Günümüzde obezite cerrahisi; tıbbi tedavinin başarısının düşük olabileceği, seçilmiş olgularda şişmanlığın yol açabileceği ek problemlerin kalıcı olarak önlenmesinde başarı ile kullanılmaktadır.
Günlük yaşamda sık uygulanması nedeniyle “tüp mide ameliyatı” ile “obezite ameliyatı” eşdeğer olarak kullanılmaktadır. Oysa tüp mide ameliyatı obezite cerrahisinde kullanılan ameliyat yöntemlerinden biridir. Bu yazımızda obezite cerrahisinde kullanılan diğer cerrahi yaklaşımlar hakkında bilgi vermeyi amaçladık.
Mide Balonu Nedir? Nasıl Bir Yöntemdir?
Obezitenin tedavisinde kullanılan ve ameliyat gerektirmeyen bir yöntemdir. Midede hacim kaplayan balon sayesinde daha az besin alımı ve süreklilik arz eden bir doygunluk sonucunda düşük kalorili bir ortam yaratarak zayıflamaya yardımcı olur. Mide içinde 6-12 ay kalabilir ve yaklaşık 30 yıldan beri obezitenin tedavisinde kullanılmaktadır.
Diyet ve egzersiz programına uymak kaydı ile bu yöntem ile 1 yılda yaklaşık 20 kilo kaybı beklenebilir. Balon takıldıktan sonra diyetisyen kontrolünde bir program dahilinde beslenme düzenlenerek kilo kontrolü sağlanır.
Kimler Mide Balonu İçin Adaydır?
- BKI ≥30 olan,
- Birçok diyet ve egzersiz programına rağmen başarısız olmuş,
- Yaşı 18’den büyük ve 60’dan küçük olan,
- Cerrahi tedavinin riskli olduğu obez hastalar bu yöntem için uygundur.
Kimlere Mide Balonu Uygulanmaz?
- Alkol ve madde bağımlıları,
- Hamile olan ve hamilelik planlayanlar,
- Ciddi kalp, böbrek, karaciğer ve akciğer hastalığı bulunanlar,
- Öncesinde yemek borusu ve mide ameliyatı olanlar,
- Sürekli kan sulandırıcı kullanmak zorunda olanlar,
- Mide fıtığı, reflü ve buna bağlı yemek borusu yanığı olanlar,
- Mide-onikiparmak bağırsağı ülseri olan hastalar.
Mide Balonu Nasıl Uygulanır?
Balon endoskopik olarak yani ameliyatsız olarak uygulanır. Hasta anestezi ile uyutulduğundan işlem sırasında herhangi bir şey hissetmez ve işlem ortalama 15 dakikada tamamlanır.
Balon uygulanmadan önce yemek borusu, mide ve 12 parmak bağırsağı endoskopik olarak değerlendirilir ve balonun uygulanmasına engel bir durum olup olmadığı ortaya konur. Engel bulunmayan hastalarda endoskop çıkarıldıktan sonra balon özel aparatlar aracılığı ile ağız ve yemek borusu yolundan mideye gönderilir. Daha sonra tekrar endoskopi yapılarak balonun midedeki konumu netleştirildikten sonra yine özel endoskopik aparatlar aracılığı ile balon içine metilen mavisi ile boyalı serum fizyolojik verilerek balon şişirilir.
Öncelikle 400 cc verilen serum fizyolojik hastanın tolere edebilirliğine göre zamanla artırılabilir ve tüm bu işlemler endoskopik olarak yapılır. İşlem sonrası hasta hemen uyanır ve yaklaşık 1-2 saat hastanede kaldıktan sonra evine taburcu edilir.
Mide Balonu Patlar Mı? Patlaması Nasıl Anlaşılır ve Ne Yapılır?
Mide balonunun patlaması çok nadir görülür. Patladığında içindeki mavi su bağırsak sistemine karışır ve idrarı maviye boyar. Bu durumda hasta balonu normal yollarla atar ya da endoskop ile mide içine girilerek ameliyatsız olarak balon çıkarılır.
Mide Balonunun Yan Etkiler Nelerdir?
Çok nadir de olsa balon yerleştirilirken kanama ve yemek borusu ve midede delinme olabilir.
İlk zamanlar midede rahatsızlık hissi, bulantı ve/veya kusma görülebilir. Bu gibi durumlar gerek ağız yoluyla gerekse damar yoluyla verilen ilaçlar ile kontrol altına alınır ve zamanla hasta balona uyum sağlar. Yine ilk haftalarda günlük sıvı alımı azalmasına bağlı yorgunluk halsizlik olabilir.
Balonun patlaması sonucunda bağırsaklara kaçar ve ameliyat gerektiren barsak tıkanmasına neden olabilir.
Mide (Gastrik) Bypass Ameliyatı Nedir?
Bu yöntemde mide özel cerrahi malzemeler (laparoskopik) kullanarak biri oldukça küçük olan iki ana bölüme ayrılır. Oluşturulacak küçük mide bölümün ince bağırsağın başlangıç bölümünden yaklaşık 50-70 cm’lik uzunlukta bir alana ağızlaştırılır. Bu seviyeden sonra devam eden 100-150 cm’lik alana ise safra ve pankreas salgılarının ulaşmasını sağlayacak iki bağırsak tekrar birleştirilerek sistem düzenlenir.
Gastrik bypass’da ilk olarak cerrahi ile yeni oluşturulan küçük mide poşu (30-50 cc) nedeniyle alınan gıda hacminin azaltılması amaçlanır. İkinci olarak ise, yenilen az miktarda gıdanın pankreas ve safra sıvıları ile daha geç karşılaşması sonucunda içerdiği tüm kalorinin alınması engellenerek kilo kontrolü sağlamaktadır.
Tüp mide ameliyatından farklı olarak hem gıda alımı azalır hem de alınan gıdalardaki tüm kalorinin alımı engellenir.
Ameliyat sonrası diyet programı, fiziksel aktivite düzenlemesi ve spor ile kişi ideal kilosuna kavuşur ve kurallara uyduğu sürece uzun dönem kilo kontrolü sağlanır.
Cerrahiden sonra diyetisyen kontrolünde ilk 6-8hafta, önce sıvı ardından püre gıdalar ile başlayıp zamanla normal gıdaya geçilir. Takip eden 3-6 ayda (yeni mide sağlık kazanırken) uygun ve yeni beslenme alışkanlığına zamanla geçilir. Hastalar aynı zamanda önerilen vitamin ve mineral ilavelerini (genelde demirli vitaminler ve kalsiyum desteği) almaya başlar ve ameliyat sonrasında bazı hastalarda tekrarlamak gerekebilir.
Gastrik Bypass Ameliyatının Olası Komplikasyonları Nelerdir?
Gastrik bypass cerrahisinin riskleri; zayıflama cerrahisinin kendi cerrahi işlem ile ilişkili fiziksel riskleri ve herhangi bir büyük cerrahiye bağlı stresin hayati organlara ve vücuda yüklediği riskleri içerir.
ERKEN DÖNEM
Kanama
Kaçak
Emboli (Damar içi pıhtı)
Akciğer kapanması
Yara yeri enfeksiyonu
Kesi yerinde Fıtık
GEÇ DÖNEM
Bağırsak tıkanması
Mide-barsak ülseri
Kesi yerinde fıtık
Safra kesesinde taş
Tüp mide ameliyatı ile ilgili detaylı bilgiye Tüp Mide Ameliyatı adresinden ulaşabilirsiniz.
Gastrik Bypass Ameliyatında Safra Kesesi Alınmak Zorunda Mıdır?
Cerrahi öncesi yapılan kontrollerde safra kesesinde taş varsa aynı ameliyatta safra kesesi alınabilir. Çünkü hasta bir safra kesesi düzenli kilo azalması sırasında buna ayak uyduramayabilir, klinik problemlere varan sorunlar yaratabilir. Diğer taraftan, safra kesesinde taş yok ise, ameliyatta safra kesesi alınmaz. Cerrahiden sonra 6 ay süresince safra seyreltici bir ilaç reçete verilebilir. Bu tedavi safra taşı oluşma ihtimalini azaltacak ama ortadan kaldırmayacaktır.
Obezite Cerrahisi Safra Kesesinde Taş Oluşumunu Artırır Mı?
Obezite cerrahisi sonrasında safra içindeki kolesterol ve müsin miktarı artar. Obezite ameliyatı sonrasında beslenmede yağlı gıda alımı azaltılır. Bu durumda safra kesesi hareketleri azalır. Ek olarak, ameliyat edilmiş hastalarda safra tuzu salınımı da azalır.
Bunlara bağlı olarak obezite cerrahisi sonrasında hasta kilo kaybederken safra taşı oluşma olasılığı artar. Ameliyat öncesi VKI değeri yüksek olan ve ameliyatla vücut ağırlığının %25’inden daha fazlasını kaybedeblerde safra taşı gelişme olasılığı yüksektir.
Safra taşları ile ilgili detaylı bilgiye Safra Taşı Nedir? adresinden ulaşabilirsiniz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.