Doğum kontrol hapları: Kombine oral kontraseptifler: Kadın bedeninde var olan kadınlık (östrojen) ve yumurtlama (progesteron) hormonlarının düşük dozlarda dışarıdan verilmesi sonucu, doğal dengenin baskılanması neticesinde gebelik oluşmaması esasına dayanır. % 99 gibi yüksek koruyuculuk oranına sahiptir.
Gebelikten korunmada bariyer yöntemleri nelerdir?
Kondom (Prezervatif): Cinsel ilişki sırasında, sertleşme olduktan sonra penise takılan kauçuk bir kılıftır. Boşalma sonrası içinde sperm bulunan meninin, kadının vajinasının içine girmesini engeller. Yöntemin başarı oranı tek başına kullanıldığında % 88' dir.
Diyafram: İlişki öncesinde, kadının rahim ağzına yerleştirilen kauçuk, şapka benzeri bir araçtır. Rahim ağzına spermisid (sperm öldürücü madde) uygulanması, fiziksel olarak diyaframı aşabilen spermlerin canlı kalabilmelerini engeller. Tek başına kullanımda başarı oranı % 82'dir.
Spermisidler: İlişkiden önce vajina içine uygulanan krem, fitil veya köpük şeklinde olabilen, spermin canlı kalmasını engelleyen maddelerdir. Tek başına kullanıldıklarında etkinlikleri çok yüksek olmadığı için (%79) diğer bariyer yöntemlerle birlikte kullanılması etkinliğini artırır.
Aile planlamasında hormonal yöntemler nelerdir?
Vücuda dışardan küçük dozlu hormon vererek yumurtalık ve hipofiz bezinin çalışması önlenir. Yumurtlama, dolayısıyla gebelik olmaz.
Minihaplar: İçeriğinde, kadınlık hormonu (östrojen) bulunmayan, sadece yumurtlama hormonu (progesteron) bulunan haplardır. Başarı oranı % 97' dir. Östrojen ihtiva edenlerin kullanılamadığı emzirme döneminde kullanılabilmesi bu yöntemin en belirgin avantajıdır.
Ertesi gün hapları: Korunmasız cinsel ilişkiyi takip eden ilk 120 saat içinde alınan hap döllenen yumurta varlığında o yumurtanın rahim içine yerleşmesini engellemektedir. Ancak günlük pratikte ilk 24 saat geçtikten sonra alınan ertesi gün haplarının koruyuculuğunun azaldığı bilinmektedir.
Doğum Kontrol Hapları
Doğum kontrol hapları: Kombine oral kontraseptifler: Kadın bedeninde var olan kadınlık (östrojen) ve yumurtlama (progesteron) hormonlarının düşük dozlarda dışarıdan verilmesi sonucu, doğal dengenin baskılanması neticesinde gebelik oluşmaması esasına dayanır. % 99 gibi yüksek koruyuculuk oranına sahiptir.
Minihaplar: İçeriğinde, kadınlık hormonu (östrojen) bulunmayan, sadece yumurtlama hormonu (progesteron) bulunan haplardır. Başarı oranı % 97' dir. Östrojen ihtiva edenlerin kullanılamadığı emzirme döneminde kullanılabilmesi bu yöntemin en belirgin avantajıdır.
Ertesi gün hapları: Korunmasız cinsel ilişkiyi takip eden ilk 120 saat içinde alınan hap döllenen yumurta varlığında o yumurtanın rahim içine yerleşmesini engellemektedir. Ancak günlük pratikte ilk 24 saat geçtikten sonra alınan ertesi gün haplarının koruyuculuğunun azaldığı bilinmektedir.
Doğum Kontrol İğneleri ve Flasterleri Nelerdir?
a. Aylık iğneler: Hem östrojen hem progesteron içeren bu ilaçlar düzenli olarak her ay yaptırıldıklarında yüksek koruyuculuk oranına sahiptir.
b. Üç aylık iğneler: Kullanılan hormonal yöntemler içinde koruyuculuğu en yüksek yöntem olan 3 aylık iğnelerin içeriğinde sadece progesteron hormonu bulunmaktadır.
c. Cilt altı implantlar: Progesteron içeren kapsül implant şeklinde üst kol iç yüzünde cilt altına yerleştirilir. Yaklaşık 5 yıl koruma sağlayan bu yöntemde kapsülün progesteron içeriği ile rahim içi tabakası incelir ve gebelik oluşumu önlenir.
d. Doğum kontrol flasteri: Doğum kontrol haplarına benzer prensiple korunma sağlar. Bir kutuda 3 adet bant bulunmaktadır. Bu bantlar her biri birer hafta kalacak şekilde kol, bacak, kalça bölgelerinden birine yapıştırılır.
e. Vajinal halka: Vajinal halka, 4 mm kalınlığında, 5.4 mm çapında bir halka olup, haplardaki gibi östrojen ve progesteron hormonu içeren bir korunma yöntemidir. Vajene yerleştirilen bu halka 3 hafta kullanıldıktan sonra çıkartılır ve halka kullanılmayan bu bir haftalık dönemde adet kanaması olur.
Doğum Kontrol Haplarının Avantajları nelerdir?
Doğum kontrol haplarının en büyük avantajlarından biri adet kanamasının miktarını azaltmak suretiyle kansızlığı önlemeleridir. Bazı kadınlarda bu azalma öyle belirgindir ki adet kanaması sadece lekelenme şeklinde, kahve telvesi gibi olabilir, bu endişelenilecek bir durum değildir. Doğum kontrol hapları adet ağrılarını azaltırlar, yumurtalık ve rahim içi kanseri olma ihtimalini azaltırlar.
Doğum Kontrol Haplarının Yan Etkileri
Doğum kontrol hapları kullanırken görülen yan etkiler nelerdir?
İlk kullanıldıkları dönemlerde en sık görülen yan etki mide bulantısıdır. İlaçların uyku saatinden hemen önce alınması bu etkinin kadın tarafından daha kolay tolere edilebilmesini sağlar. İkinci en sık görülen yan etki ise hap kullanırken görülen ara kanamalardır. Ara kanamaların büyük çoğunluğu, ilacın içindeki kadınlık hormonu olan östrojenin olması gerekenden daha düşük dozlarda bulunduğu durumlarda görülür. Bazı kadınlarda kilo alma şikayeti olabilir. Bu da, daha düşük dozlu hapların kullanımı ile önlenebilir.
Doğum kontrol hapı nasıl kullanılır?
Hapları kullanmaya başlamadan önce gebelik testi ile gebelik durumu saptanmalıdır. Piyasada çeşitli ilaçlar bulunmaktadır. Bazılarının içinden 21 tane ilaç çıkar. İlk kutuya adetin ilk 5 günü içinde (tercihen ilk günü) başlamak gerekir. 21 gün ilaç kullanımından sonra 7 gün hiç ilaç alınmaz, bu süre zarfında adet kanaması gerçekleşir. 7 gün ilaçsız dönemi takiben yeni kutu başlanır. 28 hap olan ilaçlar ise ara vermeden kullanım içindir. Kutunun son ilaçlarında hormon bulunmaz, bu ilaçlar alınırken adet kanaması başlar.
Kimler doğum kontrol hapı kullanmamalıdır?
Meme kanseri, kan pıhtılaşması sorunu olanlar, kalp ve karaciğer hastaları doğum kontrol hapı kullanmamalıdır. 6 aydan küçük bebek emzirenler, sigara içenler, şeker hastalığı olanlar, yüksek tansiyon, migren, depresyon tanısı alanlar ise kontrol altında kullanılmalıdır.
Spiral nasıl koruyuculuk sağlar?
Bakırlı spiral kollarındaki ve gövdesindeki bakır sayesinde sperm hareketini engeller, spermin yumurtayı dölleme yeteneğini azaltır ve en önemlisi rahmin içinde yabancı cisim reaksiyonu oluşturarak gebeliğin rahim içi tabakasına tutunmasını engeller. Hormonlu spiral kollarında, içerdiği toplam 52 mg progesteron hormon türevinin günde 20 mikrogramını salarak etkisini gösterir. Bu hormon düzeyi rahim içi tabakasını inceltmeye, yumurtlamayı engellemeye ve gebelik oluşumunu önlemeye yeterlidir.
Spiral Koruyuculuk Süresi
Spiralin koruyuculuğu 10 yıla kadar devam edebilen bu yöntemde, kullanıcı hatalarına yer olmadığı için kullanımı güvenlidir.
Spiralin yan etkileri nelerdir?
Spiralin en sık görülen yan etkisi adet kanama miktarını artırması ve adet süresini uzatmasıdır. Spiralin bir diğer dezavantajı ise cinsel yolla bulaşan hastalıkları kolaylaştırmasıdır.
Gebelikten korunmada kullanılan cerrahi yöntemler nelerdir?
Gebelikten korunmada kullanılan cerrahi yöntemler nelerdir? Tüplerin bağlanması: Kadınlarda, yumurtayı rahim içine taşıyan tüplerin bağlanması işlemidir. Geri dönüşümü olmadığı için, gelecekte çocuk isteği olmayan çiftler için uygun bir yöntemdir. Koruyuculuğu % 100'e yakındır.
Vazektomi: Erkekte sperm hücrelerinin testislerden depolandıkları bölgelere geçişinin cerrahi yöntemlerle kalıcı olarak bozulması işlemidir. Bu işlem sonrasında ejekülasyon esnasında boşalan sıvının dış görünüşünde hiç bir değişiklik olmaz, ancak sıvıda sperm hücreleri olmadığından gebelik oluşmaz. Koruyuculuğu % 100' e yakın olan bu yöntemde de kadınlarda olduğu gibi geri dönüş çok zordur.
Doğum kontrol ile ilgili merak ettikleriniz için Grup Florence Nightingale Hastaneleri’nin uzman ekibine danışabilirsiniz. İletişim formunu kullanarak ya da 444 0436 numaralı telefonu arayarak uzman ekibimize ulaşabilirsiniz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.