümörlerinde önemli derece iyileşme sağlanabilmektedir. Kanser tedavisinde tercih edilen diğer bir yöntem olan radyoterapide (ışın tedavisi), radyasyon ışınları ile kanser hücrelerinin öldürülmesi hedeflenir.
Radyoterapi cerrahi operasyonların yanında ek tedavi olarak veya genel durumu cerrahi tedavileri kaldıramayacak durumda olan hastalarda esas tedavi olarak uygulanabilir. İleri evrelerdeki kanserlerde metastazlara bağlı olarak oluşan kanama, ağrı gibi şikayetlerin tedavi edilmesinde de radyoterapiden yararlanılabilir.
Böbrek ve adrenal bez tümörleri erken teşhis edildiklerinde tedavi şansları yüksek olan kanserlerdendir. Eğer siz de böbrek ve böbrek üstü bezi kanserlerine ilişkin belirtiler yaşadığınızı düşünüyorsanız derhal bir sağlık kuruluşuna başvurarak detaylı muayenelerden geçebilirsiniz.
Olası kanser vakalarında erken teşhisin getirdiği avantajlardan yararlanmak açısından hekiminiz tarafından önerilen aralıklarla rutin sağlık kontrollerinizi yaptırmaya özen gösterebilir, sağlıklı bir yaşam sürebilmek adına önleminizi alabilirsiniz.