Arama

Üzgünüz, Aradığınız Sonuç Bulunamadı

Aramanızla eşleşen herhangi bir sonuç bulunamadı, lütfen arama terimlerinizi değiştirerek tekrar deneyiniz.

Kolon Kanseri Belirtileri: Ne Zaman Doktora Başvurmalısınız?

Kolon kanseri, tüm dünyada yaygın olarak rastlanan önemli bir sağlık sorunudur. Bu hastalık, özellikle erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı oldukça yüksektir. Amerikan Kanser Derneği verilerine göre, erken evre (lokalize) kolon kanseri vakalarında 5 yıllık sağkalım oranı yaklaşık %90'ın üzerindedir. Bu nedenle, kolon kanseri belirtileri konusunda bilgi sahibi olmak ve vücutta ortaya çıkan değişimleri takip etmek büyük önem taşır.

Birçok kişi, kolon kanseri belirtileri konusunda endişe duysa da bilinçli olmak ve düzenli kontrolleri aksatmamak korunma ve tedavi açısından kritik rol oynar. Bu içerikte, kolon kanseri belirtileri nelerdir, hangi risk faktörleri hastalığı tetikleyebilir, erken teşhis nasıl sağlanır ve hastalıktan korunmak için neler yapılabilir gibi başlıklar ele alınacaktır. Vücudun verdiği sinyalleri doğru yorumlamak, erken teşhis sayesinde hastalığın ilerlemeden kontrol altına alınmasına yardımcı olur.

Kolon kanseri sürecinde, yaygın görülen semptomların yanı sıra daha nadir belirtilerin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Erken teşhis, yalnızca tedavi başarısını artırmakla kalmaz, aynı zamanda yaşam kalitesinin korunmasına da destek olur. Sağlığınızı önemseyerek, bu bilgilerden yararlanabilir ve şüpheli bir belirtiyle karşılaştığınızda vakit kaybetmeden bir uzmana başvurabilirsiniz.

Kolon Kanseri Nedir?

Vücudumuzun sindirim sisteminin son bölümü olan kalın bağırsak, besinlerin sindirimi tamamlandıktan sonra geriye kalan su ve mineralleri emerek vücuda geri kazandıran ve atık maddeleri dışarı atmakla görevli bir organdır. Ortalama 1,5 metre uzunluğundaki bu organ, aynı zamanda faydalı bakterilere ev sahipliği yaparak sindirim sağlığını destekler. Kalın bağırsağın bu karmaşık işlevleri, genel sağlık için hayati bir öneme sahiptir.

Kolon kanseri, dünya genelinde en sık görülen kanser türlerinden biridir ve hem erkeklerde hem de kadınlarda önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kolon kanseri, kalın bağırsağın iç yüzeyinde bulunan hücrelerin, genetik mutasyonlar sonucu anormal şekilde ve kontrolsüzce çoğalmaya başlamasıyla ortaya çıkar. Normalde vücudumuzda hücreler belirli bir düzen içinde büyür, bölünür ve ölürler. Kanser gelişimi sırasında ise bu düzen bozulur; hücreler hızla büyüyerek tümör adı verilen kitleleri oluşturur. Bu tümörler zamanla büyüyebilir, çevre dokulara yayılabilir ve organın normal işleyişini ciddi şekilde bozabilir.

Kolon kanserinin çok büyük bir kısmı, kalın bağırsak duvarında ortaya çıkan polip adı verilen küçük ve başlangıçta genellikle zararsız oluşumlardan kaynaklanır. Polipler çoğu zaman belirti vermez ve ancak düzenli taramalarla tespit edilebilir. Her polip kanserleşmez; örneğin hiperplastik polipler genellikle düşük risklidir. Ancak özellikle adenomatöz polipler, kanserin öncüsü olarak kabul edilir. 1 cm’den büyük, fazla sayıda olan veya hücrelerinde anormallik (displazi) görülen bu polipler, zamanla genetik değişimlere uğrayarak kötü huylu hale gelebilir, yani kansere dönüşebilir. Bu nedenle, kolonoskopi gibi yöntemler ile saptanan poliplerin çıkarılması, kolon kanseri gelişimini önlemede en etkili adımlardan biridir.

Bu hastalık yalnızca kolonda değil, kalın bağırsağın son kısmı olan rektumda da gelişebilir. Hem kolon hem de rektumda başlayan kanserler topluca kolorektal kanser olarak adlandırılır. Hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla başlayan bu süreçte hastalığın erken evrelerde tanınması, tedavi başarısını önemli ölçüde artırır. Kolon kanseri hakkında bilgi sahibi olmak, korunma ve erken teşhis için ilk adımı oluşturur. Özellikle belirti vermeyen poliplerin düzenli taramalarla tespit edilmesi ve çıkarılması, kolon kanseri riskini azaltabilir.

Kolon Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Kolon kanseri, erken evrelerde genellikle belirgin kolon kanseri belirtileri göstermeyebilir. Bu durum, hastalığın sinsi bir şekilde ilerlemesine ve tanının gecikmesine yol açabilir. Ancak, vücutta ortaya çıkan bazı değişiklikleri zamanında fark etmek erken teşhis ve tedavide büyük önem taşır. Bu belirtiler her zaman kolon kanseri anlamına gelmese de uzun süreli veya şiddetli olmaları durumunda mutlaka bir doktora başvurmak gerekir.

Hastalık ilerledikçe, kolon kanseri belirtileri çeşitlilik gösterebilir. Bağırsak fonksiyonlarında görülen değişiklikler, dışkıda farklılıklar ve genel sağlık durumunda belirgin olmayan şikayetler en temel bulgular arasında yer alır.

En Sık Görülen Belirtiler Aşağıdaki semptomlar, kolon kanseri vakalarında en sık rastlanan bulgulardır:
  • Dışkılama Alışkanlığında Değişiklik: Sürekli devam eden kabızlık, ishal veya ikisinin birbirini takip etmesi gibi bağırsak alışkanlıklarında kalıcı değişiklikler önemli işaretlerdir. Ayrıca normalden farklı sıklıkta tuvalete gitme, dışkının kıvamında veya şeklinde (örneğin, dışkının incelmesi veya kurşun kalem şeklini alması gibi) gözle görülür farklılıklar da dışkılama alışkanlığında değişiklik olarak değerlendirilir. Bu tür değişiklikler birkaç günden uzun sürüyorsa dikkate alınmalıdır.
  • Dışkıda Kan: Dışkıda kan, kolon kanseri belirtileri arasında en dikkat edilmesi gerekenlerden biridir. Kan, bağırsak hareketleri sırasında tuvalette veya dışkı üzerinde parlak kırmızı ya da daha koyu renkte (simsiyah, katran gibi) görülebilir. Parlak kırmızı kan genellikle makata yakın bölgelerden kaynaklanır; koyu renkli kan ise sindirim sisteminin daha üst bölümlerinden gelir. Ayrıca dışkıda gözle görülmeyen, yalnızca laboratuvar testinde saptanabilen gizli kanama da mevcut olabilir ve bu uzun sürede anemi (kansızlık) gelişmesine neden olabilir. Her durumda dışkıda kan görülmesi tıbbi değerlendirme gerektirir.
  • Karın Ağrısı, Kramp ve Gaz: Sebebi açıklanamayan, geçmeyen veya giderek şiddetlenen karın ağrısı, şişkinlik, kramp ve artmış gaz şikayetleri de dikkate alınmalıdır. Özellikle karnın alt bölgelerinde hissedilen ağrı, tümörün büyüyerek bağırsak lümenini daraltmasına veya tıkanıklığa yol açmasına bağlı olabilir.
  • Açıklanamayan Kilo Kaybı: Diyet yapmadan ya da fiziksel aktivitede belirgin bir artış olmaksızın, kısa sürede gözle görülür şekilde kilo kaybedilmesi dikkat çeken bir diğer bulgudur. Kanser hücreleri, vücudun enerjisini tüketerek açıklanamayan kilo kaybına yol açabilir.
  • Halsizlik ve Yorgunluk: Kolon kanserine bağlı olarak gelişen gizli kanamalar, zamanla anemi (kansızlık) tablosuna neden olabilir. Vücuda yeterli oksijen taşınamadığında, kişi kendisini sürekli yorgun ve halsiz hisseder. Bu durum, günlük aktivitelerin bile zorlaşmasına yol açabilir.
Diğer Olası Belirtiler Belirtiler zaman zaman farklı hastalıklarla da karışabildiği için aşağıdaki semptomlar da göz ardı edilmemelidir:
  • Dışkıda Şekil Değişikliği (İncelme): Tümör, bağırsakta darlık oluşturduğunda dışkının normalden daha ince veya kurşun kalem şeklinde çıkmasına neden olabilir. Bu da bir çeşit dışkılama alışkanlığında değişiklik olarak değerlendirilir.
  • Devamlı Tuvalet İsteği veya Dışkılama Sonrası Rahatlayamama: Özellikle rektuma yakın tümörlerde, tuvalete çıktıktan sonra bağırsakların tam boşalmadığı hissi oluşabilir. Kişi, sürekli dışkılama ihtiyacı hissedebilir.
  • Mide Bulantısı ve Kusma: İlerlemiş vakalarda ya da bağırsak tıkanıklığı ile karşılaşıldığında, mide bulantısı ve kusma ile karşılaşmak mümkündür. Bu, sindirim kanalındaki akışın bozulduğunu gösterir.
  • Sarılık: Nadir olmakla birlikte, tümör karaciğere yayılırsa ciltte ve gözlerde sararma (sarılık) görülebilir. Bu genellikle ileri evre hastalıkta ortaya çıkan bir bulgudur.
Bu kolon kanseri belirtileri başka iyi huylu hastalıkların da belirtisi olabileceğinden, özellikle birkaç haftadan uzun süren, geçmeyen veya kötüleşen semptomlarınız varsa bir doktora başvurmak büyük önem taşır. Erken teşhis, kolon kanserinin tedavisinde başarılı sonuçlara ulaşılması için anahtar rol oynamaktadır. Sağlığınızı riske atmadan, vücudunuzda meydana gelen değişiklikleri ciddiye almalı ve düzenli kontrollerinizi aksatmamalısınız.

Kolon Kanseri Neden Olur? (Risk Faktörleri)

Kolon kanseri, dünyada yaygın görülen ve ciddi sonuçlar doğurabilen önemli bir sağlık problemidir. Bu hastalığın ortaya çıkmasında birden fazla nedeni bulunmaktadır. Kolon kanseri nedenleri, genellikle genetik yapı, yaş, yaşam tarzı ve çevresel etkenlerin bir araya gelmesiyle şekillenir. Bu etkenleri risk faktörleri başlığı altında iki ana grupta incelemek mümkündür: değiştirilemeyen ve değiştirilebilen risk faktörleri.

Değiştirilemeyen Risk Faktörleri Bazı risk faktörleri kişinin kontrolü dışında olup, düzenli taramalar ile yakından takip edilmesi gerekir.
  • İleri yaş: Kolon kanseri, genellikle 50 yaş ve üzeri kişilerde daha sık görülür. Yaş ilerledikçe hücrelerde birikmiş olan değişiklikler nedeniyle hastalığın riski kayda değer oranda artar.
  • Genetik Faktörler ve Aile Öyküsü: Ailede kolon kanseri veya polip öyküsü bulunan kişilerde risk daha yüksektir. Özellikle birinci derece yakınlarda kolon kanseri görülmesi, genetik yatkınlığı artırır. Lynch Sendromu ve Familyal Adenomatöz Polipozis (FAP) gibi kalıtsal genetik sendromlar, genç yaşta kolon kanseri gelişme riskini yükseltir.
  • Polip Öyküsü: Daha önce kalın bağırsakta polip saptanan ve çıkarılan bireylerde, tekrar polip gelişme ve bunların ileride kansere dönüşme riski yüksektir. Özellikle adenomatöz polipler, kolon kanserinin öncüsü olabilen lezyonlardır.
  • İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları: Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi uzun süreli inflamatuar bağırsak hastalıkları, bağırsak duvarında süregelen iltihap nedeniyle kanser gelişme riskini arttırır. Bu hastalıklara sahip bireylerin düzenli kontrol ve tarama testlerini aksatmamaları gereklidir.
Değiştirilebilen Risk Faktörleri Kişinin yaşam tarzı seçimleri ve alışkanlıkları ile etkilenebilen risk faktörleri, kolon kanseri gelişiminde önemli yer tutar.
  • Beslenme Alışkanlıkları: Yüksek miktarda kırmızı ve işlenmiş et tüketimi, düşük lif alımı ve sağlıksız beslenme düzeni, bağırsaklarda toksinlerin birikme süresini artırarak kolon kanseri nedenleri arasında yer alır. Lifli gıdaların (sebze, meyve, tam tahıllar) tüketimi, kanser riskini azaltabilir.
  • Obezite ve Fazla Kilo: Vücut kitle indeksi yüksek olan bireylerde kolon kanseri riski daha fazladır. Sağlıklı kiloyu korumak, riskin azaltılmasına yardımcı olur.
  • Fiziksel Aktivite Eksikliği: Hareketsiz yaşam tarzı, bağırsak hareketlerini azaltır ve kolon kanseri nedenleri arasında kabul edilir. Düzenli egzersiz hem sindirim sistemini hem de genel sağlığı olumlu etkiler.
  • Sigara ve Alkol Kullanımı: Sigara ve aşırı alkol tüketimi, hücresel düzeyde zararlı maddelerin birikmesine yol açarak kolon kanseri ve çeşitli diğer kanser türlerinin gelişim riskini artırır.
Risk faktörleri göz önüne alındığında, düzenli sağlık kontrolleri, bilinçli yaşam tarzı seçimleri ve olası belirtileri erken dönemde fark etmek, korunmada en etkili yöntemlerdir. Özellikle ailede kolon kanseri veya polip öyküsü olanlar ve inflamatuar bağırsak hastalıkları bulunan bireyler, doktor önerilerine ve tarama programlarına hassasiyet göstermelidir. Böylece kolon kanseri gelişme riski minimuma indirilebilir.

Kolon Kanseri Teşhisi Nasıl Konulur?

Kolon kanseri teşhisi, hastalığın erken evrede saptanmasıyla tedavi başarısını önemli ölçüde artırır. Bu nedenle, risk faktörlerine sahip kişilerin ve belirti gösteren hastaların düzenli tarama testleri yaptırması büyük önem taşır. Kolon kanseri teşhisi sürecinde adım adım ilerlenen bir yaklaşım benimsenir ve doktorlar çeşitli yöntemlerden faydalanır.

İlk adımda, fiziksel muayene ve hastanın öyküsünün alınmasıyla sürece başlanır. Doktor, hastanın yaşadığı belirtileri (örneğin, kabızlık, kanlı dışkı, açıklanamayan kilo kaybı), önceki sağlık geçmişini ve ailede kolon kanseri öyküsünü sorgular. Bu bilgilere dayanarak, sonraki tetkikler planlanır.

Tarama aşamasında, pratik ve ilk basamak bir yöntem olarak gaitada gizli kan testi uygulanır. Bu test, dışkıda çıplak gözle görünmeyen kanın varlığını araştırır. Testin pozitif çıkması, sindirim sisteminde bir kanama olabileceğine işaret eder ve daha ileri tetkik gerektirir. Ancak gaitada gizli kan testi, kesin tanı koymaz; farklı bağırsak hastalıklarında da pozitif olabilir. Bu nedenle, pozitif sonuç alınan hastalarda kesin teşhis için ek incelemelere başvurulur.

Gelişmiş teşhis yöntemlerinin başında ise kolonoskopi gelir. Kolonoskopi, kolon kanseri teşhisinde “altın standart” olarak kabul edilir. İşlem sırasında, ucunda kamera bulunan ince ve esnek bir tüp ile kalın bağırsak tümüyle gözlemlenir. Kolonoskopi, hem şüpheli bölgelerin net görüntülenmesini sağlar ve polip gibi oluşumların saptanmasına olanak tanır, hem de tespit edilen poliplerin aynı anda çıkarılmasını mümkün kılar. Poliplerin çıkarılması, kolon kanseri gelişimini önlemede kritik bir adımdır. Özellikle 45-50 yaşından itibaren, risk grubundaki bireylere düzenli kolonoskopi taramaları önerilir.

Kolonoskopide şüpheli bir lezyon görüldüğünde, kesin tanı için biyopsi yapılır. Biyopsi, şüpheli dokudan alınan örneğin laboratuvarda incelenmesidir. Patologlar, doku hücrelerini mikroskop altında değerlendirerek kanserli olup olmadığını belirler ve böylece kesin tanı konur.

Kolon kanseri teşhisi konduktan sonra, hastalığın vücuttaki yayılımının anlaşılması (evreleme) amacıyla çeşitli görüntüleme yöntemleri kullanılır. BT (Bilgisayarlı Tomografi), MR (Manyetik Rezonans) ve PET/BT taramaları, tümörün boyutunu, yerini ve başka organlara yayılıp yayılmadığını gösterir. Görüntüleme yöntemleri sayesinde, hastalığın evresi net olarak belirlenir ve en uygun tedavi planı yapılır.

Tüm bu adımlar bir arada değerlendirildiğinde, kolon kanseri teşhisi süreci fiziksel muayene ve hasta öyküsünden başlayıp, ileri laboratuvar ve görüntüleme teknikleriyle kesinleştirilir. Gaitada gizli kan testi, kolonoskopi ve biyopsi gibi yöntemlerin sistematik kullanımı, erken tanı şansını yükseltir. Özellikle kolonoskopi hem teşhis hem de önleyici müdahale imkanı sunduğu için kolon kanseriyle mücadelede vazgeçilmezdir.

Kolon Kanserinden Korunma Yolları

Kolon kanseri, erken teşhis ile tedavisi mümkün bir hastalık olsa da, hastalığın gelişimini önlemek en sağlıklı yaklaşımı oluşturur. Günlük yaşamda yapacağımız bazı değişiklikler, kolon kanserinden korunma şansımızı artırabilir. İşte pratik ve uygulanabilir korunma yolları:

  • Sağlıklı beslenme (lifli gıdalar, sebze ve meyve ağırlıklı): Bağırsak sağlığını korumada sağlıklı beslenme temel bir rol oynar. Lif açısından zengin sebzeler, meyveler, tam tahıllar ve baklagiller tüketmek, sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur ve zararlı maddelerin bağırsakta kalma süresini azaltır. Ayrıca, işlenmiş ve kırmızı et tüketimini sınırlamak, kolon kanseri riskini azaltmada etkilidir. Genel olarak sağlıklı beslenme, yalnızca kolon kanserine değil, birçok kronik hastalığa karşı koruyucu olur.
  • Düzenli egzersiz: Hareketsiz yaşam tarzı, kolon kanseri gelişiminde risk faktörlerinden biridir. Haftada en az 150 dakika orta tempolu veya 75 dakika yüksek tempolu düzenli egzersiz yapmak, bağırsak hareketlerini düzenler ve sağlıklı kilonun korunmasına katkı sağlar.
  • İdeal Kilonuzu Koruyun: Fazla kilo ve obezitenin kolon kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Dengeli bir diyet ve düzenli fiziksel aktivite sayesinde ideal kiloyu korumak, kolon kanserinden korunma konusunda önemli bir adımdır.
  • Sigara ve Alkolden Uzak Durun: Sigara içmek ve aşırı alkol kullanmak, kolon kanseri dahil olmak üzere birçok kanser türünün oluşmasına zemin hazırlar. Bu alışkanlıklardan uzak durmak, genel sağlığı da olumlu etkiler.
  • Düzenli Tarama Testlerini Aksatmayın: Kolon kanserinden korunmada en kritik adımlardan biri de düzenli tarama testleridir. Herhangi bir belirti olmasa bile 45-50 yaşından itibaren düzenli olarak kolonoskopi yaptırmak, poliplerin erken tespiti ve çıkarılması sayesinde kanser gelişimini önlemede etkilidir. Ailesinde kolon kanseri öyküsü olanlar veya diğer risk faktörlerine sahip bireyler, hekim önerisiyle taramalara daha erken başlayabilir.
Bu adımları uygulayarak, kolon kanserinden korunma konusunda önemli bir yol kat edebilirsiniz. Unutmayın, düzenli tarama ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları hem hastalıktan korunmanın hem de erken teşhisin anahtarıdır.

Sıkça Sorulan Sorular
Kolon kanseri, genellikle 50 yaş ve üzerindeki bireylerde daha sık görülmektedir. Yaş ilerledikçe, bağırsak hücrelerinde biriken genetik değişiklikler ve çevresel faktörler hastalığın riskini artırır. Ancak, son yıllarda 40 yaş altı yetişkinlerde de kolon kanseri vakalarında artış gözlemlenmektedir. Genetik yatkınlık veya aile öyküsü olan kişilerde hastalık daha genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Bu nedenle, kolon kanseri riski her yaşta dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Özellikle ailede erken yaşta kolon kanseri görülenler veya diğer risk faktörlerine sahip olanlar, düzenli taramalarını ihmal etmemelidir.
Kolon kanseri erken evrede tespit edildiğinde tedavi şansı oldukça yüksektir. Amerikan Kanser Derneği verilerine göre, erken evre (lokalize) kolon kanseri vakalarında 5 yıllık sağkalım oranı yaklaşık %90'ın üzerindedir. Bu aşamada poliplerin saptanıp alınması veya kanserli dokunun cerrahi olarak çıkarılması genellikle tam iyileşme sağlar. İleri evrelerde ise kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedavi yöntemleri sayesinde hastalığın kontrol altına alınması ve yaşam süresinin uzatılması mümkündür. Erken teşhis, kolon kanseri tedavisinin başarısında kilit rol oynar.
Ortalama risk grubundaki bireyler için kolonoskopi genellikle 45-50 yaşları arasında başlamak üzere her 10 yılda bir yapılması önerilir. Ancak, kolon kanseri riski yüksek olan kişilerde (örneğin, ailede kolon kanseri öyküsü, polip geçmişi, inflamatuar bağırsak hastalığı olanlar) kolonoskopi taramalarına daha erken yaşta başlanmalı ve daha sık yapılmalıdır. Kişisel risk durumunuza göre doktorunuz tarama sıklığını belirleyecektir. Kolonoskopi, kolon kanserinin erken teşhis ve önlenmesinde en etkili yöntemlerden biridir.
Ailenizde kolon kanseri öyküsü bulunuyorsa, standart tarama yaşını beklemeden, genellikle ailedeki en genç hastanın teşhis yaşından 10 yıl önce taramaya başlamanız önerilir. Örneğin, bir yakınınız 50 yaşında kolon kanseri teşhisi aldıysa, sizin 40 yaşında kolonoskopi gibi tarama testlerine başlamanız tavsiye edilir. Bu süreci bir genel cerrahi veya gastroenteroloji uzmanı ile planlamak önemlidir. Düzenli ve erken taramalar, kolon kanserinin zamanında fark edilmesine ve önlenmesine yardımcı olur.
Kolon kanseri belirtileri, hemoroid, irritabl bağırsak sendromu (IBS), divertikülit, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi diğer yaygın sindirim sistemi hastalıklarının semptomlarına benzeyebilir. Örneğin, dışkıda kan hemoroidlerde de görülebilir; karın ağrısı ve bağırsak alışkanlığında değişiklik ise IBS gibi hastalıklarda sıkça rastlanır. Bu benzerlikler ayırıcı tanı için doktor değerlendirmesini gerektirir. Uzman bir hekim, ayrıntılı muayene ve gerekli testler (örneğin, gaitada gizli kan testi, kolonoskopi) ile kesin teşhisi koyabilir. Şikayetlerinizin süresi veya şiddeti ne olursa olsun, doğru tanı ve tedavi için bir uzmana başvurmalısınız.
PROF.DR. LEVENT ERDEM
PROF.DR. LEVENT ERDEM
Gastroenteroloji
Gayrettepe
Florence Nightingale Hastanesi
Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi
PROF.DR. RESUL KAHRAMAN
PROF.DR. RESUL KAHRAMAN
Gastroenteroloji
Kadıköy
Florence Nightingale Tıp Merkezi
Kadıköy Florence Nightingale Tıp Merkezi
PROF.DR. SÜLEYMAN URAZ
PROF.DR. SÜLEYMAN URAZ
Gastroenteroloji
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
DOÇ.DR. ÖZLEM ÖZER ÇAKIR
DOÇ.DR. ÖZLEM ÖZER ÇAKIR
Gastroenteroloji
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
UZM.DR. ŞENCAN ACAR
UZM.DR. ŞENCAN ACAR
Gastroenteroloji
İstanbul
Florence Nightingale Hastanesi
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi
İletişim Formu
Yukarı Kaydır
loading