Kalp ve damar sistemi ile ilgili rahatsızlıklarda çoğu zaman acil müdahale gerekli olabilir. Göğüs ağrısı ve diğer kardiyak belirtilerde kişinin kan dolaşımında incelenen bazı biyokimyasal parametreler tanısal olarak önem taşır.
Troponin T Nedir?
Troponin, kalp ile ilgili değişikliklere işaret edebilecek biyokimyasal belirteçler arasında yer alır.
Troponin, kalp kası hücrelerinde aktivite düzenleyici rol üstlenen önemli bir proteindir. Bu proteine kalsiyum bağlanması ile yapısında bir takım değişiklikler meydana gelir ve bu değişiklikler sayesinde aktin ve miyozin iplikçikler hareket eder ve kalp kası hücresinin kasılması gerçekleşir.
Karmaşık bir protein yapısında olan troponin kendi içerisinde 3 alt troponin grubundan meydana gelir. Troponin C (TnC), Troponin I (TnI) ve troponin T (TntT) bir araya gelerek troponin proteinini oluşturur.
Troponin I’ da yer alan “I” harfi inhibitör yani kasın gevşeme anında tekrar kasılmasını önleyici fonksiyon gösterdiğini ifade eden bir kısaltmadır. Bazen “I” harfinin romen rakamlarından “1” ile karıştırılması sonucunda bu troponin alt ünitesi “troponin 1” gibi algılanabilir. Dolayısıyla troponin 1 nedir sorusuna, “troponin 1 aslında troponin I’yı tanımlamaktadır” cevabı verilebilir.
Troponin Normal Değeri Nedir?
Herhangi bir sağlık sorunu olmayan kişilerde troponin, tespit edilebilecek düzeyin altındadır ve yapılan troponin testleri sonuçsuz kalabilir. Göğüs ağrısı gibi kalp ile ilgili şikayetler ile sağlık kuruluşlarına başvuran kişilerde ağrının başlangıcından itibaren 12 saatlik bir süre içerisinde yapılan troponin testlerinde normal değerler tespit edilmesi halinde göğüs ağrısının altta yatan nedenin kalp krizi olma ihtimali azalır.
Troponin testi ile ölçülen protein düzeyi mililitre başına nanogram olarak birimlendirilir. Ölçülen troponin düzeyinin anormal olup olmadığına yüzdelik dilim değerlendirilerek karar verilir ve yüzde 99’luk dilimin üzerinde pozitif olarak tespit edilen troponin değeri kişinin kalp hücrelerinin hasarlanması ve içerisinde yer alan troponinin kan dolaşımına geçtiğine işaret etmesi açısındani önemlidir. Erkeklerden farklı olarak kadınlarda normal troponin düşüklüğü halinde de arka planda bir kalp hastalığı olabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Troponin Yüksekliği Nedenleri Nelerdir?
Bir kişide troponin testi sonucunda bu proteinin yüksek olarak tespit edilmesinin genel olarak nedeni kalp dokusunun hasarlanması olsa da bu sonuç her zaman kalp krizinden kaynaklanmayabilir.
Kalp krizi, kalbin beslenmesinden ve oksijen desteğinden sorumlu koroner damarların çeşitli nedenlerle tıkanması sonrasında ortaya çıkan ölümcül seyirli bir rahatsızlıktır. Damar tıkanıklığı sonrasında kalp kasının kasılması için gerekli oksijen hücrelere ulaşamaz ve bu durum etkilenen bölgedeki hücrelerin geri döndürülemez şekilde hasarlanması ile sonuçlanabilir. Beslenme ve oksijenden mahrum kalan kalp hücrelerinin zarları parçalanır ve hücrenin içerisinde bulunan yapılar kan dolaşımına geçer. Bu mekanizma ile kan dolaşımına geçen maddeler arasında yer alan troponin, göğüs ağrısının ortaya çıkmasını takiben yaklaşık olarak 2-3 saatlik bir süre zarfı içerisinde yükselmeye başlar. Troponin seviyesinin pik değere ulaşması ise 12-48 saatlik bir zaman dilimi içerisinde meydana gelir. Yükselen ve pik yapan troponin seviyesi bu süreci takiben 4 ile 10 gün sonrasında normal seviyesine doğru azalır.
Troponin testi dışında çeşitli kardiyak belirtiler ile sağlık kuruluşlarına başvuran hastaların değerlendirilmesinde elektrokardiyografi (EKG), fizik muayene, hastanın öyküsü ve çeşitli radyolojik tanı uygulamalarından yararlanılabilir. Tanı aşamalarında özellikle hasta öyküsünün alınması kişide kalp krizi ile ilişkili olabilecek belirtilerin sorgulanması açısından önem arz eder. Boyun, çene, omuz ve kola yayılan ağrı hissi, aşırı terleme, sersemlik, bulantı, halsizlik ve nefes darlığı kişinin kalp krizi geçiriyor olabileceğine işaret eden göğüs ağrısı dışındaki bulgular arasında yer alırlar.
Kalp krizi gibi çeşitli kardiyak problemler dışında troponin düzeyinin yüksek olarak tespit edilmesine neden olabilecek birçok durum mevcuttur:
Miyokardit (kalp kasının iltihaplanması)
Miyokard olarak isimlendirilen kalp kası dokusunun çeşitli nedenlerle iltihaplanması miyokardit olarak ifade edilir. Kalp kasının iltihaplanması bu dokunun fonksiyonlarını tam olarak gerçekleştirmesini engeller ve kanın pompalanması ile ilgili çeşitli problemlere neden olur. Virüslere bağlı oluşan hastalıklar miyokardit gelişimi nedenlerinin başında gelir. Özellikle koksaki virüs b, hhv 6 ve parvovirüs b19 gibi etkenler nedeniyle miyokardit gelişebilir. Virüsler dışında çeşitli bakteriler, mantarlar ve parazitlere bağlı olarak da kalp kasında enflamasyon (iltihaplanma) meydana gelebilir. Enfeksiyon hastalıkları dışında romatoid artrit ve lupus gibi bağışıklık sisteminin kendi doku ve hücrelerine zarar verdiği otoimmün hastalıkların seyri esnasında da miyokardit gelişebileceği için dikkatli olunmalıdır.
Endokardit (kalp dokusunun ve kapaklarının iltihaplanması)
Kalbin en iç tabakası endokart olarak isimlendirilir. Bu yapının iltihaplanması genellikle bakteriler kaynaklı olarak meydana gelir. Kişide endokardit gelişimi sonrası kalp çalışması esnasında üfürüm duyulması önemli bir fizik muayene bulgusudur. Üfürüm dışında ateş, üşüme ve gece terlemesi, kas ve eklem ağrıları, öksürük veya nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Kalp yetmezliği
Çeşitli nedenler kalbin fonksiyonlarını tam olarak yerine getirememesi kalp yetmezliği olarak ifade edilir. Yetmezlik durumu kalbin sadece sol ya da sağ kısmını etkileyebileceği gibi iki tarafın aynı anda etkilenmiş olarak tespit edildiği vakalar da mevcuttur.
Ani başlangıçlı kalp yetmezliği hastalarında ortaya çıkan belirtiler kısa bir süre zarfı içerisinde gerileme gösterebilir. Kalp yetmezliğinin uzun süredir devam eden kronik bir hadise olması durumunda ise meydana getirdiği şikayetler herhangi bir iyileşme göstermeden devam etme eğiliminde olabilir. Aşırı yorgunluk, ani ve açıklanamayan kilo alma, geçmeyen öksürük, çarpıntı, karın bölgesinde şişkinlik ve nefes darlığı, kişide kalp yetmezliği gelişimi sonrası ortaya çıkabilecek belirtiler arasında yer alır.
Kardiyomiyopati
Kardiyomiyopati, kalbin miyokard dokusunun tutulumu ile seyreden ilerleyici bir kalp hastalığıdır. Vakaların çoğunda hastaların kalbi zayıflar ve vücudun geri kalanına kan pompalama fonksiyonu olumsuz yönde etkilenir. Bu hastalığın sonuçları arasında düzensiz kalp atımları, kalp yetmezliği ve kapak problemleri gibi çeşitli durumlar yer alır. Kardiyomiyopati farklı alt gruplara ayrılır. Dilate kardiyomiyopati en sık olarak karşılaşılan kardiyomiyopati formu olup kalp kasının incelmesi ve kalp boşluklarının genişlemesi ile seyreder. Bir diğer kardiyomiyopati formu olan hipertrofik kardiyomiyopatide ise kalp dokuları kalınlaşır ve bu kalınlaşma kanın kalbin boşlukları içerisinde akışını engelleyici boyutlara varabilir. Hipertrofik kardiyomiyopati genel olarak ailesel geçiş gösteren genetik bir hastalıktır.
Pulmoner emboli
Akciğer damarlarının genellikle alt ekstremite damarlarından kaynaklanan pıhtılar tarafından tıkanması pulmoner emboli olarak ifade edilir. Tıkanma sonrası etkilenen bölgedeki akciğer dokusu haraplanır ve kan dolaşımındaki oksijen düzeyinde azalma meydana gelir. Akciğere ulaşan pıhtının birden çok sayıda ya da büyük boyutlarda olması halinde pulmoner emboli ölümcül olarak seyredebilir. Kalça ve bacak kırıkları, kanser, pulmoner emboli ile ilgil ailede daha önce bu durumu yaşayan kişilerin varlığı, büyük cerrahi girişimler, kalp krizi ve obezite gibi durumlar pulmoner emboli gelişimi için kabul edilen risk faktörleri arasında yer alır.
- Şeker hastalığı
- Bazı ilaçların kullanımı sonrasında
- Hipotiroidizm
- İnme
- İç kanama
- Böbrek hastalıkları
- Perikardit (kalp zarının iltihaplanması)
- Aşırı egzersiz sonrası
- Yanıklar
- Sepsis gibi ağır seyirli enfeksiyon hastalıkları
Troponin yüksekliği nasıl düşürülür sorusunun cevabı kişideki troponin düzeyinin yüksek olarak tespit edilmesine neden olan duruma göre değişkenlik gösterir. Kalp ile ilgili belirtileri gösteren kişilerin en yakın sağlık kuruluşlarına başvurmaları gerekli durumlarda erken dönemde acil müdahalenin gerçekleştirilebilmesi için önem arz eder.
Troponin ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için web sitemizde yer alan iletişim formunu kullanabilirsiniz.