İşitme kaybı, toplumda sıklıkla görülebilen bir problemdir. Her yaş grubunda, farklı sebeplere bağlı olarak işitsel problemler ile karşılaşılabilir. Özellikle erken dönemlerdeki işitme problemleri, çocukların konuşma süreçlerini de etkileyebildiğinden oldukça önem taşır. Bu amaçla, bebeklik döneminden itibaren gerekli muayenelerinin yapılması önemlidir. Böylece, olası işitme kayıplarına yönelik erken tanı ve tedavi fırsatlarından yararlanılabilir. Erken tedavi girişimleri, çocuğun konuşma becerilerinin gelişimi açısından kritiktir. Çocuklarda işitsel fonksiyonların değerlendirilmesi amacıyla uygulanan farklı yöntemler mevcuttur. Klinik ABR (BERA) testi ise bu tekniklerden en güvenilir olanıdır.
Klinik ABR Testi Nedir?
İşitsel beyin sapı yanıtının İngilizce kısaltması olan ABR testi, diğer adıyla BERA testi olarak da bilinen ve çocuklarda işitme fonksiyonlarının değerlendirilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Bazı yerlerde “İşitsel Uyarılmış Potansiyel” veya AEP kısaltması ile de tanımlanabilir. Seslerin işitilmesinden sorumlu olan kulak, 3 kısımda ele alınır; dış, orta ve iç kulak olarak. İç kulak bölgesi, işitmeden sorumlu olan koklea adlı özel bir yapıyı barındırır. Klinik ABR testi ile iç kulaktan kortekse kadar uzanan nöral yollarda ses iletimi ile oluşan elektriksel aktivite değerlendirilir. Bahsedilen bu mekanizmanın herhangi bir aşamasında meydana gelen aksaklıklar sonucunda ise işitme kaybı ortaya çıkabilir. Klinik ABR testi özellikle iç kulaktan itibaren beynin bölümlerini de kapsayan sinirsel yapılardaki bir probleme bağlı olarak görülen işitme kayıpları için önemli bilgiler elde etmemizi sağlar. İşitme ile ilgili herhangi bir şikayeti olan kişiyi öncelikle Uzman hekimin muayene etmesi gerekmektedir. Ardından Odyoloji uzmanı tarafından uygulanması gereken bu test, özellikle beyin yolaklarındaki problemler sebebiyle oluşan işitme kayıpları için tercih edilen bir prosedürdür. İşitme kaybı, birçok faktöre bağlı olarak görülebilir. Bu nedenle kapsamlı ve geniş bir inceleme gerektirir. İşitmenin değerlendirmesine yönelik olarak uygulanabilen farklı testler mevcuttur:
Bu testler;- Orta Kulak Testleri [Akustik İmmitansmetri (Timpanometri/ Akustik Refleks)]
- Saf Ses Odyometri
- Konuşma Testi
- Otoakustik Emisyon
- ABR Testi
Klinik ABR (BERA) testi, diğer testlerle yeterli bilgiye ulaşılamayan veya özellikle beyinsel mekanizmaların incelenmesi gereken durumlarda oldukça önemli sonuçlar vermektedir. Ayrıca testlerin birlikte uygulanması kesin tanıya ulaşılmasında da önemli rol oynamaktadır.
Klinik ABR Testi Neden Yapılır?
Klinik ABR testi, genellikle 2 amaca yönelik olarak yapılır:
- İşitme eşiklerinin tespitia
- İşitme duyusunu oluşturan sinir yolaklarının fonksiyonelliğinin değerlendirilmesi
Klinik ABR Testinde İşitme Kaybının Derecelendirmesi Nedir?
Desibel (dB), seslerin şiddetinin ölçülebilmesi için kullanılan bir tür birimdir.
I. 0-15 dB: Normal İşitme
II. 16-25 dB: Çok Hafif Derecede İşitme Kaybı
III. 26-40 dB: Hafif Derecede İşitme Kaybı
IV. 41-60 dB: Orta Derecede İşitme Kaybı
V. 61-75 dB: Orta- İleri Derecede İşitme Kaybı
VI. 76-90 dB: İleri Derecede İşitme Kaybı
VII. 90 dB ve üzeri: Çok İleri Derecede İşitme Kaybı
Klinik ABR testi sayesinde, hangi ses şiddetinden itibaren işitmenin algılandığı belirlenebilir. Böylece herhangi bir işitme probleminin düzeyi hakkında fikir sahibi olunur. Ek olarak, mevcut işitme kaybının hangi sebeple ortaya çıktığına yönelik bilgiye de Klinik ABR testi ile erişilebilir. Odyoloji uzmanı, işitme kaybının kaynağını araştırırken gerek gördüğü durumlarda bu yöntemden yararlanabilir. Böylece, özellikle çocuklardaki işitsel problemlerde tanıdaki gecikmelerin önüne geçilebilir ve konuşma becerilerine yönelik faaliyetler planlanabilir.
Klinik ABR Testi Kime Yapılır?
Klinik ABR testi, diğer yöntemlerden farklı olarak hasta uyumundan daha bağımsız bir tekniktir. Bu sebeple özellikle çocuklar ve bebekler olmak üzere her yaş grubunda uygulanabilir. Çocuklarda erken dönemde saptanan işitsel problemlerde etkenin belirlenmesi amacıyla uygulanan prosedürdür. Gelişimsel veya mental problemler ile ilişkili olarak gözlenebilen uyum problemleri, işitme testinin doğru şekilde gerçekleştirilmesini engelleyebilirler. Bu tür bir durumda ise ABR testinden faydalanılabilir. Ek olarak, iletişim güçlüğü çeken bireylerde de ABR testi ile daha doğru sonuçlar elde edilebilir.
İşitme kaybı, çocuklarda mümkün olduğu kadar erken fark edilmesi gereken bir problemdir. Bu amaçla yenidoğan bebeklere uygulanan bazı tarama testleri bulunur. Yenidoğanların işitme taramalarında kullanılan Tarama ABR’de gözlenen herhangi bir işitsel bozukluğun daha detaylı değerlendirmesi Klinik ABR ile yapılır. Bununla birlikte, tarama testinden geçmiş olmasına rağmen risk faktörü bulunan bebeklerde Klinik ABR testi yapılması zorunludur.
Klinik ABR Testi Nasıl Yapılır?
İşitme problemi gözlenen yetişkinlerde ve çocuklarda Odyoloji uzmanı tarafından gerçekleştirilen bu test, ağrısız bir işlemdir. Klinik ABR testi esnasında, baş bölgesinde ve kulak çevresinde belirli noktalarda cilt temizliği yapılmasının ardından elektrotlar yerleştirilir. Bu elektrotlar ile bilgisayar bağlantısı sağlandıktan sonra, kulaklıklar aracılığıyla gönderilen seslere karşı oluşan elektriksel aktivite incelenir. İşlem sırasında hareketlerden kaçınılmalıdır. Bu sebeple genellikle uyku halinde iken test uygulanır. 6 aydan daha küçük bebeklerde, herhangi bir sedasyon gerekmeksizin test doğal uykusunda gerçekleştirilebilir. Bunun için Odyoloji uzmanı, işlem öncesinde bebeğinizin bir süre aç kalmasını ve test için gelindiğinde beslenmesini önerebilir. Böylece, bebeğin uykuya dalması teşvik edilir. Uyuyan bebek, yatar pozisyonda iken test gerçekleştirilebilir. 6 aydan daha büyük bebekler ve yetişkinlerde ise, ABR testinden istenen verimin elde edilebilmesi amacıyla hafif bir sedasyon tercih edilebilir. Bu sayede uygulama esnasında istenmeyen hareket ve gürültülerden kaçınmak mümkündür. Tüm test boyunca elde edilen veriler, bilgisayar ortamına aktarılarak kaydedilir. Odyoloji uzmanı ise bu bilgileri detaylı bir şekilde inceleyerek değerlendirir. Test sonuçlarının yorumlanması sonucunda ise işitsel fonksiyonların niteliği ve olası problemlerin sebeplerine yönelik detaylı bir bilgi edinilir. Böylece, herhangi bir işitme kaybı olması durumunda buna yönelik tedavi programı oluşturulabilir.
Test Sonucuna Göre Tedaviler
Uzman hekiminiz, test sonuçlarına göre olası bir işitme kaybı durumunda sizi gerekli tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirebilir. İşitme kaybına yönelik geliştirilen birçok tedavi yöntemi mevcuttur. Bu yöntemlerden uygun olanın belirlenmesinde dikkat edilen bazı faktörler ise şöyledir:
- İşitme Kaybının Derecesi
- İşitsel Kaybının Temel Nedeni
- Yaş
- Tedavi Yöntemine Uyum Kabiliyeti
Bu unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, kişiye yönelik en uygun tedavi seçenekleri belirlenebilir. İşitme kaybı tedavisinde ise birçok alternatif söz konusudur. Kulak zarı veya kemik anormallikleri, işitme kaybına yol açabilen ve cerrahi olarak tedavi edilmeleri gerekebilen nedenlerdendir. Doktorunuz, bu tür bir durumda işitsel probleminize sebep olan mekanizma ve tedavi için gerekli işlemler hakkında detaylı bilgi verebilir. Bazı kişilerde ise, tekrarlayan kulak enfeksiyonlarına bağlı işitme kaybı görülebilir. Bu tür durumlarda ise, kulak içinde biriken sıvının dışarı atılması amacıyla bazı tüpler yerleştirilerek tedavi yönetilebilir. İşitme kaybının tipi ve derecesine bağlı olarak; işitme cihazları birçok avantaj sebebiyle en sık tercih edilen tedavi yöntemleri arasında yer alır. Özellikle küçük çocuklarda erken dönemde saptanan işitsel problemlerde belirgin katkı sunabilirler. İşitme cihazları sayesinde, konuşma becerilerinin geliştiği dönemde karşılaşılabilen sorunların önüne geçilebilir. İleri ve çok ileri derecede işitme kayıplarında veya diğer tedavilerden verim alınamayan tablolarda ise hastalar koklear implanta yönlendirilebilir. Koklear implant, iç kulakta bulunan hasarlı bölgeyi ekarte ederek işitme sinirini doğrudan uyaran niteliğe sahip ameliyat ile yerleştirilen bir cihazdır. Sonuç olarak, işitme kaybının kaynağı doğrultusunda seçilebilen birçok tedavi yöntemi mevcuttur. En doğru yaklaşım için, en yakın zamanda uzman bir hekime danışmanız gerekir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.