Otoimmün hastalıklar, toplumda hiç de azımsanmayacak yaygınlıkta görülen hastalıklardır. Bu hastalıklar, vücudun sadece belirli bir bölgesini etkileyebileceği gibi pek çok organı etkileyen sistemik bir etki de oluşturabilir.
Otoimmün Hastalıklar Nedir?
Otoimmün hastalıklar, kişinin bağışıklık sisteminin yanlış bir şekilde kendi vücuduna saldırması sonucu ortaya çıkar. Bu hastalıklarla ilgili en sık sorulan sorulardan biri de ‘Otoimmün nedir?’ sorusudur.
Otoimmün, vücudun kendine karşı bağışıklık yanıtı oluşturması anlamına gelir. Normal şartlarda bağışıklık sistemi, vücuda dışarıdan giren zararlı mikroorganizmaları tanıyarak yok etme görevini üstlenir. Bağışıklık sisteminin yabancı hücre ve vücut hücresi ayrımını yapmasını sağlayan çeşitli mekanizmalar vardır. Bu mekanizmalarda meydana gelen düzensizlik, bozukluk; bağışıklık sisteminin vücut hücrelerini yabancıymış gibi algılamasına yol açar. Bunun sonucunda bağışıklık sisteminde meydana gelen antikorlar, vücut hücrelerine zarar verir. Zarar gören hücre tiplerinin bulunduğu organlarda hasar oluşur. Bazı otoimmün hastalıklarda sadece tek organ hasar görebilirken bazı hastalıklarda ise çoklu organ tutulumu görülebilir.
80’den fazla otoimmün hastalık tanımlanmıştır. Toplumda sık karşılaşılan 14 farklı otoimmün hastalık şu şekilde sayılabilir:
Tip I Diyabet
Pankreas, kan şekerini düzenleyen önemli bir hormon olan insülinin salgılanmasından sorumludur. Tip I diyabette bağışıklık sistemi, pankreasın insülin salgılayan hücrelerine saldırır ve bu hücrelerin işlevlerini yerine getirememesine neden olur. Bunun sonucunda kan şeker düzeyleri sürekli yüksek kalır. Kan şekerinin kontrol altına alınamaması; kalp, böbrek, göz, kan damarları ve sinirler gibi pek çok organ ve yapının zarar görmesine yol açar.
Romatoid Artrit
Romatoid artritte bağışıklık sistemi eklemlere atak yapar. Bu atak sonucu eklemde kızarma, şişlik, ısı artışı, hareket kısıtlılığı gibi iltihaplanma belirtileri ortaya çıkar. İleri yaş grubunda görülen osteoartritten farklı olarak romatoid artrit, yaklaşık 30’lu yaşlarda ortaya çıkar.
Sedef Hastalığı (Psoriazis)
Normal şartlarda deri hücreleri belirli bir hızda çoğalır, gelişir ve bu hücrelere ihtiyaç kalmadığında dökülerek yerlerini hücrelere bırakırlar. Sedef hastalığında deri hücrelerinin aşırı çoğalması söz konusudur. Hızla çoğalan ve yığılan deri hücreleri iltihaplanarak kırmızı lezyonların ve ciltte gri-beyaz plakların oluşmasına sebep olur. Sedef hastalarının %30’unda psöriatik artrit adı verilen; eklemde kızarıklık, ağrı, şişlik ile karakterize bir rahatsızlık görülür.
Multipl Skleroz (MS)
Multipl Skleroz, sinir hücrelerininin etrafını saran miyelin kılıfın zarar görmesi sonucu oluşur. Miyelin kılıfta meydana gelen bozulma; beyin ve omurilik ile vücudun diğer kısımları arasındaki mesaj iletiminin yavaşlamasına yol açar. Bunun sonucunda hastalarda; uyuşma, güçsüzlük, denge sorunları, yürümede zorlanma gibi çeşitli problemler görülür.
Sistemik Lupus Eritematozus (SLE)
Lupus, 1800’li yıllarda sadece ciltte döküntüye neden bir hastalık olarak tanımlansa da güncel olarak lupusun, vücudun pek çok farklı bölgesini etkileyebilen bir hastalık olduğu anlaşılmıştır. Derinin yanı sıra eklemler, böbrek, kalp ve beyin gibi pek çok farklı organda lupusun neden olduğu problemlerle karşılaşılabilir.
İnflamatuar Bağırsak Hastalığı (İBS)
İnflamatuar bağırsak hastalığı, bağırsak duvarının iç yüzeyinde inflamasyon (iltihaplanma) olması sonucu gelişen bir rahatsızlıktır. İBS’nin bir çeşidi olan Crohn hastalığında, ağızdan anüse kadar olan herhangi bir sindirim sistemi yapısı etkilenebilir. Diğer bir tür olan Ülseratif kolitte ise etkilenen asıl organ kalın bağırsaktır. İBS’de şiddetli ishal, karın ağrısı, kilo kaybı gibi belirtiler görülebilir.
Addison Hastalığı
Böbrek üstü bezleri; kortizol, aldosteron ve androjen hormonlarının salgılandığı bir endokrin organdır. Addison hastalığında böbrek üstü bezleri zarar görür ve salgılaması gereken hormonları üretemez. Kortizol seviyelerinde azalma, vücudun karbonhidratları depolama ve kullanma dengesini değiştirir. Aldosterondaki düşüş ise vücutta sodyum kaybına ve kan potasyum düzeylerinin aşırı yükselmesine neden olur.
Graves Hastalığı
Graves hastalığında tiroid bezi hasar görür. Tiroid bezinde oluşan bu hasar sonucunda tiroid hormonu aşırı miktarda üretilir ve hipertiroidizm adı verilen tablo ortaya çıkar. Tiroid hormonunun fazla olması; kalp hızında artış, kilo kaybı, sıcak intoleransı (sıcağa gelememe) gibi çeşitli belirtilere sebep olur.
Hashimoto Tiroiditi
Hashimoto tiroiditinde, tiroid hormonu üretimi azalır. Hipotiroidizm olarak bilinen tablo ortaya çıkar. Tiroid hormonlarının eksikliği; kilo alımı, yorgunluk, saç dökülmesi, soğuk intoleransı ve tiroid bezinde büyüme gibi etkilere yol açar.
Sjögren Sendromu
Sjögren sendromunda, ağız ve gözün nemli ve kaygan olmasını sağlayan bezlerde hasar oluşur. Bu durum sonucunda ağızda ve gözde kuruluk görülür.
Myastenia Gravis
Myastenia graviste, beyinden kaslara kasılma için giden uyarılarda bozulma görülür. Kas ve sinir arasındaki iletimin bozulması, kas kasılmasında problem oluşmasına neden olur. Bu hastalıkta hareketler artan ve dinlenmeyle hafifleyen kas güçsüzlüğü en sık görülen belirtilerden biridir.
Otoimmün Vaskülit
Otoimmün vaskülit, bağışıklık sisteminin kan damarlarına atak yapması sonucu gelişir. Atak sonucunda kan damarları daralır ve içerisinden daha az miktarda kan akışı gerçekleşir.
Pernisiyöz Anemi
Besinlerle alınan B12 vitamininin ince bağırsaktan emilebilmesi için mideyi döşeyen iç yüzeyden intrinsik faktör adı verilen bir protein salgılanması gerekir. Pernisiyöz anemide, intrinsik faktör üretimi bozulmuştur ve bu nedenle yeterli miktarda B12 vitamini bağırsaktan emilmez. B12 vitamin eksikliği de anemiye (kansızlığa) yol açar.
Çölyak Hastalığı
Gluten; çavdar, buğday gibi tahıl ürünlerinde bulunan bir proteindir. Çölyak hastalığında; ince bağırsakta gluten bulunduğu durumda bağışıklık sistemi, ilgili bağırsak kısmına saldırır ve o bölgede iltihaplanmaya yol açar. Bu nedenle çölyak hastaları, gluten içeren besinleri tüketmekten kaçınmalıdır.
Otoimmün Hastalıklar Neden Olur?
Otoimmün hastalıkların neden geliştiği konusu bilim insanları tarafından hala tam olarak aydınlatılamamamıştır. Ancak bir yaralanma ya da enfeksiyon sonucu bağışıklık sisteminin aşırı derecede aktif hale gelmesinin, otoimmün bozukluklar için temel hazırlayabileceği düşünülmektedir. Ayrıca bazı durumlarda, belirli otoimmün hastalıklar açısından riskin arttığı belirlenmiştir. Bu risk faktörleri:
Genetik: Lupus ve Multipl Skleroz (MS) gibi otoimmün hastalıklar, aileler içerisinde kümelenme gösterir. Kişinin, bu hastalıklara sahip yakın akrabasının olması hastalığa yakalanma riskini artırır.
Kilo: Aşırı kilolu ya da obez olmak, romatoid artrit ve psoriatik artrit gelişme riskini artırır. Bu durumun sebebi; kilonun eklem üzerindeki basıncı artırarak bağışık sistemi yanıtının artmasına yol açmasıdır. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda otoimmün hastalıklar ve beslenme arasında bir ilişki olduğu söylenebilir.
Sigara İçmek: Sigara kullanımı; Multipl Skleroz (MS), lupus, hipertiroidizm ve romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklar açısından riski artırır.
İlaçlar: Bazı ilaçların kullanımı da otoimmün hastalık riskini yükseltebilir.
Otoimmün Hastalıkların Tanısı ve Tedavisi Nasıldır?
Çok sayıda otoimmün hastalık vardır. Her bir hastalık için farklı tanı yöntemleri kullanılır. Hastanın belirti ve bulguları bir otoimmün hastalığa işaret ediyorsa ilgili hastalıkla ilgili ek testler de yapılarak tanı doğrulanır.
Otoimmün hastalıklar tamamen iyileştirilemez. Tedavide temel amaç, bağışıklık sisteminin aşırı cevabını kontrol altına almak ve belirtilerin şiddetini azaltmaktır. Bu amaçla bağışıklık baskılayıcı ilaçlar tedavide tercih edilebilir.
Hastalığa bağlı gelişen organ hasarı ve işlev kaybı gibi durumlarda, bu durumları telafi edebilecek tedavi yöntemleri uygulanabilir. Sonuç olarak farklı otoimmün hastalıkların tedavileri de birbirinden farklıdır. Örneğin Tip I diyabet tedavisinde insülin tedavisi uygulanırken Hashimoto tiroiditinde ise tiroit hormonlarını düzenleyici ilaçlar kullanılır.
Otoimmün hastalıklar, oldukça geniş bir yelpazede yer alır. Hastalıkların gelişim mekanizmaları benzer olsa da vücutta yaptıkları etkiler birbirinden farklıdır. Otoimmün hastalıkların ilerlemesini önlemek ve hastalığa bağlı işlev kayıplarını azaltmak için erken tanı ve tedavi büyük önem taşır. Otoimmün hastalık şüphesi taşıyanların donanımlı bir sağlık merkezine başvurarak kontrollerini yaptırması tavsiye edilir.
Otoimmün hastalıklar ile ilgili merak ettiğiniz konuları Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. Bize ulaşmak için web sitemizde yer alan iletişim formunu kullanabilirsiniz.