Anoreksiya nervoza temel olarak yeme bozukluğu olarak tanımlanan bir hastalıktır. Kişilik olarak daha çok mükemmelliyetçi, çalışkan ve hırslı kişilerde görülür. Bulimia nervoza hastalığı ile oldukça benzer özellikleri vardır.
Anoreksiya Nervoza Nedir?
Yeme bozuklukları ile ilgili detaylı bilgiye Yeme Bozuklukları Nedir? ve bulimia nevroza ile ilgili detaylı bilgiye Bulimia Nervoza Nedir? adreslerinden ulaşabilirsiniz.
Anoreksiya nervoza yemek yememek, çok az uyumak fakat yemekten veya uykudan enerji toplamadan çok aktif bir hayat yaşamaya çalışma belirtileri gösteren özellikle genç kadınlarda görülen ve hem bedeni hem de zihni etkileyen psikolojik bir bozukluktur. Çağımızın hastalığı olarak bilinir ve oldukça tehlikelidir. Yapılan anketlere göre genç kızlarda %1 oranında bu hastalık görülür.
Bu hastalığa sahip olan insanlar fazla kilolu olma korkusuna sahiptirler veya fazla kilolu olduklarını düşünürler. Bu nedenle de ya çok az yemek yeme ya da hiç yemek yememe eğilimindedirler. Buna bağlı olarak hastalık hem fiziksel hem de psikolojik özellikler taşır.
Az yeme hatta bazen hiç yememe durumu kişinin abartılı bir şekilde zayıf olmasına neden olur. Hatta bu hastalık kişinin hormon seviyelerinde değişikliklere de yol açar. Bu durum kişi için çok tehlikelidir çünkü kadınlarda sağlıksız menstrüasyonun yaşanmasına yol açabilir. Kişiler az yemek yedikleri, hatta hiç yemedikleri, için dolaylı olarak enerjisiz ve güçsüz de kalırlar bunun yanında sürekli üşüme hissederler.
Hastalığın beden sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerini durdurmak için erken tanı ve tedavi gereklidir. Hastalar tedavi edilmediği takdirde hastalık kronikleşebilir; hatta uzun süre tedavisiz kalan anoreksiyalı bireyler arasında yaşamını kaybedenler mevcuttur. Ölüm nedeni genellikle hastalığa bağlı ek olarak gelişmiş başka hastalıklardır. Bu hastalıklara osteoporoz (kemik erimesi), böbrek hasarı ve kalp rahatsızlıkları örnek verilebilir.
Genelde bu hastalık kişilerin diyet yapma düşüncesiyle başlar ve zamanla kontrol edilemez bir hale gelir. Takıntılı düşünceleri olan bu kişiler hayatında sadece diyet, yemek ve kilo üzerine konuları düşünür ve hayatlarını buna göre yönetirler.
Hastalık genellikle ergenlik döneminde başlamakla birlikte nadiren de olsa erişkinlerde de başlayabilir. Bu nedenle, ergenlik çağındaki gençler özellikle vücut algıları açısından gözlenmelidir. Başka bir deyişle; bu hastalık genellikle 15-25 yaş arasındaki gençlerde görülür. Fakat bu durum 10 yaşından küçük çocuklarda veya yaşlılarda hiç görülmeyeceği anlamına gelmez.
Anoreksiya Nervoza’nın Belirtileri Nelerdir? Aile Anoreksiya Nervoza Hastalığını Nasıl Anlayabilir?
Anoreksiya nervozanın sık görülen belirtilerine özellikle ergenlik yaşındaki genç kızlarda dikkat edilmelidir.
- Yemek yememe veya çok az yeme durumu sonucunda görülen ciddi kilo kaybı,
- Kısa süre içinde olması gerekenden çok daha fazla yemek yedikten sonra bu yemeği kusmak,
- Kişinin vücudunda kıllanmanın artması,
- Psikolojiyi etkileyen bir hastalık olduğundan sürekli depresif ve endişeli bir durumda olma,
- Uyuma konusunda sıkıntılar çekme,
- Kilo takıntısı olmasından dolayı yemek yememe yanında çok ağır egzersizler yapma,
- Zayıf olduğu durumda bile kilolu olduğunu düşünmek ve kilo almaktan da korkmak,
- Düşüncelerinin sürekli yemek, kilo ve diyet üzerine olması,
- Kişi eğer kadınsa 3 ay boyunca menstrüasyon görmemesi,
- Mide ağrıları, kabızlık, ishal gibi gastrointestinal sistem rahatsızlıklarına yol açar,
- Cilt ve saçlar üzerinde beslenmenin yetersiz olması nedeniyle olumsuz etkiler görülmesi,
- Yemek yemenin üzerine sürekli kusulması ve ağza mideden gelen asit nedeniyle diş minelerinin hasar görmesi ve dişlerin çürümesi, en sık gözlenen belirtilerdir.
Anoreksiyaya Ne Sebep Olur?
Bu hastalığın gerçek nedeni bilmemektedir. Birden fazla faktörün toplanması sonucunda kişide görülen bir hastalıktır. Bu hastalığın görülme riskini arttıran bazı sosyal ve fiziksel faktörler vardır. Bu faktörlere örnekler:
- Ailede veya yakın çevrede anoreksiya nervoza veya bulimya nervoza gibi bir yeme bozukluğu hastalığının bulunması,
- Bedenini kullanarak yapılan işlerle uğraşmak, (Bu işlere örnek olarak dans, bale, mankenlik veya jimnastik verilebilir.)
- Cinsel yönden çekici olmak için çok zayıf olmak gerektiğini düşündüren sosyal baskı,
- Stres,
- Boşanma, taşınma, okul değiştirme veya sevilen birinin kaybedilmesi gibi zor deneyimler atlatmak,
- Cinsel anlamda büyümenin ergenlerde getirdiği kafa karışıklığıdır.
Anoreksiya Hastalığının Tedavisi Nasıl Yapılır?
Anoreksiya nervoza hastalığı hastaların %10 kadarının çeşitli nedenlerden dolayı maalesef kaybedildiği ağır seyreden bir hastalıktır. Bu hastalığın başlangıcı genellikle psikolojik olduğu için kişinin mutlaka bir psikiyatrist desteği alması önerilir. Hastalığın psikolojik safhasından sonra bedende yeme bozukluğundan dolayı oluşmuş rahatsızlıkları tedavi etmek için de tıbbi destek mutlaka gereklidir.
Genelde ergenlik döneminde görülmeye başlanan bu hastalığın tedavisinde ve teşhisinde ailenin rolü büyüktür. Ailelerin bu konuda bilinçli olmaları gerekir. Ayrıca psikolojik bir hastalık olduğu için de tedavi süresince ailenin çocuğa destekte bulunması çok önemlidir. Hastalığın ilerlemeden ve bedende çok büyük sorunlara yol açmadan teşhis edilip tedaviye başlanması hastalıktan kurtulma oranını olumlu yönde büyük oranda etkiler.
Bu hastalığın tedavisi genellikle uzman hekimler tarafından hastanede ve ayakta yapılır. Tedavideki amaç kişinin yeme alışkanlığını eski ve sağlıklı düzenine geri döndürmek ve bu sayede de vücutta bozuk yeme düzeninin neden olduğu bedensel sorunları ortadan kaldırmaktır. Bu tedavinin psikolojik evresinde ise kişinin kendi bedeniyle barışmasını sağlamak, bedeniyle ve kilosuyla alakalı veya yeme düzeniyle alakalı olan yanlış yargıları düzeltmek temel hedefler olarak gösterilir. Tedavinin psikolojik evresinde bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi yöntemler uygulanabilir.
Anoreksiya nervoza hastalığının bedende oluşturduğu çeşitli hastalıklar nedeniyle kişinin tedavi süresince hekimi tarafından önerilen belirli ilaçları kullanması gereklidir. Ayrıca bazı durumlarda kişiye antidepresan kullanımı da önerilir.